Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yunus Emre Enstitüsü

Yediyüzyıldan beri ilahileriyle gönül çerağımızı tutuşturan, kederimizi neşeye, acımızı sevince dönüştüren Yunus Emre'yi halkımız gönül tahtından hiç düşürmediği halde, aydınlarımız bu bilge şairi ve Türkmen dervişini yaklaşık yüz yıldır okuyor. Edebiyatımızda mutasavvıf Yunus Emre hakkında ilk ciddi araştırmalar, Fuat Köprülü ile başladı. Çalışmalar, henüz bir asırlık. Halbuki çelebi ozanımız, Anadolu topraklarında sesi, nefesiyle ve erdem yüklü mesajlarıyla aziz milletimizin en çok sevdiği ulu kişilerden. Mevlana'nın ruh ikizi. Yunus'u yeni keşfeden aydınımız, onu anlamaya, kavramaya ve şiirlerini yorumlamaya başladı.

2009 yılında kurulan ve faaliyetlerine hızlı bir şekilde başlayan Yunus Emre Enstitüsü, yüz ağartmaya devam ediyor. Doğrusu enstitünün bu kadar büyüyeceğini, çalışmalarıyla dünyaya yayılacağını, kültürümüzü, dilimizi, örfümüzü, irfanımızı ve medeniyetimizi yeryüzünde tanıtacağını pek kimse tahmin edememişti belki de. Kurumun resmi sitesinden (https://yee.org.tr) faaliyetlerini öğreniyoruz. Yunus Emre Enstitüsü'nün kuruluş amacı, "Yurt dışında kurulan merkezlerde eğitim ve öğretim çalışmalarının yanısıra kültür ve sanat faaliyetleri yürütmek, ilmu00ee araştırmalara destek vermek" olarak hülasa ediliyor. Enstitü, bugüne kadar dünyanın bir çok ülkesinde 30'un üzerinde kültür merkezi açtı. Bu merkezlerde çeşitli seminerler veriliyor, sempozyumlar yapılıyor ve isteyen herkese Türkçe öğretiliyor. Tiyatro oyunları sergileniyor, kurulan kitaplıklarda klasiklerimiz okunuyor, dergilerimiz dört bir yanda dağıtılıyor ve ilgiyle takip ediliyor. Tabii bu ülkelerde yaşayan insanların, Türkiye'yi daha yakından tanımaları da sağlanmış oluyor.
Enstitü, yurt dışında bulunan Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri aracılığıyla kültür ve sanatımızın en güzel örneklerini dünyaya tanıtıyor. Mu00fbsıku00eemiz, klasik sanatlarımız, tiyatro ve sinemamız, edebiyatımız, hüsn-ü hattımız, tezhibimiz ve daha bir güzelliğimiz çeşitli sergi, konser, atölye çalışmaları, sahne ve film gösterisi, ilmu00ee toplantı, panel, sanat kursu ve benzeri faaliyetlerle dünyaya yayılıyor. Enstitü, dünyanın pek çok ülkesinde kültür kuruluşlarıyla işbirliği yaparak fuar, festival gibi büyük organizasyonlara katılıyor, Türkiye'nin birikimini en iyi şekilde yansıtıyor. Böylece kültürümüz dünyaya yayılırken, büyük medeniyetimizin de farkına varılıyor. Bu ortak çalışmalar sayesinde dostluk köprüleri kuruluyor, uzak iklimlerdeki insanlarla ruh yakınlaşmaları sağlanıyor.

1980'li yıllarda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde bize eski edebiyatımızı okutan rahmetli hocamız Abdülkadir Karahan ile Yunus Emre hakkında bir röportaj yapmıştım. Bu mülakatı bugünlerde yeni baskısı yapılan Şiirimizden Portreler kitabıma aldım. Hoca orada 'Yunus Şiir ve Tefekkür İklimi'ne toplum olarak muhtaç olduğumuzu, genç nesillerin bu derviş-şairinu201a yüksek tefekkür ufku ve nurlu muhayyilesinin ışıklı duygularından' daha çok istifade etmeleri gerektiriğini söylüyordu. İlahilerinde bize Allah, Peygamber ve ahiret inancını mükemmel şekilde anlatan şairimizi tanıdıkça hayranlarının artması ve kültür sanat dünyamıza yakınlık duyması mümkün olabilecektir.

Yunus Emre Enstitüsü'nün kuruluş amacı elbette bu büyük derviş-şairimizi tanıtmak değil. Ama bu Türkmen ermişinin adını alarak bir bakıma onun kutlu yolunda olduğunu gösteriyor. Devletimizin de büyük önem verdiği bu kuruluş, bir bakıma son yıllarda dünya devletleri arasında değeri anlaşılan, gücü artan ve süper zannedilen güçler tarafından bile gözarı edilemeyen Türkiye'nin kültür ihtişamını, sanat kudretini ve medeniyet zarafetini insanlığa gösteriyor. Henüz altı yıllık bir kuruluş olmasına rağmen başarıları alkışlanıyor. Mütevelli heyeti, yönetim, denetleme ve danışma üyeleri arasında bir çok değerli ve aşina ilim, sanat, fikir ve edebiyat insanının bulunduğu Yunus Emre Enstitüsü'nün Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi'dir.
Klasik Türk Edebiyatı alanında ve Türkçe ile ilgili olarak kaleme aldığı eserlerle temayüz eden Develi, gayretli ve çalışkan ekibiyle iftihar edilen çalışmalara imza atıyor. Enstitü bugüne kadar Afganistan, Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, İran, İtalya, Japonya, Karadağ, Kazakistan, Kosova, Lübnan'da bir veya birkaç şube açtı. İnşallah hedef, dünyadaki 206 ülkedir. 1999 yılında Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından başlatılan ve ilk defa 2000-2001 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulan "Türkoloji Projesi", 20 Eylül 2011 tarihinde imzalanan protokolle Yunus Emre Enstitüsü'ne devredildi. Proje kapsamında 37 ülkede 60 üniversite ile "Türkoloji Projesi İşbirliği Protokolü" imzalandı. Türk Edebiyatı dergisinin bu ayki sayısında enstitünün hayırlı faaliyetleri anlatılıyor. Türkiye, artık dünyada eserleri ve faaliyetleriyle konuşuluyor. Hayati Develi'yi ve mesai arkadaşlarını candan, gönülden kutluyorum. Bu idealist ekibin, yeryüzünü bir irfan mektebine dönüştüreceğine yürekten inanıyorum.