Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 May 2021

Z kuşağı ekonomisi

Son yıllarda siyasetçilerin ve pazarlamacıların ilgi odağı haline gelen Z kuşağı üzerine birçok yazı ve araştırma kaleme alınıyor.

Her insan belli bir yaşa gelince aşağı yukarı benzer şeyleri yaşayarak benzer talep ve tercihlerde bulunuyor.

İnsanların tercihleri üzerine ürün ve hizmet üreten firmalar üretim ve pazarlama sürecinde muhakkak bu yaş gruplarının tercihlerini analiz ediyor.

Meselâ ortalama 24 yaşına kadar eğitim hayatının içinde yer alan gençlerin taleplerinin “iyi vakit geçirme”, “eğlence” ve “verimli ders çalışma” gibi konulara yönelmesi firmaların bu ürün ve hizmetleri üretmesine neden oluyor.

Yani mobil aplikasyonlardan, televizyon reklamlarına kadar birçok şey buna göre belirleniyor.

Tabii ki siyasi partiler de bu işin dışında değil.

Ürün ve hizmet satmasalar da politikalarını oluştururken oy istedikleri gençlerin taleplerini göz önünde bulunduruyorlar.

Hangi yaş grubunun neyi talep ettiği; siyasi partilerin politikalarından liderlerin konuşma metinlerine kadar birçok şeyi etkiliyor.

Özellikle gençler siyasi partilerin daha çok ilgi alanı içerisinde yer alıyor.

Çünkü eğitim sonrasında 30’lu yaşlarıyla birlikte iş hayatında belli bir standardı yakalanıyor ve “daha iyi maaş, evlilik, ev satın alma, bebek sahibi olma” gibi talep benzerlikleri görülüyor.

Orta yaş grubunda yer alan bu kesimin taleplerinin büyük çoğunluğu bir anda çözülemeyecek konulardan oluşuyor.

Bu taleplerin karşılanması ekonomik reformlar ve daha birçok uzun vadeli atılacak adım ile orta kesimin zenginleşmesine bağlı olması bir siyasi partinin iktidar süresinden çok daha fazla zamana ihtiyaç duyulması anlamına geliyor.

Bu nedenle siyasiler orta yaşa yönelik vaatlerden ziyade kısa sürede daha kolay bir şekilde düşüncelerini değiştirilebilecekleri genç nesile daha fazla ilgi gösteriyor.

Orta yaş üstündeki insanların da kaanatini çoğunlukla değiştirmeyecek olması siyasi partiler için gençlerin daha da tercih edilebilir olmasına neden oluyor.

Son zamanlarda siyasetçilerin Z kuşağına yönelik ortaya koyduğu atılımın arkasında yer alan gerçek budur.

Gelelim Z kuşağının farklılığına...

Bu kuşak için birçok farklı tanımlama yapılsa da genel olarak “2000’den sonra doğanlar” şeklinde tanımlanıyor.

Dünyanın hızla küreselleştiği bir dönemde paranın milliyetinin kalmadığı, hızlı dijitalleşme ile artan tüketim döneminde doğan ve büyüyen bir nesilden bahsediyoruz.

2000’lerin başından sonra Türkiye’nin krizden çıkmak için dünyaya entegre olması eskiden devletlerin ekonomik yükü taşıyarak insanlarını geçindirmesi devrini bitirdi.

2000’ler öncesinde mahalle kültürlerinin varlığı, insanların birbirene verdiği destek hatta Milli maçların bile bir başka havada oluşu siyasetçilerin devlet kaynakları ile oy toplamasının bir sonucuydu.

Zenginlik ve tüketimin toplumda yaygın olmaması da insanların sosyal yönünü kuvvetli tutuyor bu da ister istemez farklı bir dünya oluşturuyordu.

Z kuşağının dünyası ise çok farklı.

Devletin borçlanmaktan vazgeçip kredi ve kredi kartlarıyla bu yükü vatandaşa yüklemesi insanların artık bir Yahudi atasözü olan “Her koyun kendi bacağından asılır” anlayışıyla yaşamasına neden oldu.

Z kuşağı işte böyle bencil, tüketim meraklısı bir dünyanın içine düştü.

Üstelik bunu bir de ortaya çıkan teknoloji dönüşümü ve dijitalleşme takip etti.

İnsanlar artık mevcut düzeni kabul etmeyip kendisini bir dünya vatandaşı olarak görmeye başladı.

Bu nedenle televizyonlarda “Alman vatandaşı olmanın hayalini kuran gençler” görmeye başladık.

İnternet ve sosyal medyanın getirdikleri topluma olan aidiyeti büyük oranda zedelerken küreselleşmeden payını alan Türkiye’nin her ürüne ulaşabilmesi gençleri dünyadaki akranlarıyla aynı olduğu algısına sürükledi.

Aynı ürünleri tüketmek bizleri aynı yapmaz.

Bu farkı gidermek için sosyal medyada ortaya koyulan gerçek üstü profiller aslında yaşanan derin sosyolojik problemi gösteriyor.

Tüketim toplumuna dönüşmenin kötü olduğunu düşünen ben ve benden büyük olan nesil, kendi istek ve arzularını her şeyin önünde tutan bir nesli anlamaya çalışıyor.

Sonuç şu: Z kuşağını biz meydana getirdik.