Zaman geçiyor
Hikâyesi yüzünden okunur insanın. Güneşe maruz kalan tendeki renk
değişimi ele verir her şeyi. Bedene yerleşen ağrılar gitmez. Gözler bir ömrün
aynası, baktıkça hakikatin derinine inersiniz. Ve zaman geçer saatiniz dursa
da.
Yeni yaşınız için alınan yaş
pasta bile kuru gelir. Yaş, gözlerden akar, gönülde hasret. Ayırır zamanı ve
mekânı serâperde. Ayırır bir kalbi ortasından ve düşer mecalsiz bir ruh. Söz,
sesini kaybeder; göz, ışığını. Bir el uzanır mazi ağacına, kalmamıştır meyve.
Ve geçmiştir zaman.
Kapılar ne zamandır açılmamış. Eşyalar yorgun. Lambalar tozlu.
Çerçeveli bir fotoğrafta kalmıştır güzellik. Burada bir hatıra canlanır. Uzanır bir el, dokunur cansız sûrete.
Hisseder o sıcaklığı. Isınır üşüyen yüreği. Tarih düşülmemiş olsa da düşülür
geçmişin izine.
Bir hazînedar değil midir ruh? Hiç geçmek istemeden korur yaşamak
arzusunu. Muhâsara altına almak ister o sûreti. Parmaklardan âbıhayat akar sanki. Parmak izinde aranır kader. Kim okuyabilir,
kim çözebilir, kim anlayabilir ki bu sırrı? Ve zaman göçmen kuşların
kanatlarında geçip gider.
Şimdi mevsim döndü. Bölüm bölüm açılır kitap. Dersler okunur. Dertler
artar. Umut bir dağ olur. Kaf Dağı belki. Uzar gider yollar. Kesişir yollar.
Karşılaşmak dindirir yürek sızısını. Göğsünün sıcaklığında uyumak, huzur
bulmaktır hayat. Kalır, uyur, dindirir özlemi. Canlanır yüzü, başka sayfa
açılır. Ve zaman iyileştirir. Yazılır reçeteye:
“Sevilmek iyi geliyor.”
Yorgun kuşlar daha güçlü uçar. Nefes olur her bakış. Bir avcı merhamete
gelir. Kafesler açılır. Ruhun kanatları
özgürlüğe uçar.
Zaman geçer belki arzular da
geçer. Geçer her şeyin hükmü. Bir
yanılsamadır şu görülen. Ne ki dünya denilen
şuh bakış, sönecek bir gün ve zaman geçecek. İhmale
gelmez sevmek. Her çiçek mevsiminde açar, her kalp mevsiminde sever.
Tedavülden kalkar mı sevmek? Zaman
geçmeden bilmek, zaman geçmeden sevmek.
İnsan kendi hikâyesinde kaybeder. Başka zamanda başka hikâyelerin
akışında yer bulma isteği…Arar, bulur, durur. Durduğu yer, kendi yeri değildir.
Yabanıl bir ruh olur durduğu yerde. İstasyona son anda yetişen yolcu telaşı. Şaşkınlık. Ne yapacağını bilememek…
Çocukça sevinçler kaplar gökyüzünü. Sürer gider, akar ömür.
“En iyi anlatış artık susmaktır/ Anladım bunu
ben seni bilince/ Gel denize yaslan yalnız denize/
Sırrını denizler taşır insanın” M. Âkif
İnan gibi diyorum, bu ömrün sırrı ancak denizlerde kalabilir. Mavisinde
kaybolmak sonsuz denizin ve sürgün kalmak gözlerinde.