Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yurt dışına öğrenci göndermek (1)

Kadim bir devlet olan Osmanlı ve onun devamı olan genç Cumhuriyet, kendi kurumlarının donanımlı ve kalıcı olması için büyük bir çaba içinde olmuştur. Başta zayıflayan eğitim kurumlarını ve diğer müesseselerini daha da güçlendirmek ve yenilemek için birtakım uygulamalar yapmıştır. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle savunma sanayindeki ilerlemeler, yeni ordu ve askeri sistemin çağın şartlarına göre yeniden düzenlenmesini gerektirmekteydi.

Osmanlı’nın Batı karşısındaki güç kazanma gayreti, askerî mağlubiyetler, Tanzimat dönemi modernleşmesinin askerî ve ekonomik sahada gelişme kaydetmesine sebep olmuştur.

Osmanlı okullarından istenilen başarı elde edilemeyince, yurt dışına öğrenci gönderilmesi ve yabancı uzman getirilmesi zorunlu bir hal alır. Bu amaçla, yurt dışına öğrenci gönderme ve yabancı uzmanların istihdam edilmesi modernleşmeyi başlatarak hızlandırmıştır.

Yurt dışına ilk öğrenci gönderme konusunda kapsamlı ve nitelikli çalışmasıyla Dr. Aynur Erdoğan’ın eseri, ele aldığımız konuya kaynaklık yapacaktır.

Yurt dışına öğrenci gönderme, II. Mahmut’la (1801-1839) başlamıştır. Sultan’ın buna ihtiyaç duymasına sebep olan olayların başında; Rus ordusu yenilgisi, Yunan bağımsızlık savaşı ve Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’ya karşı verilen mücadelede başarısızlık söylenebilir. Bunun sonucunda II. Mahmut, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nı kaldırır, yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye adıyla yeni bir ordu kurar.

Bir taraftan da II. Mahmut, nitelikli uzman açığını gidermek amacıyla Mehmet Ali Paşa’dan talepte bulunur. Paşa da, ‘Müslümanlar arasında henüz modern askerlik ve fenden anlayan olmadığı’ cevabını verir. Böylece Sultan, beklediği yanıtı müspet olarak alamaz.

Osmanlı Sultanı II. Mahmut, 1827 yılında Mühendishaneyi genişleterek Bahriye Mühendisini ayırır. Akabinde 1835 yılında Harp Okulu’nun açılmasını, ordunun modernizasyonu açısından bir açılım olarak değerlendirmek gerekir. Okullarda eğitim dili Fransızca olduğu için yabancı dil bilmek bir zorunluluk arz etmekteydi.

Eski ve yeni ordunun askerleri arasında anlayış ve uygulama farklılıkları ortaya çıkar. Yeni ordunun nitelikli kadrosunu ve subaylarını yetiştirmek amacıyla orduda istihdam edilmek üzere Avrupa’dan uzmanlar getirilmeye başlanır. Bu kapsamda 1835 yılında Prusya’dan bir mareşal ve birisi de yüzbaşı rütbesinde iki uzman getirilir. Uzmanlar, Osmanlı topraklarında dört yıl hizmet verirler.

Yurt dışına öğrenci gönderme uygulamasının öncülüğünü, on yıl seraskerlik (Savunma Bakanı veya Genelkurmay Başkanı) yapmış olan Hüsrev Paşa olmuştur (1830). Ondan sonra iki yüz yıl sürecek yurt dışına öğrenci gönderme uygulaması devam edecektir. Hüsrev Paşa, ilk defa beş öğrenci göndermiştir. Bunlardan Edhem isimli kişi, çeşitli devlet hizmetlerinden sonra sadrazamlığa kadar yükselmiştir.

Yurt dışına öğrenci gönderen kurumlara bakıldığında; Mühendishane, Tıbbiye, Harbiye, Tophane, Devlet büroları, Mekteb-i Sanayi gibi kurumlar öne çıkmaktadır. Cumhuriyet döneminde gönderilen alanlar, çok daha farklılık kazanacaktır. İşte onlardan bazıları şöyledir: Konservecilik, kadın tezyinatı, terzilik, moda ve çiçek, ev idaresi, çamaşır-nakış işleri, ekmek-pastacılık, sütçülük-peynircilik, çilingirlik, modelcilik yanında, sanayi, inşaat, motor, sıhhi tesisat, soğuk-sıcak demircilik, sanayi atölye şefliği, kimya sanayi.

II. Mahmut’un Paris’e öğrenci göndereceğini duyan Avusturya devlet adamı Metterncih, İstanbul elçisi Ottenfels’le irtibata geçerek devlet nezdinde girişimler yapmasını istemiştir. Avusturya’nın korku ve kaygısı, aslında Osmanlı gençlerinin Paris’te devrimci düşüncelerden etkilenmesiyle kendisi gibi İmparatorluk olan devletin ulus-devlet anlayışını benimsemeleri idi.