ZALİMLER İÇİN KESKİN KILIÇ: HASAN KARAKAYA
Muhterem dostumuz, kıymetli yazar Hasan Karakaya'nın Medine'de vefat ettiği haberini alınca üzüldüm, geçmiş hatıralarımız gözümün önünden film şeridi gibi geçti.
Onu ilk 1982 veya 1983 yılında tanıdım. Milli Gazete'nin gencecik genel yayın yönetmeni idi. 1954 doğumlu olduğuna göre demek ki daha 20'li yaşlardaymış.
O zaman ben de İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi'nde psikiyatri eğitimi gören genç bir asistandım. Yazmaya meraklıydım. İlk yazılarımı Milli Gazete'ye götürdüm. O zaman başka gazeteler de yoktu zaten. Yazılarımı hep yayınlamış, üstelik desteklemişti devamlı yazmam için.
Bu yüzden Hasan Karakaya'nın yazma ve kitap çıkarma maceramda özel yeri vardır. Sonra gönderdiğim her yazıyı yayınladı Rabbim ondan razı olsun.
Benim askerlik vazifem ve daha sonra başka yayın organlarında yazmam sebebiyle seyrek görüşür olduk. Ancak aramızdaki sevgi bağı hep devam etti.
Akit ve Vakit'te Genel Yayın Müdürlüğü yaptığı yıllarda aksatmadan ayda veya iki ayda bir Dr. Ali Akben ile ziyaretine gittik, o tadına doyulmaz sohbetine katıldık. Ara verirsek tatlı sitemi ile arar, beklediğini söylerdi.
Sigara konusunda aramızda anlaşmazlık yaşanırdı. Üstad bırakmak ister fakat dayanamaz tekrar başlardı. Bu yüzden hatırladığım iki defa beyin damarı tıkanmasından yoğun bakıma yatırıldı ve tedavi oldu. Hep kendisine ölümden döndüğünü, sigarayı bırakmasının şart olduğunu Dr. Ali Akben dostumuzla anlattık. Son gidişlerimizde sigarayı kesin bıraktığını söyledi. Memnuniyetle karşıladık. Ancak sigara tahribatını yapmıştı ve damarlarda geri dönülmeyecek daralma mevcuttu.
Hasan Karakaya'yı memleketim İskenderun'a götürmüş, orada Belen'deki baba evimde misafir etmiştim. Karşılaştığımızda bundan bahseder, annemin yemeklerini özlediğini söylerdi. Antakya, Kahramanmaraş, Adana dolaşmıştık. "Yeni gezi ne zaman?" diye sorardı. Maalesef bugün yarın derken ihmal ettik. Sonra bu acı haber geldi.
Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızı olduğu gibi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı da çok sevmiş, benimsemişti. Rabbim Hasan Karakaya üstadımızı seviyor ki canını Cumhurbaşkanımızla çıktığı seyahatte, üstelik umresini daha yeni tamamlamışken ve Peygamber Efendimiz'i ziyaretinden dönüşte aldı. Hem de bu sefer yoğun bakımlara düşürmeden, başkasına muhtaç etmeden ve yine üstelik kutlu Medine'de.
Vefat ettiğinde onun için "zalimler için keskin kılıç" tanımlamasını gördüm. Gerçekten Hasan Karakaya'yı çok güzel anlatan bu sözü yazımın başlığı yaptım. Zaten tesettürlü kızlarımıza çirkin sözlerle saldıran seviyesiz birine verdiği cevap Türk basın tarihine geçmişti.
Mevla rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.