Z-Kütüphane ve okulların kitaplaşması
Bilgi güçtür ve bilgiyi yöneten güçlüdür...
Milli Eğitim Bakanlığı tarafında yürütülmekte olan "Zenginleştirilmiş Kütüphanler" kısa adıyla (Z-Kütüphanler) kimilerine göre devrim kimilerine göre de bir ihtiyaç algısıyla lise ve ortaokullarda modern yapılarıyla yerlerini almaya başladılar.
Daha önceleri neden halk kütüphanelerinin Milli Eğitim Bakanlığından ayrılıp Kültür Bakanlığına bağlandığına aklımın ermediğini, bu hususta eleştiri dozunun yüksek olduğu yazılar kalme almış ve işin takibini yapmıştım. Şimdi ise Zenginleştirilmiş kütüphanlerin kurulması ile kısmen de olsa bu görüşümden vazgeçmiş bulunmaktayım.
Okullarda ödev zamanlarında ne yapılır, hatırlayalım. Genelde öğretmenler, öğrencilere belli başlı konular verir ve ödev zamanında hazır hale getirmesini beklerler. Tabi okulda kütüphanenin olmayışı öğrenciyi halk kütüphanesine yönlendirirdi. Halk kütüphanesine gelen öğrenci de kitapların çokluğundan ve konuların azlığından (!) şikayet eder. Elinde belli bir bulgu ve belge bulmadan soluğu internet kafelerde alırlar. Bu kaflerde işletmecinin bilgisi ile eş zamanlı vicdanı doğrultusunda Google amcaya müracaat edilir. Ve ne idiğü belli belirsiz bilgilerin çıktısı alınır. Bu bilgilere güzel bir kapak ile öğretmene ödevler sunulur.
Bu bilgilerle karşılaşmak istemeyen vizyon sahibi öğretmenler de yok değil. Ödevin nasıl bulunacağı, nereden temin edileceği ve ödev hazırlama aşamasında daima öğrenciyle beraber olan öğretmenlere eli öpülecek hocalar diyoruz. Bu eli öpülecek hocalar, öğrenciyi hem kitabı çok bilgisi az olan (!) kütüphane sendromundan kurtarıyor hem de internetkafelerde küçücük bir bilgi uğruna hayatları çalınan (satanizim ve benzeri zararlı yapılar)
Bütün bu nedenlerle Milli Eğitim bakanlığı beş yıllık kalkınma planı çerçevesinde hazırladığı Zenginleştirilmiş kütüphanelerle öğrenciler ve hatta öğretmenler (çocukluk özlemi içinde olanlar) için çağın bilgi ihtiyacını karşılayacak proje geliştiriyor. Bir vakitler çok gezen mi yoksa çok okuyan mı bilir münazara tartışması gibi okul mu kütüphanenin çatısı yoksa kütüphane mi okulun çatısı tartışmasına da son verecek bir proje hayata geçiriliyor.
Şimdilerde sayıları bine yaklaşan (975) Zenginleştirilmiş kütüphane ülkemizin her köşesine ulaşmış durumda. Z- Kütüphane isimiyle kurulan bu yapının tanımı bakanlık tarafından söyle yapılmış: "Estetik ve ergonomik tasarımıyla öğrencilerin okullarda bilgiyi sevme,öğrenme ve dinlenme etkinliklerine imkan veren sosyal etkinlik alanıdır."
Z-Kütüphane özelliklerine de gelince bilgiye erişimde fırsat eşitliği, sesli ve elektronik kitaplar, pedagojik uygunluk, taşınabilir raflar, ahşap ve kumaşla kaplanmış duvarlar, okuma zevkini uyandıran ortamlardan oluşuyor. Bileşenlere gelince tadilat ve altyapı, mobilya, bilgisayar, yazıcı ve kitaplardan oluşmaktadır.
Okullarda Z-Kütüphanelerin bulunduğu yerin konumu itibariyle de önem arzetmekte. Bu yapılar okulun giriş katında ve herkesin görebileceği, uğrayabileceği yerde kuruluyor. Eskiden okullarımızdaki kütüphanelerin halini bilen bilir. Ya çatı katlarında ya da bodrum katlarında olurdu. Kaymakam ya da milli eğitim müdürünün okula geleceği gün açık bulundurulurdu. Okul müdürü kitabı seven ve kitapla içli dışlı ise bir personeli burada tutmak suretiyle açık kalırdı bu okul kütüphaneleri.
Zenginleştirilmiş Kütüphanelerin bundan sonraki aşamasında bizi neler bekliyor? Bakanlık, kitap otomasyon sisteminin bitimiyle (KOHA) bütün Z-Kütüphanleri bir çatı altında toplayacak. Böylece okullar çok pahalı olan bu otomasyon sistemi zahmetinden kurtulacak. Ayrıca farklı tür ve formatlardabilgi kaynaklarının saklanıp düzenlenmesi ister istemez bir kütüphaneciye gereksinip duyulacak. Her okula bir kütüphaneci verilene kadar şimdilik Z-Kütüphane, bu alanda kursu alan hocalarca idare edilecek. Bu hocaların aslında kütüphaneci geldiği zaman da buraların sorumluluğu devam ettirmesi lazım. Anahtarı kütüphaneciye verdim, gitti meselesi oluşmaması lazım. Başta da söylediğimiz gibi öğrenciyi bilgiye yönlendirme yani balık tutmayı öğretme söz konusu olmalı. Kütüphaneci bir memur olarak kütüphaneden sorumlu ve öğretmenin uhdesinde olması lazım. Yoksa öbür türlü halk kütüphanelerinde öğrenci-kütüphaneci diyaloğu kopuktur.
Okulumuzda zenginleştirilmiş kütüphaneyi görünce tekrar öğrenci olalım diyercesine yeni nesli kıskanacak bir yapıya bürünmüş durumda. Zaten uzaklardan gelen bir söz ne diyordu?
Bu dünyayı çocuklarımıza miras olarak değil,onlardan ödünç almış bulunmaktayız.
Şu son cümleyle yazımı bitireyim. Uluslararası standartlarda nitelikli Z- Kütüphane şöyle olmalıdır. Kütüphaneci, Öğrenci-kütüphaneci iletişimi artıran öğretmenin katılımıyla oluşan bir kütüphane kaliteli bir eğitim-öğretim hayatının getireceği inancındayım.
Not: 21-25 Ağustos 2017 tarihinde Kuşadası Güvercinada Mesleki ve Teknik Anadolu lisesinde 5 gün boyunca Z-Kütüphane kursunda bize güzel bilgiler aktaran Bakanlık temsilcimiz Müjgan Gene başta olmak üzere Doç.Dr.Nevzat Özel,Yrd.Doç. Dr. Kasım Binici,Meltem Koçak ve Ayşe Yüksel Durukan hocalarıma teşekkür ederim.