Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Ağustos 2018

Yüz Yılın Fırsatı

ABD'de işler karışık.

ABD Başkanı Donald Trump'ın eski avukatı, FBI yetkililerine teslim olup uzlaşma yoluna giderek seçim kampanyası finansmanında usulsüzlük yaptıklarını itiraf etti.

Bu olay ABD'nin kendi içinde yaşanan güç mücadelesinin basına yansıyan kısmı.

Peki, nedir bu ABD'nin kendi içindeki güç mücadelesi?

Eski yazılarımda da belirtmiştim. Ancak yaşananları anlamak için tekrarda fayda var.

80'li yıllardan sonra küreselleşme akımıyla birlikte dünyayı örümcek ağı gibi saran çok uluslu şirketler, finanse ettikleri sivil toplum kuruluşları sayesinde bir çok ülkenin kamu kurumlarına ve siyaset mekanizmasına sızmayı başardı.

İki binli yılların başından itibaren çok uluslu şirketlerin dünyayı tek pazar olarak görmesi ve dünyayı tek bir devlet gibi yönetmeyi hedeflediğinin anlaşılmasıyla ulus devletler ile küreselciler arasında güç mücadelesi yaşanmaya başladı.

2008 küresel finans krizinin ardından dünya genelinde artan milliyetçilik akımı ile birlikte korumacı politikalar uygulanmaya başlamış Trump'ın başkan seçilmesiyle birlikte şiddetini artırmıştır.

"Tekrar büyük Amerika" sloganıyla başkan seçilen Trump küreselcilerle bir yandan mücadele ederken diğer yandan ekibi olmadığı için onlarla iş yapmak zorunda kalmıştır.

İç politikada gücünü koruyabilmek için ABD'nin uzun vadede zararına olan politikaları bile hiç çekinmeden uygulayan Trump'ın dış politikasızlığı dünya genelinde bir çok problemlere yol açmaktadır.

Türkiye politikasında bile aslında politikasızlık olduğu belli olan Trump geçen hafta haberlerde sürekli izlediğimiz "kaçan kurbanlıklar" gibi amaçsızca nereye koştuğu belli olmadan etrafa zarar vererek ABD'yi yönetmeye çalışıyor.

Hiç bir bilimsel teori ile bağdaşmayan politikasızlık yönetim süreci gerek ABD için gerekse dünya geneli için ciddi problemlere yol açıyor.

ABD'nin kendi içinde yaşanan bu güç mücadelesi akıllara SSCB'nin dağılması dönemini getirmektedir.

Soğuk Savaş'ı bitiren SSCB'nin dağılması gibi günümüzdeki adı konulmamış yeni nesil küresel dünya savaşını ABD'nin kendi içindeki güç mücadelesi sebebiyle yaşanacak dağılma veya zayıflama bitirecek gibi görünüyor.

***

Türkiye, yaşanan bu süreci doğru değerlendirip güç mücadelesinden başarı ile çıkmak için bazı kritik hamleler yapıyor.

Geçtiğimiz haftalarda yaşanan spekülatif finansal saldırılar sebebiyle sıkıntılı günler yaşayan Türkiye ekonomisi dolaylı yatırımlardan çok doğrudan yatırımlar sürecine girmiştir.

Katar'dan gelen 15 milyar dolarlık doğrudan yatırım Türkiye'ye sermaye piyasalarından çok daha fazla yararlı olacaktır.

Çünkü doğrudan yatırım demek üretim demek, istihdam demek, ihracat demek, büyümek demek...

Doğrudan yatırımların yanında ar-ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma ile birlikte katma değer artışı sağlamamız ülkemizin ihtiyaç duyduğu döviz ihtiyacını karşılayacaktır.

Yaşanan süreç bize küresel marka oluşturamadığımız gerçeğini net bir şekilde göstermiştir.

En güçlü markamız olan Türk Hava Yolları dışında neredeyse bölgesel/küresel bir markamız yok denebilir.

Kimileri "Ülker" grubunun küresel bir marka haline geldiğini söyleyebilir. Haklıdır da... Ancak öz kimliğini koruyamadığı, yukarıda bahsettiğim küreselcilik akımına dahil olduğunu da bilmeleri gerekir.

Bu açıdan bakıldığında ihtiyacımız olan şey öz kimliğini koruyabilen, bilimsel araştırmalar ile desteklenmiş küresel markalar oluşturmaktır. Kaldı ki bilimsel çalışmalara dayanmazsa küresel bir marka haline de gelemeyeceği de bir gerçektir.

Sonuç olarak kamu-üniversite-sanayi iş birliği geliştirilmeli, kamu ve özel sektör çalışanlarının lisans üstü eğitim süreçleri ve çalışmaları desteklenmelidir.