Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Şubat 2022

Yuvarlak Masa Şövalyeleri

Gelin!.. Gelin!.. Sizlere neler anlatacağım, neler… Okumayanlar çok şey kaybetmiş olacaktır!...

Kılıçdaroğlu öncülüğünde 6 siyasi parti lideri Hacı Bayram-ı Velî’de el açıp, gözyaşı döküp, vatanın selameti için, başta Amerika olmak üzere bütün emperyalistlerin kahrolması için, Türk ve İslam dünyasının birliği ve dirliği için, Kudüs ve esaret altında ki İslam beldelerin özgürlüğü için bir güzel yana yakıla dualar edip, yemekli toplantıya geçmişler, ama ne geçmişler. Yalnız bir eksikle geçmişler…

Yuvarlak masa şövalyelerini bilir misiniz? Onlar nedir ki! Onların en babası, yeni sürümü toplanmışlar ama karadul HDPKK ortalıkta yok. Sanırsam kılıcı dar demiştir: “Eli kanlım, ruhu isyankârım, bakışları belalım; sana nazar değmesin diye, şimdilik ortada görünmeyesin diye çağırmadık. Ama sen bizim yüreğimizdesin, ruhumuza kazınmışsın. Fakat HDP hiç boş durur mu yalancıktan cilve yaparcasına kızmış, şimdilik o koltuklarda kimin sayesinde oturduklarını yenilememiş. Kılıçdaroğlu karadul HDP'nin sırtını sıvazlayarak: “Aman iki gözüm; bak stratejik derinliğimiz var, başımız yok ama bir tuhaf gövdemiz var, sen şimdilik geri de kal, seçim yaklaştığında, rengârenk ortaya çıkar efelenir, sırtını nerelere yasladığını hatırlatır, yapacağın heykelleri haykırır durursun.”

Dedim ya; masanın aslan yüreklileri önce sabah namazında bir camide buluşmuşlar, el açıp Allah'a sığınmışlar: “Allah'ım bizlere bu vatanın hizmetinde olmayı nasip et. Bizi başıboş bırakıp, Türk ve İslâm düşmanlarının maskarası – oyuncağı yapma! Biz aciziz, fakiriz, tek derdimiz; Erdoğan'ın yapamadığı yolları, köprüleri, tünelleri, yerli ve milli silahları, sağlık hizmetlerini, okullarda veremediği bedava kitap hizmetini yapmak. Hatta Konut Edindirme Yardımı (KEY) gibi ödenmemişleri vatandaşa ödemek, limanlar hava meydanları, üniversiteler, yerli aşı hizmetini, hatta cumhuriyet tarihinde yapılan hizmetlerin tamamının 3 - 4 mislini yapmak istiyoruz. Öyle böyle değil yana yakıla istiyoruz… Allah’ım bizlere bu hizmetleri yapmayı nasip et. Ha şimdilik başımız yok ama biz bu gövdeyi zaten bize sufleyi verenlere feda etmişiz, önemli olan gövdedir, baş nedir ki? Allah’ım: Hiç uydumuz yok! Bize uzaya uydu göndermeyi, milli füze, uçak, helikopter, yerli araba, milli yazılımı, milli treni gerçekleşmeyi nasip et. Bizim derdimiz; ezanlar susmasın, yerli ve milli ne varsa değer bulsun, kafalardan ve gönüllerden, emperyalistlere muhabbet, İslam düşmanlığı kaybolsun, defolup gitsin! İsimleri Müslüman olanların bir yerleri oynamasın; isminin hakkını versin, şanlı ecdadımıza layık olsun, hainlik etmesin, küffarın oyuncağı olmasın, fonlanarak kudurmasın, vatanın ve milletin aleyhinde olmasın, devletin sırlarını dışarıya satmasın!”

Yuvarlak masanın birbirinden heybetli, birbirinden civanmert, birbirinden güvenilir, birbirinden mahir, akıl küpü şövalyeleri, Ayasofya'yı aslına döndürmeye hatta fazladan Kudüs'ün özgürlüğü için ant içtiler, Filistin’in içinde ur gibi büyüyüp kaçak ve dandik devlet olan İsrail'e hat bildireceklerine yemin ettiler... Ayasofya’da ezan okunması, namaz kılınması için niyaz gözyaşları döktüler… İçeride ve dışarıdaki tarihi eserlerimizi onarmaya, gençliğe, Çanakkale, Malazgirt ve Kût'ül-Amâre destanlarını layıkıyla öğretmeye karar verdiler… Kahpe haçlılar, dünyanın her neresinde hainlik yaparlar ise mutlaka hesap soracaklarına yemin ettiler… Milli gemilerimizle doğalgaz bulma ve Mavi Vatan için coştular… Vay anam vay!.. Orta ayak HDPKK ise bu altısı birbirinden kalıplı, altısı dünya tatlısı liderlere nazar değmesin diye kandilde tütsüler yaktırmış, ateş etrafında danslar ettirmiş, yürekleri vatanın bölünmez bütünlüğü için titremiş, her an orta ayaklığı ispat etmek için bilenmişler ve Al Bayrağımız için ölmeye dağları çınlatırcasına yemin billâh etmişler ama yinede o yuvarlak masanın etrafında neden biz yoktuk diye höykürmeleri tutunca Kılıçdaroğlu karadul HDP’ye en güven verici bakışla bakarak, en inandırıcı ses tonuyla:

“Geççek, Geççek!... Elbet bu da geççek” demiş…