Yüzyılın fitne hareketi FETÖ
Kuşkusuz iyilikle
kötülük bir olmaz. Birinin olduğu yerde diğeri barınamaz. İyiliğin hâkim olduğu
yerde mutluluk, dayanışma, toplumsal denge ve huzur var.
Kötülük iyiliğin
düşmanıdır. Örgütlü yapıya kavuştukça iyilik zayıflar. Dünyanın bu kadar
çığırından çıkmasının sebebi budur.
Namaz dinin
direğidir. İyilik ve ahlak da namaz gibi farzdır. Bizi korkutan
şey Müslüman toplumların bu konuda iyi bir görüntü vermemesidir. Namaz
kılanların oranı gittikçe azalıyor. Adaletli olmak Allah’ın emridir. Bu
konuda da iyi değiliz.
Dünya iyi yanlarından
sürekli darbe alıyor. Bugün iyiliğe, merhamete ve sevgiye çok daha
fazla ihtiyacımızın olması bu yüzden değil mi? Kimse yaşadıklarından mutlu
değil. Bu nedenle dünyanın iki yakası bir araya gelmiyor.
Hz. Ali (kv): “İnsan ahlakı ile insandır. Görüntüsü ile
değil.” Ahlaktan ve iyilikten kastımız İslam’ın ta kendisidir. İyilik,
namaz ve ahlak derken bunu kastediyoruz. Hz. Ayşe validemiz Hz.
Peygamber için “Onun ahlakı
Kuran’dır” derken Onu örnek alın demek istemiştir.
Biz eleştirilerimizi şu
bağlamda yapıyoruz. İslam’ın ilk yıllarından beri dini kullananlar ve kullanmak
isteyenler oldu. FETÖ örneğinde olduğu gibi bugün de namazı kullanan
namazlar, ahlakı kullanan ahlaksızlar var. Kuran’dan çokça bahseden
Kuran’sızlar türedi. Münafıklar mütedeyyinler arasına kolayca sızabiliyorlar. Bu
fitne hareketi iyilik ve Müslümanlık kisvesi adı altında hainlik ve kötülüğün
bütün tekniklerini kullandı. Diyebiliriz ki bu yüz yılın en büyük örgütlü
kötülük hareketi FETÖ’dür. Müslümanların sermayesi iyi niyet, iyilik ve namazdır.
FETÖ bunları kullanıp harcayan bu yüzyılın büyük fitne hareketidir.
Birçok Müslüman ülke ve
toplum fitne ateşiyle yanıyor. Geçmişte Afganistan Rusların işgaliyle baş
edebildi ancak içindeki fitne sönmeyince ABD gelip Afganistan’a çöktü.
Yıllardır işgal ve zulüm devam ediyor.
Kuran’ın ifadesiyle “Fitne katilden beterdir.” En
zalim ve katil düşmanın dahi veremeyeceği zararlara neden oluyor. Maddi
zararlar zamanla telefi edilebiliyor ancak inançta ve gönüllerde bıraktığı
zararın telafisi çok zor oluyor.
Sanırım sizde benim
gibi düşünüyorsunuz. Bugün Irak’ın, Libya’nın, Yemen ve Suriye’nin perişan
halini görünce kendi mesuliyetimizi ve Türkiye’nin kıymetini anlıyorsunuz.
Balkanlar ve Afrika’dan Asya’ya kadar nice insan ve ülkenin umudu Türkiye’dir.
Vazifemiz İslam’a, ülkelerimize ve birbirimize sahip çıkmaktır.
Balkan Savaşları ve Cihan Harbiyle halklarımızı
birbirlerine düşürüp birbirinden kopardılar. Çanakkale’de Ümmet olmanın
bilinciyle Emperyalizme dur dedik. Arap Acep, Türk Kürt birlikte aynı toprağa
şehit düştük ve ölümde bile ayrılmadık. Bugün kardeş kavgalarıyla bunu başarmak
istiyorlar. Kim mi yapıyor, ABD ve müttefikleri ancak asıl suçlu biziz.
Mezhepçilik, grupçuluk ve milliyetçilikle birbirimize düşmeseydik
başaramayacaklardı.
Onca acı tecrübeden
sonra anlaşıldı ki ümmetin ana gövdesi
Türkiye’dir. Ümmetin kardeşlik zincirinin halkaları koparıldıkça
Türkiye ekliyor. Kalpler kırıldıkça Türkiye onarıyor. Yaralar açılınca
Türkiye sarıyor. Yardıma koşuyor. Bu nedenle değil mi ki FETÖ’yü melek kisvesiyle
içimize sızdırdılar. Paralel yapının girmediği kurum ve kuruluş, hane
kalmamıştı. Kiminin evladını ve kardeşini, kemininse eşini ve dostunu,
akrabalarını zehirlediler. Bu ülkenin evlatlarını kendi devletine karşı hain yaptılar
ve 15 Temmuz’da ülkemizi işgale kalktılar.
Vatan, bütün hesapların
ve menfaatlerin üstünde bir değerdir.
Vatanımın sevgisi ve
değeri büyüktür bende.