Yusuf aleyhisselamın ibretli hayatı-7
Mısır kralının
gördüğü enteresan rüyayı doğru bir şekilde tâbir eden ve bu tâbire uygun
tedbirleri sıralayan Yusuf aleyhisselam, bu işin başına geçti yani maliye
bakanı oldu. O, yetkileri eline alınca, kıtlık senelerinin geleceğini düşünerek
gerekli önlemleri aldı. Büyük depolara yiyecek ve gıda stokladı. Yedi senelik
bolluk dönemi geçtikten sonra peşinden bütün şiddetiyle kıtlık zamanı başladı.
Kıtlığın ilk senesinde insanlar, daha önce Yusuf aleyhisselamın işaret etiği
gibi sakladıkları yiyeceklerin tamamını yiyip bitirdiler. Kimsede gıda
maddeleri kalmadığı için artık herkes Yusuf aleyhisselamdan para ile yiyecek
satın almaya başlamıştı. Yusuf aleyhisselam da hiç ayırımcılık yapmadan ve
kimseyi kayırmadan yiyecek almaya gelen herkese bir deve yükü yiyecek
satıyordu.
Mısır’ın
etrafındaki memleketlerden de insanlar yiyecek almak için Yusuf aleyhisselama
gelmeye başlamıştı. Yakub aleyhisselam da on oğlunu erzak almak için Mısır’a gönderdi.
Yakub aleyhisselamın oğulları Mısır’a varınca, erzak almak için Yusuf
aleyhisselamın huzuruna çıktılar. Yusuf aleyhisselam onları görür görmez hemen
tanıdı, fakat onlar O’nu tanıyamadılar. Yusuf aleyhisselam onlara sordu:
-
Kimsiniz, nereden geliyorsunuz? Onlar da:
- Biz,
Kenan diyarındanız. Yakub isminde ihtiyar bir babanın on evladıyız.
Memleketimizde kıtlık var. Babamız bizi buraya erzak almaya gönderdi, dediler.
Yusuf aleyhisselam sordu:
- Şimdi
babanız nerede ve kiminle kalıyor? Onlar da cevaben:
-
Babamız, Kenan ilindedir, Bünyamin ismindeki en küçük kardeşimizle beraber kalıyor. Babamızın, Bünyamin’le aynı anadan olan çok sevdiği Yusuf
adında bir oğlu daha vardı, fakat kırda telef oldu. Bunun için O’nun öz kardeşi
Bünyamin’i hiç yanından ayırmıyor, dediler…
Yusuf aleyhisselam, görevlilere emretti, kardeşlerden
her biri için bir deve yükü erzak hazırlandı. Onlardan alınan ücret de
yüklerinin içine konuldu ki, ailelerine döndüklerinde işin esprisini anlayıp
yine gelsinler…
Ancak onlara:
- Bir daha geldiğinizde diğer kardeşiniz Bünyamin’i de
mutlaka getirin. Görüyorsunuz ki ben ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafir
ağırlayanların en iyisiyim. Bakınız O’nu getirmezseniz, size bir daha erzak
vermeyeceğim, dedi. Kardeşler de:
- O’nu babasından istemeye çalışacağız, biz her
hâlükârda bu isteğinizi yerine getiririz, dediler ve on deve yükü erzakla
memleketlerine, Kenan diyarına döndüler. Kardeşler, müsait bir zamanda,
Mısır’daki intibalarını babaları Yakub aleyhisselama anlatmaya başladılar:
- Baba, Mısır’da çok güzel karşılandık, maliye bakanı
tarafından büyük ihsan ve iltifata nâil olduk. Ancak Bakan, bize; “bir daha
Mısır’a geldiğinizde diğer kardeşiniz Bünyamin’i de mutlaka getirin. O’nu
getirmezseniz size bir daha erzak vermeyeceğim,” dedi.
Buna rağmen Yakub aleyhisselam, oğlu Bünyamin’i
göndermek istemedi ve dedi ki:
- Daha önce kardeşi Yusuf hakkında size ne kadar
güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! En iyi koruyucu
Allah’tır. O, merhametlilerin en merhametlisidir…
Bu arada kardeşler, yüklerini açtılar ve paralarının
kendilerine iade edildiğini farkettiler. Bunun üzerine babalarına dediler ki:
- Baba! Daha ne istiyoruz, paralarımız dahi bize iade
edilmiş. Biz bu paralarla gider tekrar ailemize erzak alırız. Bünyamin
kardeşimizi götürdüğümüz için de fazladan bir deve yükü daha alırız. Zaten getirdiğimiz
erzak az, bize yetmez. Ayrıca kardeşimiz Bünyamin için endişelenmene gerek yok;
O’nu Sana sağsalim getireceğiz, dediler. Yakub aeyhisselam cevaben şöyle dedi:
- Aşılamaz engellerle kuşatılmanız hariç, O’nu bana
mutlaka getireceğinize dâir Allah adına yeminle kesin söz vermediğiniz müddetçe
O’nu sizinle asla beraber göndermem, dedi. Bunun üzerine kardeşlerin hepsi de
kesin söz verdiler. Bunu üzerine Yakub aleyhisselam:
- Söylediklerimize Allah şahittir, dedi ve ilave etti:
- Oğullarım! Şehre hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan
girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm, Allah’tan
başkasının değildir. Ben, O´na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O´na
tevekkül etsinler!..
(Devamı haftaya…)