Zam yapma paranoyası
Büyük şehirlerde
yaşıyorsanız, içme suyunu satın alıyorsunuz demektir. Son bir ayda eve ne zaman
su istesem her seferinde parasını zamlı ödedim. Her hafta düzenli olarak zam
yapıyorlar. Marketler de öyle… Başta temel ihtiyaç maddeleri, tüm ürünlerin fiyatı düzenli
olarak artırılıyor.
Bu sağlıklı
bir gidişat ve normal bir uygulama değil. Türk insanına kasıtlı ve sinsice
yapılan bir zulümdür. Bu zulmün arkasında da Türkiye’nin en zengin iş adamları grubu
var. Tüsiad çatısı altında toplanan, Batının dümen suyundaki bu işadamları hükümete
muhalefet yapacağım diye Türk insanının ekmeğiyle oynuyorlar.
Suyu getiren
vatandaşa, “Ne bu kardeşim, dolar her hafta yükselmiyor, benzine de her hafta
zam gelmiyor ama siz her hafta zam yapmayı alışkanlık haline getirdiniz” dedim.
Esprili bir şekilde, “Abi, hükümeti devirmemiz lazım” cevabını verdi. İşin
gerçeği bu…
***
Türkiye’de
sistem değişti. Hızlı icraat için Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Devlet
birçok konuda hızlı kararlar alıyor ve uyguluyor. Ancak piyasaya müdahalede ve
piyasanın sağlıklı işlemesinde zamanında ve etkili tedbirler alındığı
söylenemez.
Bakanlar da,
bürokratlar da Cumhurbaşkanı kadar yoğun çalışmasa bile en az onun yarısı kadar
çaba harcamalı. Çünkü at sahibine göre kişner. Devlet Denetleme Kurulu başta
olmak üzere tüm bakanlıkların denetim birimleri piyasayı sürekli ve düzenli
şekilde kontrol etmeli ve fırsatçıların üzerine gitmelidir. Aralıksız ve
tavizsiz…
Türkiye düşmanları
uyumuyor ve boş durmuyor. ABD, bir yandan Yunanistan’ı kışkırtıp başımıza
musallat etmeye çalışırken, içerideki satılmışları da hareketlendirerek Türk
insanının ekmeğiyle oynuyor. İnsanımızı zamlarla vurarak kışkırtmayı ve mevcut
hükümetin aleyhine çevirmeyi amaçlıyor.
***
Rahmetli
Necmettin Erbakan, siyasete girdikten sonra ilk yaptığı işlerden biri, Tüsiad’a
karşı Müsiad’ı kurdurup gelişmesini sağlamak olmuştu. İlk kurulduğunda küçük
ölçekli sanayicilerden oluşsa da zamanla inançlı iş adamları sanayinin farklı
sektörlerinde gelişip güçlendiler.
Müsiad’ın
gelişmesine karşı Türkiye’de Tüsiad tröstü kırılamadı. Gücü azalmış olsa da Batının
dümen suyundaki bu işadamları grubunun etkinliği devam ediyor. 20 yıldır
iktidarda olan Erdoğan hükümetleri, FETÖ’yü alt etti, Kemalist cuntacıları alt
etti, ABD ve Avrupa’yı alt etti ama Mimarlar Odası ve Tüsiad
tröstünü kıramadı.
Bunların Türk
insanının inancına, moral ve manevi değerlerine saygısı yok. Şirketlerinde ne
inançlı bir yönetici ne başörtülü bir çalışan bulamazsınız. Ama Devletin
imkânlarını en çok onlar sömürür. Bugün Müsiad yönetiminden gelen bir Maliye Bakanı var. Konuyu da,
problemleri de iyi biliyor. Yapılması gereken, gelir dağılımında seçkinler lehine işleyen dengeyi milletin
lehine çevirmek. Devletin
demir yumruğu vurguncuların tepesine inmedikçe bu devran değişmez. Sistem
değişince de pahalılık
diye bir şey kalmaz.
Şairin
dediği gibi sistem hala şöyle işliyor:
Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.