Z kuşağı otistik mi kurtarıcı mı
Dijital çağın hızlanmasıyla kuşaklar arası uçurum iyice arttığını biliyoruz. Eskiden 30 yılda oluşan kuşaklar arası çatışma şimdilerde 5 yıla kadar inmiş durumda. Baş döndürücü hızla gelişen bilişim sektörü, insanı teknolojinin gerisinde bırakıyor. Y kuşağının, Z kuşağını bu kadar çok konuşup üzerine paradigmalar geliştirmesinin sebeplerinden biri de bu farkı anlama ve anlamlandırma çabası olsa gerek.
Bu hafta sosyal medyada
önüme düşen bir video, Z kuşağıyla ilgili yapılan analizlerin dışında bir
içeriğe sahip olunca ilgimi çekti. Videoda Prof. Dr. Oytun Erbaş, Z kuşağına
ilişkin mini verdiği bir söyleşiden kesit yer alıyordu. Erbaş Hoca, şimdiye
kadar Z kuşağına ilişkin yapılan güzellemeler dışında farklı bir değerlendirme
yapıyordu. Oytun Erbaş, oldukça net ve keskin bir şekilde; “Bence Z kuşağı otistik
bir kuşak” yorumunda bulunuyordu. Erbaş Hocanın videoda kullandığı cümleleri
tam olarak şu şekildeydi:
“Bence Z kuşağı Otistik bir kuşak. Tekrarlayan
davranışları var. Mesela sabaha kadar bilgisayar oynayabilirler değil mi?
WhatsApp’ta chat yapabilirler. Aynı tip gıdaları tüketiyorlar. Hamburger
yiyorlar, pizza yiyorlar. Stereotypic diyoruz biz buna. Aynı görünüşlü, aynı
şeyleri yapan… herhangi bir işte çalışmak istemiyorlar. Hep böyle hayal
dünyaları var. Kendi dünyaları var, dikkat ettin mi? Senin dünyana giremiyor!
Ben YouTubeculuk yapacağım, ben influencer olacağım. Böyle saçma sapan
mesleklerle para kazanmayı düşünen insanlar, bunlarla olmaz! Bunlarla siz bir
yere gidemezsiniz! Bunun tamamı esasında ‘Autistic Behavior’ dediğimiz
hareketler. Yani otizm ne biliyor musun? Davranış bozuklukları var. Kendi
dünyaları var ve dış dünyadan siz ona müdahale edemiyorsunuz!”
Sayın Erbaş’ın
söylediklerini önemli kılan, otizm üzerine çalışan bir hekim olması. Erbaş’ın
özgeçmişinde otizm tedavisinde yeni tedavi ajanlarını literatüre katttığı; inflamasyon
ve davranış, diyabet, metabolik sendrom üzerine de çalışmalar yaptığı
görülüyor. Hatta temel amacının psikiyatrik ve nörolojik hastalıklar olduğu özellikle
otizm için Türkiye’de bilim üretilmesi olduğu da eklenmiş.
Yıllar önce kocası
psikiyatrist olan bir ünlü şöyle minvalde bir yorum yapmıştı da çok gülmüştüm. “Bir
psikiyatrist ile evli olmanın en sıkıntılı kısmı tartışma anlarında size
söylediği her kelimenin bir uzman görüşü olma ihtimali” demişti. “Bir insan size deli derse ciddiye almazsınız
ama bir psikiyatrist size bunu söylerse durum farklı olur” anlamına gelen
ifadelerdi bunlar. Hanımefendinin söyledikleri ilk başta komik gelip insanları
güldürse de önemli bir detayı göstermekteydi.
İşte Z kuşağı üzerine
bugüne dek sayısız yorum, analiz yapılmış olsa da Oytun Erbaş Hocanın ifadesini
salt gerçeklik, mutlak bir teşhis olarak değerlendirmesek bile otizm üzerine
çalışan bir hekim olarak ciddiye almamız, üzerine konuşmamız gerekir diye
düşünüyorum. Şimdiye kadar hep güzellemeler yapılan Z kuşağı için bu kadar sert
ve tanı içeren bir değerlendirmeye rastlamamıştım.
Z kuşağının
güzelliklerini, duyarlıklarını, özgünlüklerini, pratik zekalarını hep konuşuyor
olsak da Oytun Hoca gibi uzman bakış açısıyla bu açıdan değerlendiren çok az
yorum var. Belki de her şeyden önce toplumsal maslahat için Z kuşağını her
açıdan daha detaylı olarak konuşmaya ihtiyacımız vardır. Bunu yapmak için
aslında pek zamanımız da yok. Arkadan gümbür gümbür gelen bir Alfa kuşağı var
ve dünyayı esas değiştirecek güç bunlar olacak gibi görünüyor!