Yüzölçümü ve arkasındakiler
Dün şiddetli bir sıcak yaşamışken, bugün nefes almayı kolaylaştıran bir havau2026 İlahi nizama ihtirasları için çomak sokanlar, iklim değişikliklerine sebep oldular. Sadece maddi
kirletmeler değil, insanların iç dünyasının kiri bile havayı, toprağı, suyu etkiledi. Biz de değişen hava
gibiyiz; bazen ılıman, bazen sıcak, bazen soğuk esiyoruzu2026 Sıcaktan pişerken, birden esen serin rüzgarlar, düşen sıcaklık, nasıl vücudumuza etki ediyor; aksırık, tıksırıklar oluyorsa bizim ani değişen
iklimlerimiz, kendi ruh halimizi etkilediği gibi, çevremizdekilerin ahvallerinde değişikliklere sebep oluyor. Yada iklimi değişen insanlardan biz de etkilenip ruhi ayazı kışı yaşıyoruzduru2026 Nedir bu ruh hali denilen şey? İç ve dış uzuvlarımız gibi görünen, bilinen bir şey değil ki. Küçücük bir kirpik gibi bile cismi yok. Elle tutulmayan, gözle görülmeyen bir şeydir, gelip bakışlarımızı, yüzümüzü, mimiklerimizi
değiştirir. Kukla oynatıcısı gibi yüzümüzün arkasında duygular, ifadelerimizi oynatıyor. Küçücük
yüzölçümü olan yüzde, hayrete düşürecek değişiklikleri bir anda yaşatıyor. Bu nasıl harika bir yüzölçümü?
Bu nasıl harika Sanatı İlahu00ee? Ruh haline göre aldığı şekiller, ressamların fırçasına bile ilham
oluyor; ağlayan, gülen, şaşırmış ve hayret, küçücük bir yüzölçümünde tezahür ediyoru2026
Fırtınalar güzeldir, yağmurlar güzeldir, şimşekler kar ve tipi; netice güzel olduğu için. 365 gün fırtına yağmur ve tipi hayatı yaşanmaz kılar.
İnsandaki öfke ve kin yüzün mimiklerine demir atmadığı, neticede huzuru ve barışı sağladı mı
ruhun gazını yüreğin lavlarını salmış olur. Garazsız, küçümsemeden, yaralamadan yapılan ölçülü
çıkışlar, büyük kopuşlardan korur. Doğrusu ise, bu gazı ve lavı din kardeşine salmamaktır. Her ne
kadar öfke ve kin potansiyeli insanda olsa da ona engel olacak malzeme, ruh hali de vardır. Ateşim
var diye kimse evini yakmaz. Evliya gibi adam derken; sanki onlar da kızmamışlar, öfke duymamışlar.
Aslında bütün mevsimleri yaşamışlar fakat direksiyon, dizgin hep ellerinde olmuşu2026 Yolun
salim tarafına sürerek, frenlemeyi bilerek, kasırgaları, öfkeyi lehlerine çevirmişler. Nerede kızılacağını,
kime düşmanlık duygusunu kullanmayı bilmişleru2026 Bizim gibi zararlı öfkeler, zararlı sevmeler,
zararlı düşmanlıklar sergilemiş olsa idiler; Şah-ı Geylaniler , İmam Rabbaniler, Gazaliler
nede Mevlanalar olurduu2026Onlar mimiklerinin, yüzölçümlerinin altındaki madenleri, duyguları öyle ustaca öyle akıllıca kullanmışlar ki öfkeleri farklı,
gülmeleri farklı olmuşu2026 Ne onlar gibi güldük, ne de onlar gibi öfke duyduk. Onların öfkeleri, muhabbetleri farklı olduğu için ve kimlere olacağını bildikleri için Gazali oldular, Geylani oldularu2026
Onların şuurlu değişen ruh iklimlerine inat; güldüklerine gülmedik, nefret duyduklarına nefret edemedik. Öfkeleri nefislerine, şeytana idi; muhabbetleri peygamber yolundakilere, ehli imana idi...
Yüzölçümleri bunlara karşı hep ılıman ve çiçek bahçeleri idi... Yüzleri Müslüman'a ve mazluma hiç asılmadı; tebessüm kapıları hep açıktı... Küfre, münafığa
ve zındıkaya uyanık ve temkinli yüz ve ruh hali yaşadılar; kötülüğe ve zulme en azından sert
bir yüz, kasırgalı ruh hali yaşadılaru2026 Kur'an ve Sünnet yolundan sapınca neye
öfke, neye muhabbet edileceği karışıyor. Alabildiğine
Peygamberin (asv) dost edinmediğini dost ve gülen bir yüz, muhabbet, peygamberin
ümmetine ise darağaçları kurulacak yüz ifadeleri ve fokurdayan öfke! Meşrep, menfaat ve siyaset
faklılıklarından ne din kardeşleri öfkemizde idam ettik. Ne ahiretin sevmediği,
toprağın sevmediği en önemlisi Yüce Allah'ın sevmediği insanlar gönül cennetimizde yer;
yüzölçümüzde tebessüme sahip oldular... Tüm duyguların sermaye olduğunu unuttuk;
babamızın malı gibi yerli yersiz kullandık. Sevilmesi gerekeni sevmeği, nefret duyulması gerekene
nefreti beceremedik. Yüzün arkasındaki madenleri duyguları Allah için kullanıp; din kardeşe
mütebessim, zalime ve zındıkaya Allah için öfkeyi becermek duyguların ibadeti
olacaktıru2026 Kalbin, duyguların, yüzölçümlerimizin sahibinden cihazlarımızı adam gibi kullanmak
niyetiyle; son söz psikoloğum Bediüzzaman'dan olsun: "Ey insafsız adam! Şimdi
bak ki, mü'min kardeşine kin ve adavet ne kadar zulümdür. Çünkü, nasıl ki sen adi, küçük taşları
Kabe'den daha ehemmiyetli ve Cebel-i Uhud'dan daha büyük desen, çirkin bir akılsızlık
edersin. Aynen öyle de, Kabe hürmetinde olan İman ve Cebel-i Uhud azametinde olan İslamiyet
gibi çok evsaf-ı İslamiye muhabbeti ve ittifakı istediği halde, mü'mine karşı adavete
sebebiyet veren ve adi taşlar hükmünde olan bazı kusuratı İman ve İslamiyete tercih etmek, o derece insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm olduğunu, aklın varsa anlarsın.Evet, tevhid-i imanu00ee, elbette tevhid-i kulu00fbbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i içtimaiyeyi iktiza ederu2026
Selamlaru2026