Yüz yüze eğitimle yol almanın güzelliği
Ara tatil sonrası yeniden okullarımıza dönmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ekranlardaki eğitimin zorluğunu yaşayan veli, öğretmen ve öğrenciler bu yıl da “acaba “deyip bu kaygıyı hissetti Milli Eğitim Bakanımız bu hususta net açıklamalar yapana kadar . Hasret kaldığımız bir okul heyecanı bu aslında . Sevinçle başlayan süreç kesintisiz devam eder inşallah.
‘’Yeniden uzaktan eğitime dönüş olur
mu?’’ Çocukların velilerin gözlerinde de ‘’öğretmenim inşallah uzak ola!
uzaktan eğitim’’ sözleri okula öğretmene özlemin başka bir söylemi öğretmenler
günü haftasında .
Dokunduğumuz insan, hele de eğitim alanında
küçük yaş grubu öğrenciler ise, onlarla iletişim boyutu daha da fazlalaşıyor.
Ters orantı yani. Minik gönüllere serilecek kilimlerimiz daha büyük daha
yumuşak daha içten daha renkli olmak zorunda.
Salgın sürecinin en büyük mağdurları
onlar oldu sanıyorum. Birebir, iç içe, gezmeli görmeli yapılacak nice eğitimler,
sanal görüntüler eşliğinde, bir araya gelemeden gerçekleştirildi. Eğitim ekranları,
onların dünyasında bir tablet oyununa kıyas soğuk, bir çizgi filme kıyas
cansızdı elbette...
Çünkü bu vakte kadar onlar için hep eğlence
idi bu ekranlar. Birdenbire okulu oldu bunlar . Kâh tek başına başında, kâh aile bireyleriyle. Kâh disiplin oldu,
kâh ekranı kapatıp yine oyun eğlenceye devam etti. Öğrenme gerçekliği, dinleme,
yazma, bilgi, eğitim alma çabası hep bu sanal pencerenin önünde olunca sıkıldı
da sıkıldı.
‘’Yüz yüze eğitim olsun lütfen
öğretmenim’’ diyen öğrenciler ekranların kendilerine sunduğu oyunlu eğlenceli
dünyada kalmasını arzu ettiler. Tahtaya çıkmak, öğretmene defterini göstermek,
arkadaşları ile teneffüse çıkmak.
‘’Öğretmenin gönlü sevgidir, sevgiden denizdir
‘uzaktan eğitimde öğrenciyi ekran karşısında tutmak için en büyük vesile olsa da
o sevgiydi çocuğu okula eğitime kazandıran.
Bu sebeple ki yürek sesi yüksek
insanlara ihtiyacımız vardı, çarpışını ta uzaklardan duyabileceğimiz. Bu bir öğretmen,
idare, ebeveyn, kurum ve desteğini esirgemeyecek olan nice insandı.
Bir tablet hediyesi, bazen bir kitap,
bazen küçücük bir kalem, bazen de küçük bir tebessüm hediyesiyle gönüllere taht
kuran insanlar var. Maarif davamız; bir bahçede suyu toprağı güneşi tam envaı
çeşit çiçeklerin varlığı gibi rengarenk pırıl pırıl yetişmiş çocuklarla
gençlerle amacına ulaşmış olacaktır.
Sözü anlaşılır kılan eylemdir. Umutla,
bereketle yol alan bir gençliğin temeli ki; yürek sesini işittiği insanlarla
haşır neşir olmaktan geçiyor.
Uzaktan eğitimin üniversite gençliğini
etkileme biçimi masaya yatırılabilir de ilk ve orta öğretim kademelerindeki
çocukların süreç ve eğitim hususu birkaç yönden değerlendirilmelidir.
Uzaklaşılan değerler yeniden toparlanır
mıydı yoksa kolaya alışmak zincirinde unutulur muydu?
İşte belki de tüm bunlar için canlı örnekler,
teşvikler bir arada etkinlikler gerekli idi. Tecrübe aktaran nice bilge insana
ihtiyacı vardı toplumun…
Madden yanında manen ruhunda hissedeceği öğretmenlere,
ebeveynlere, eğitime destek veren insanlara ihtiyacı var çocukların, gençlerin.
Her ilmek nasıl bir tığın boynunda
sıkışır ise örülmek adına bizim de ördüğümüz büyüttüğümüz desenlerin güzelliği
ilmeğin letafeti ile başlar.
Öznesi insandı dünyanın. Tüm yollar
açılırdı bize. Bizim o yolu nasıl ve ne şekilde düzenlediğimizdi esas olan ise.
Ve en mühimi de o yola koyduğumuz baş!
Sevgi temeliyle gönüllere girerek
aldığımız yol bize eğitimci vasfı yükleyecekti, öğretmen olsak da, olmasak da.
Hayatın her alanını okul bilip eğitim
davamıza anlam katmak hepimize kolaylık sağlayacağı gibi unutulmaz bilgileri de
hayat içinde tecrübe vesilesi kılacaktır.
Gönlün öğretmeni sevgi ise bu denize
vakıf öğretmenler üzerinde gezinecek öğrencilerin çokluğu da bize hep umut
olacaktır vesselam…