Yusuf'un (a.s) ibretli hayatı-4
ZÜLEYHÂ, kendisinden kaçmakta olan Yusuf Aleyhisselamı yakalamak için gömleğini arkadan çekip yırttı ve ikisi de odadan dışarı fırladı. Kapının önünde ise Züleyhâ’nın kocası Azîz ve bir erkek akrabası duruyordu. Azîz, gördüklerine inanamadı ve şaşkın bir şekilde:
- Neler
oluyor yahu, dedi. Züleyhâ hemen pişkin pişkin ileri atıldı:
-
Hanımına kötülük etmek isteyenin cezası; hapse atılmak veya acıklı bir
işkenceden geçirilmekten başka ne olabilir, dedi. Bunun üzerine Azîz:
- Benim
hanımıma kötülük etmek isteyen kim, dedi. Züleyhâ, Yusuf Aleyhisselamı işaret
ederek dedi ki:
- Bu
delikanlı benimle olmak istedi.
Bunun
üzerine Azîz, Yusuf Aleyhisselama döndü ve:
-
Delikanlı! Sana yaptığım bunca iyilik ve ihsanın karşılığı bu mu, beni hayal
kırıklığına uğrattın ve çok üzdün, dedi. Züleyhâ’nın bu feci iftirası
karşısında şaşkına dönen Yusuf Aleyhisselam, kendisini savunmak mecburiyetinde
kaldı ve dedi ki:
- Asıl o,
benimle beraber olmak istedi. Kendimi zor bela onun elinden kurtarıp kaçtım.
Bu
sefer, o anda Aziz’in yanında bulunan Züleyha’nın akrabası olan adam söze
başladı:
- Eğer
Yusuf’un gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylüyor, Yusuf
yalancılardandır. Yok eğer gömleği arkadan yırtılmışsa; kadın yalan söylüyor,
Yusuf doğru söyleyenlerdendir, dedi.
Aziz,
gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce, işin gerçeğini anladı ve Züleyhâ’ya
dönerek şöyle dedi:
- Bu
iş, siz kadınların tuzaklarındandır. Gerçekten de siz kadınların tuzağı çok
büyüktür.
Sonra
Yusuf aleyhisselama yönelerek:
- Bak
Yusuf beni iyi dinle! Asla bu olaydan kimseye bahsetme!
Sonra
Züleyhâ’ya yöneldi ve:
- Ey
kadın, sen de günahkâr olduğun için istiğfar et, Allah’tan bağışlanmanı dile.
Hakikaten sen günahkârlardan oldun, dedi.
Her
nasıl olduysa bu hâdise kulaktan kulağa yayıldı ve saraya yakın çevrelerdeki
kadınların dedikodu malzemesi oldu. Kadınlar:
- Vah
vah yazık ki ne yazık, Aziz’in eşi Züleyhâ, bizzat kendi sarayında görevli olan
bir köleye fena şekilde âşık olmuş, âşık olmakla kalmamış bizzat onu taciz
etmeye çalışmış. Doğrusu biz, onu, apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz, demeye
başlamışlardı.
Bunun
için Züleyhâ, insanların içine çıkamaz ve kimsenin yüzüne bakamaz duruma
gelmişti. Kendisine göre bu dedikodulara engel olması gerekiyordu. Bu işi
halletmek için sinsi bir plan yaptı: Dedikodusunu yapan kadınları saraya davet
etti. Kadınlar gelince, onları koltuklara oturttu ve önlerine meyve ve bıçaklar
koydu. Tam kadınlar bıçakları ele alıp meyveyi yiyecekleri sırada Yusuf Aleyhisselamı
içeriye aldı. Kadınlar, Yusuf Aleyhisselamı görünce, şaşkına döndüler ve
kendilerini kaybedip meyve yerine bıçaklarla ellerini kestiler ve:
- Haşa!
Allah için, bu bir insan olamaz! Bu sadece yüce bir melek! Başka bir şey
olamaz, dediler.
Bir
nevi büyülenen ve daha önce dedikodu yapan kadınlar, Yusuf Aleyhisselama,
hanımefendisi Züleyha’ya itaat etmesi için toplu halde telkinde bulunmaya
başladılar. Bunun üzerine
Züleyhâ, Yusuf Aleyhisselam için:
- Eğer o,
kendisine emrettiğim şeyi yapmazsa, zindana atılır ve aşağılananlardan olur,
dedi. Daha önce dedikodusu yapıldığından yakınan Züleyhâ, bu şekilde farkında
olmadan suçunu itiraf etmiş oldu.
Yusuf Aleyhisselam
ise, bu çirkin teklif karşısında Allahü Teâlâya sığındı ve şöyle yakardı:
-
Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların
tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan olur ki, onlara meyleder ve câhillerden
olurum, dedi. Gerçekten duası kabul oldu ve Allahü Teâlâ, onu korudu. Bu
olaydan sonra Züleyha’nın bu çılgınlık haberi iyice yayıldı.
Başta
konu ile ilgili yapılan tahkikat neticesinde Yusuf Aleyhisselamın tamamen masum
ve suçsuz olduğu kesin olarak anlaşılmış olduğu için, kendisine herhangi bir
ceza vermeye lüzum görülmedi. Ancak baskı altında kalan Azîz, zevahiri
kurtarmak ve Züleyhâ’nın değil, Yusuf Aleyhiselamın suçlu olduğunu ispat etmek
için Yusuf Aleyhisselamın hapse attı...
(Devamı
haftaya…)