Yusuf aleyhisselamın ibretli hayatı-5
Yusuf
aleyhisselam hapiste mahkumlara tevhidi, Allahü Teâlânın birliğini ve güzel
ahlakı anlattı. Herkese iyilik yapmaya çalıştı, hastaları ziyaret etti ve üzüntülü
olanları teselli etti. İşte bu güzel hasletlerinden dolayı mahkumlar tarafından
çok sevilen bir insan oldu.
Yusuf
aleyhisselamla beraber aynı gün
iki delikanlı da zindana girmişti. Bunlardan biri kralın şarapçısı, diğeri de
ekmekçisi idi. Bu iki genç, bazı kimselerin teşvik ve yönlendirmesiyle kralın
ekmeğine ve şarabına zehir katmışlardı. Fakat her ne olduysa daha sonra
birbirlerini şikâyet etmeye karar vermişler. Ekmekçi; şarapta zehir olduğunu;
şarapçı da ekmekte zehir olduğunu krala haber vermiş ve bunun için ikisi de
zindana atılmıştı.
İşte bu
iki delikanlı, bir gece birer rüya gördüler. Sabah olunca da tâbir için Yusuf
aleyhisselama gittiler. Onlardan biri:
- Ben
rüyamda şarap yapmak için üzüm sıktığımı gördüm, dedi. Diğeri de:
- Ben
de başımın üstünde taşıdığım ekmekten kuşların yediğini gördüm, dedi ve ilave
etti: Bunun yorumunu bize bildir. Kuşkusuz biz, seni iyilik eden bir insan
olarak görüyoruz…
Yusuf
aleyhisselam rüya yorumuna geçmeden önce, kendisinin hak din üzere bulunduğunu,
sahip olduğu ilmin Allahü Teâlâ tarafından kendisine bahşedildiğini ve
Mısırlıların yanlış yolda olduklarını bildirmek istedi ve şöyle dedi:
- Size
erzak olarak verilecek yemek gelmeden önce, onun ne olduğunu mutlaka size haber
vereceğim. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Şüphesiz ben, Allah’a
inanmayan ve âhireti inkâr eden bir kavim olan Mısırlıların dininden uzağım.
Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum. Allah’a herhangi bir şeyi
ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah’ın bize ve insanlara olan lütfundandır.
Fakat insanların çoğu şükretmezler. Ey zindan arkadaşlarım! Darmadağınık bir
sürü düzme tanrılar mı hayırlıdır, yoksa hepsine ve her şeye gâlip, gücüne
karşı konulamaz olan bir tek Allah mı? Allah’ı bırakıp da o taptıklarınız,
sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlerden başka birşey değildir.
Bunlara tapmanız için Allah hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’a
aittir. O, size, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. İşte
dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
Yusuf
aleyhisselam sonra onların rüyalarının tâbirine geçip şöyle dedi:
- Ey
şarapçı, sen serbest bırakılacaksın ve eski görevine dönüp kralın şarapçılığına
devam edeceksin. Diğerine ise şöyle dedi:
- Sen
asılacaksın ve başının etini kuşlar yiyecek. Öyle de oldu…
Zindanda
kalmaya devam eden Yusuf aleyhisselam, kurtulacak olana yani şarapçıya:
- Beni,
efendinin yani kralın yanında an, benden bahset, suçsuz olduğumu söyle, dedi.
Zindandan
kurtulan şarapçı, saraydaki eski vazifesine döndü. Fakat şeytan, kendisine unutturduğu
için; kralın yanında Yusuf aleyhisselamdan hiç bahsetmedi. Ta ki, kral o rüyayı
görünceye kadar. Evet Kral, bir gece çok garip ve enteresan bir rüya gördü.
Sabah olunca saray erkânını taplayıp:
- Ben
rüyamda yedi semiz ineği yiyen yedi zayıf inek ve yedi yeşil başak ile yedi
kuru başak gördüm. Ey ileri gelenler, eğer rüya tâbirini biliyorsanız, bu
rüyamı tâbir edip yorumlayın, dedi.
Saray
ileri gelenleri ise:
-
Bunlar, karışık rüyalardır. Biz bu tür rüyaların yorumunu bilmiyoruz, dediler.
O iki
arkadaştan kurtulanı yani şarapçı, nice zaman sonra Yusuf aleyhisselamı
hatırladı ve:
- Ben,
bu rüyanın yorumunu size yaptıracağım. Hele beni bir zindana gönderin, dedi.
Şarapçı,
Yusuf aleyhisselamın yanına gidince:
- Ey
Yusuf! Ey doğru sözlü kişi! Şu müşkil ve esrarengiz rüya hakkında bize bir
çözüm bildir, şöyle ki: Yedi semiz ineği yiyen yedi zayıf inek ile yedi yeşil
başak ve yedi kuru başağın anlamı ne olabilir? Ümit ederim ki isabetli tâbirini
öğrenip insanlara aktarırım. Böylece onlar hem doğruyu hem de senin değerini
öğrenirler, dedi…
(Devamı
haftaya…)