Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Mart 2016

YÜZ YILLIK PLAN

Konfiçyus, "Karanlıktan şikayet edeceğine bir mum yak" sözü ile önemli bir ders vermektedir. Dünya siyaseti ve ekonomisi her şeye rağmen yoluna devam etmektedir. Küresel yeniden yapılanma sürecinde aktif ve doğru politika üretemezsek ismimizin kaybedenler hanesine yazılacağını bildiği için Türkiye de üzerine düşeni yapıyor. Verilen bugünkü mücadelede herkes tarafını açık bir şekilde belli etmektedir.

Önceki yazılarımda defalarca değindiğim ABD ile AB arasında antlaşmaya varılan Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP), ABD'nin içerisinde olduğu Çin'e karşı hayata geçirdiği 12 ülkenin dahil olduğu Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) ve Çin'in başını çektiği Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) projesi dünya ticaretinin yeni rotasını belirlemektedir.

Türkiye ve AB arasındaki Gümrük Birliği antlaşması ve coğrafi konumu itibariyle ihracattaki en büyük pazarımız AB ülkeleridir. Ancak TTIP antlaşmasına Türkiye'nin dahil olmaması durumunda dış ticaretimiz önemli ölçüde etkilenecektir. AB ülkelerindeki Pazar payımızı koruyamayacağımız muhakkaktır. "Teşvik" gibi kısa süreli konulardan çok bu tür uzun dönemli konular hakkında daha çok konuşulmalı ve çalışmalar yapılmalıdır.

Bu konu ile ilgili hafta sonu Genç-Kon çatısı altında faaliyet gösteren İstanbul Mostar Gönüllüleri Derneğinde gerçekleşen Ekonomi Sohbetleri programında konuşan Mustafa Gündoğdu "Uluslararası ticaret savaşları" başlığı ile önemli konulara değindi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik kitabında değindiği güç denklemi üzerinden derinleşen sohbette uluslararası ticaret savaşlarında ekonominin sadece bir cephe olduğunu söyledi.

Peki neydi bu güç denklemi?

G= {(t+c+n+k) +(ek+tk+ak)} x (SZxSPxSİ)

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun güç parametresi analizinde tarih (t), coğrafya (c), nüfus (n), kültür (k), ekonomik kapasite (ek), teknolojik kapasite (tk) ve askeri kapasite (ak) ile gösterilmiştir. Formüldeki SZ stratejik zihniyeti, SP stratejik planlamayı, SIu0307 ise siyasiu0302 iradeyi ifade etmektedir. Başbakan Davutoğlu'nun güç denklemine göre artık güçlü olmak daha komplike ve geniş yelpazede ele alınmaktadır.

Türkiye'nin tüm cephelerde verdiği mücadele neticesinde özellikle son yıllarda yapmış olduğu hamleler ve izlediği politikalar Türkiye'nin uluslararası arenada varlığını önemli ölçüde hissettirmiştir. Suriye savaşı sonrasında yaşanan mülteci konusu artık sadece mültecilerin yoğun olarak göç ettikleri Türkiye'nin veya Ürdün ve diğer çevre ülkelerin problemi değil yoğun bir şekilde göç edilmeye başlanılan Avrupa'nın da önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Bu bağlamda uzun zamandır neredeyse askıya alınan Türkiye ile AB arasındaki görüşmeler yeniden başlamış ve geçtiğimiz hafta başında güç formülünün mimarı Başbakan Ahmet Davutoğlu tüm AB ülkeleri liderlerine karşı Türkiye'nin ve mazlum insanların haklarını savunmak için mücadele vermiştir. Nitekim bu zirvede yukarıda bahsettiğim ABD ile AB arasındaki Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı projesinde Türkiye'nin konumu üzerine müzakereler de başlamıştır. ABD-AB arasında 2013 yılında başlayan bu projenin 12. Turu geçtiğimiz ay Brüksel'de yapılmıştı. Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı projesinde anlaşma sağlanması halinde AB ve ABD piyasaları daha entegre hale gelecek, şirketler AB ve ABD piyasalarında daha rahat faaliyet gösterebileceklerdir.

Gümrük Birliği antlaşmasının güncellenmesi hususunda gerekli çalışmaları yürüten Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Türkiye'nin TTIP'in dışında kalmasının, sanayi devrimini, iletişim devrimini kaçırması ile aynı derecede önemli bir eksiklik olacağını belirterek, "Türkiye, mutlaka ve mutlaka bu yeni yapının parçası olmak mecburiyetindedir. Bu, sadece yılda uğranabilecek birkaç milyar dolar zarardan ibaret değildir. Yeni yapının dışında kalan ülkelerin gerçekten yaşama gücünün çok zor olacağı bir dönem bizimle karşı karşıya olacaktır" diye açıklama yapmıştı. Bakan ayrıca Gümrük Birliği antlaşmasının güncellenirken mutlaka "AB, üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalarsa, bu Türkiye'ye otomatik olarak uygulanacaktır" maddesinin ekleneceğini belirtmişti.

Bu çalışmalar Türkiye'nin neredeyse gelecek yüzyıldaki konumunu belirlemektedir. Çünkü Türkiye bir yandan AB ile TTIP üzerinde görüşmeler yaparken yukarıda bahsettiğim OBOR (Bir Kuşak Bir Yol) olarak adlandırılan modern İpek Yolu projesinin finansmanını sağlayacak olan ve Dünya Bankasına rakip olarak görülen Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın da kurucu üyesi olmuştur.

Kısa Kısa

Geçtiğimiz hafta TÜİK'in açıkladığı Sanayi Üretim Endeksi verilerine göre Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre %1,0 artarken bir önceki yılın aynı ayına göre %5,6 arttı. Rusya, Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde bir daralma görülürken, Çin'in büyüme hızlı azalıyor. Bunların yanında jeopolitik risklerin dünya genelindeki en yüksek seviyede olduğu bölgede bulunan ülkemizin ekonomisinde yaşanan bu durum umut verici olarak görülmektedir.