Yüzyılın seçimi
Seçim için artık son hafta.
Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve
milletvekilliği seçimi için artık son sözü cumhur söyleyecek.
Seçimde birçok konu göz önünde bulundurulacak.
En önemli iki gündem maddesi var. Birincisi güvenlik
ikincisi ise ekonomi…
Türkiye’nin sınırlarının hemen ötesinde DAEŞ terör örgütüyle
mücadele bahanesiyle desteklenen PKK/PYD terör örgütüne devlet kurma çabası
varken güvenlik en önemli gündem maddesi haline geldi. Türkiye’nin yaklaşık 40
yıldır mücadele ettiği ve artık yurt içinde ve sınırın diğer tarafında Türkiye’ye
saldıramaz hale getirilen terör örgütü PKK, göz boyayarak yeniden hayat bulma
çabasında.
SİHA’lar sayesinde terör örgütü PKK/PYD ve DAEŞ terör
örgütleri sınırlarımızdan içeri giremez hâle getirilmişken, yurt içinde HDP
aracılığıyla PKK’ya katılımların giderek azaltıldığı bir dönemde son çare
olarak Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu aracılığıyla
yeniden toparlanmayı umuyorlar.
Anket sonuçlarına bakıldığında yedili masadan beş partinin (İYİP,
GP, DEVAP, DP, SP) alacakları oy toplamı HDP’nin oy oranına ulaşamıyor. Böyle
bir durumda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda HDP
olmadan meclisten yasa geçiremeyeceği de ortada. Bunun yanında yurtiçinde ve yurt
dışında terörle mücadelenin sona erdirileceği aksi hâlde HDP’nin desteğini
alamayacağı da açık bir şekilde görülüyor. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin
her dediğini yapmak gibi bir yükümlülüğü olacak ve HDP/YSP’nin bakanlık
almasına gerek dahi olmayacağı da açık bir şekilde anlaşılıyor.
Ekonomi modeline bakıldığında ise enflasyonla mücadele adı
altında faiz artırımı gerektiğini savunan Millet İttifakı %43,8 olan enflasyon
oranı göz önüne alındığında faiz oranını %50 seviyesine getirmeyi vadetmektedir.
Bu doğrultuda düşünüldüğü zaman borçlanmanın maliyeti artacağı için yatırımlar
azalacak ve işsizlik artmaya başlayacak.
İşsizlik sadece genç nüfusun iş gücüne katılımından dolayı
artmayacak. Aynı zamanda artan faiz oranı sebebiyle sıcak para girişi artacağı
için TL değer kazanacak, ihracat artışı duracak ve azalmaya başlayacak. Azalan
ihracat sebebiyle fabrikalar da üretimlerini azaltmaya başlayacak ve azalan
üretim sebebiyle işçi çıkarmaya başlayacaklar. Çünkü o kadar işçiye ihtiyaçları
olmayacak. Bu durum işsizliğin daha hızlı bir şekilde artmasına sebep olacak.
Bu politikanın tersi olarak Cumhur İttifakı’nın uyguladığı
yatırım, üretim, istihdam, ihracat politikası üretimin ve yatırımların
artmasını sağlarken iş gücüne katılımın artmasına rağmen işsizliğin azalmasını
sağladığı verilerde görülmektedir. Savunma sanayi başta olmak üzere yüksek
teknolojili üretimlerle Türkiye’nin kazancı giderek artmakta, nitelikli
istihdam alanları oluşmakta ve gelir artışı şirketlerden artık vatandaşlara
doğru kayma eğilimine girmektedir.
Piyasada resmi asgari ücret dışında uygulanan fiili asgari
ücret seviyesi her geçen gün artıyor. Aksi hâlde işçi bulmak oldukça
zorlaşıyor. Diğer taraftan ise enflasyonun düşerek fiyat artış hızının giderek yavaşladığı
görülüyor. Ancak gıda enflasyonu ile seçimlerden sonra daha etkin bir mücadele
başlatılması gerektiği de ortada…
Deprem sebebiyle yavaşlayan sanayi üretimi ve ihracat deprem
sonrasında toparlanma eğilimine girdi. Kapasite kullanım oranlarından ilk
sinyaller alınmaya başladı. Deprem bölgesinde yaralar sarılmaya başladıkça
bölgede istihdam artışı yaşanmaya başlayacaktır.
Deprem demişken memleketim Hatay’a gittiğimde gördüğüm
manzara gerçekten bölgenin ne kadar çok desteğe ihtiyaç olduğu yönünde…
Diğer taraftan İstanbul’dan Hatay’a gidene kadar yolda
onlarca hatta yüzlerce tırın bölgeye konteyner taşıdığını görülüyor. Bölgede
devlet var gücüyle çalışmaya, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamaya devam
ediyor. Depremzedeler onar bin TL’lik deprem yardımı paralarını, taşınma
paralarını, kira yardımlarını alıyorlar.
Devlet, Antakya başta olmak üzere enkaz kaldırma
çalışmalarını ve yeniden imar çalışmalarını sürdürüyor. Bırakın yeniden imar
etmeyi enkaz kaldırma çalışmalarının bile oldukça masraflı bir iş olduğunun
farkında olmak lazım. Yüzlerce kepçe, kamyon çalışıyor bölgede.
Yeniden imar sürecinin de hızla devam ettiği bölgede Cumhur
ittifakının yoğun bir hizmet ağını görüyoruz. Bölge halkı “yaparsa Cumhur
ittifakı yapar” diye düşünüyor. Bu nedenle pazar günü yapılacak seçimde sosyal
medya algısı dışında bir sonuçla karşılaşılırsa şaşırmamak gerekir.