Yuvarlak Masa Şövalyeleri
Gelin!.. Gelin!.. Sizlere neler anlatacağım, neler… Okumayanlar çok şey kaybetmiş olacaktır!...
Kılıçdaroğlu
öncülüğünde 6 siyasi parti lideri Hacı Bayram-ı Velî’de el açıp, gözyaşı döküp,
vatanın selameti için, başta Amerika olmak üzere bütün emperyalistlerin
kahrolması için, Türk ve İslam dünyasının birliği ve dirliği için, Kudüs ve
esaret altında ki İslam beldelerin özgürlüğü için bir güzel yana yakıla dualar
edip, yemekli toplantıya geçmişler, ama ne geçmişler. Yalnız bir eksikle
geçmişler…
Yuvarlak masa şövalyelerini bilir misiniz? Onlar nedir
ki! Onların en babası, yeni sürümü toplanmışlar
ama karadul HDPKK ortalıkta yok. Sanırsam kılıcı dar demiştir: “Eli kanlım, ruhu isyankârım,
bakışları belalım; sana nazar değmesin diye, şimdilik ortada görünmeyesin diye çağırmadık.
Ama sen bizim yüreğimizdesin, ruhumuza kazınmışsın. Fakat HDP
hiç boş durur mu yalancıktan cilve yaparcasına kızmış, şimdilik o koltuklarda
kimin sayesinde oturduklarını yenilememiş. Kılıçdaroğlu karadul HDP'nin
sırtını sıvazlayarak: “Aman iki gözüm; bak
stratejik derinliğimiz var, başımız yok ama bir tuhaf gövdemiz var, sen
şimdilik geri de kal, seçim yaklaştığında, rengârenk ortaya çıkar efelenir,
sırtını nerelere yasladığını hatırlatır, yapacağın heykelleri haykırır
durursun.”
Dedim ya; masanın
aslan yüreklileri önce sabah namazında bir camide buluşmuşlar, el açıp Allah'a
sığınmışlar: “Allah'ım bizlere bu vatanın hizmetinde olmayı nasip et. Bizi
başıboş bırakıp, Türk ve İslâm düşmanlarının maskarası – oyuncağı yapma! Biz
aciziz, fakiriz, tek derdimiz; Erdoğan'ın yapamadığı yolları, köprüleri,
tünelleri, yerli ve milli silahları, sağlık hizmetlerini, okullarda veremediği
bedava kitap hizmetini yapmak. Hatta Konut Edindirme Yardımı (KEY) gibi
ödenmemişleri vatandaşa ödemek, limanlar hava meydanları, üniversiteler, yerli
aşı hizmetini, hatta cumhuriyet tarihinde yapılan hizmetlerin tamamının 3 - 4
mislini yapmak istiyoruz. Öyle böyle değil yana yakıla istiyoruz… Allah’ım bizlere
bu hizmetleri yapmayı nasip et. Ha
şimdilik başımız yok ama biz bu gövdeyi zaten bize sufleyi verenlere feda
etmişiz, önemli olan gövdedir, baş nedir ki? Allah’ım: Hiç uydumuz yok!
Bize uzaya uydu göndermeyi, milli füze, uçak, helikopter, yerli araba, milli
yazılımı, milli treni gerçekleşmeyi nasip et. Bizim derdimiz; ezanlar susmasın,
yerli ve milli ne varsa değer bulsun, kafalardan ve gönüllerden, emperyalistlere
muhabbet, İslam düşmanlığı kaybolsun, defolup gitsin! İsimleri Müslüman
olanların bir yerleri oynamasın; isminin hakkını versin, şanlı ecdadımıza layık
olsun, hainlik etmesin, küffarın oyuncağı olmasın, fonlanarak kudurmasın,
vatanın ve milletin aleyhinde olmasın, devletin sırlarını dışarıya satmasın!”
Yuvarlak masanın birbirinden heybetli, birbirinden
civanmert, birbirinden güvenilir, birbirinden mahir, akıl küpü şövalyeleri,
Ayasofya'yı aslına döndürmeye hatta fazladan Kudüs'ün özgürlüğü için ant
içtiler, Filistin’in içinde ur gibi büyüyüp kaçak ve dandik devlet olan
İsrail'e hat bildireceklerine yemin ettiler... Ayasofya’da ezan okunması, namaz
kılınması için niyaz gözyaşları döktüler… İçeride ve dışarıdaki tarihi eserlerimizi onarmaya,
gençliğe, Çanakkale, Malazgirt ve Kût'ül-Amâre destanlarını layıkıyla öğretmeye
karar verdiler… Kahpe haçlılar, dünyanın her neresinde
hainlik yaparlar ise mutlaka hesap soracaklarına yemin ettiler… Milli
gemilerimizle doğalgaz bulma ve Mavi Vatan için coştular… Vay anam vay!.. Orta
ayak HDPKK ise bu altısı birbirinden kalıplı, altısı dünya tatlısı liderlere
nazar değmesin diye kandilde tütsüler yaktırmış, ateş etrafında danslar
ettirmiş, yürekleri vatanın bölünmez bütünlüğü için titremiş, her an orta
ayaklığı ispat etmek için bilenmişler ve Al Bayrağımız için ölmeye dağları
çınlatırcasına yemin billâh etmişler ama yinede o yuvarlak masanın etrafında
neden biz yoktuk diye höykürmeleri tutunca Kılıçdaroğlu karadul HDP’ye en güven
verici bakışla bakarak, en inandırıcı ses tonuyla:
“Geççek,
Geççek!... Elbet bu da geççek” demiş…