Yunanistan'dan alınacak dersler
Popülist yaklaşımların, hesapsız kitapsız kamu harcamalarının bir ülkeyi nasıl iflasa sürüklediğinin son örneği Yunanistan.
Ülke gırtlağına kadar borçlandı.
Vadesi gelen 1,6 milyar Euro'luk borç taksitini bile ödeyemedi.
Kredi derecelendirme kuruluşları Standard & Poor's ve Fitch Yunanistan'ın kredi notunu düşürdü.
Vatandaşların hücumunu önlemek için bankalar 6 Temmuz'a kadar kapalı.
ATM'lerden günde azami 60 Euro çekilebiliyor.
Yurtdışına para transferi yapılamıyor.
Yunanistan'ın toplam borcu 320 milyar Euro.
Yıl sonuna kadar 26,6 milyar Euro ödenmesi gerekiyor.
Ekonomi son 7 yıldır yüzde 25 oranında küçüldü.
Küçülen bir ekonominin bu borcu ödemesi mümkün değil.
Her dört Yunan vatandaşından biri işsiz.
Batık kredi oranı yüzde 40'ı buldu.
Kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasıla'ya oranı yüzde 180'e yaklaştı.
Maastricht kriterlerine göre bu oranın yüzde 60'ı geçmemesi icap ediyor.
Yunanistan bu duruma nasıl geldi?
İflasa giden süreç son birkaç yılda değil 2008 öncesinden başladı.
Ekonomi, turizm ve hizmet sektörüne dayandırıldı.
Sanayi ikinci plana atıldı.
2008'de patlak veren küresel kriz, turizm ve uluslararası taşımacılığını vurunca ekonomi ilk darbeyi yemiş oldu.
Ekonomi daralmaya başlayınca vergi gelirleri azaldı.
Buna karşılık kamu harcamaları artırıldı.
Bu bağlamda emekli maaşlarına yüksek oranda zam yapıldı, emeklilik yaşı düşürüldü, çalışma saatleri azaltıldı, ücretler artırıldı.
Böylece yüksek bütçe açığına sebebiyet verildi.
Haliyle borçlar katlandı.
Dönemin Karamanlis hükümeti "verilerle" oynayarak durumun vahametini gizledi.
2008'de iktidara gelen Papandreu , önceki hükümetin gizlediği harcamaları ortaya çıkardı.
Krizin fitilini ateşledi.
Kredi derecelendirme kuruluşları ülke notunu indirdi.
Borçlanma maliyeti arttı.
Borç sarmalına girildi.
Şimdi bu kısır döngüden çıkamıyor.
AB'den yardım istiyor.
Adına Troyka denilen Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası(ECB) ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) oluşturduğu kreditörler ise mali yardım için ağır şartlar ileri sürüyor.
Bunlar; varlıklı vatandaşlardan ve zenginlerden daha fazla vergi alınması, emekli olma koşullarının zorlaştırılması, sigorta primlerinin yükseltilmesi, Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi'nin artırılması, savunma harcamalarının ve ücretlerin düşürülmesi gibi şartları kapsıyor.
Başbakan Çipras dayatılan bu acı reçeteyi kabul etmedi.
Referanduma gitme kararı aldı.
5 Temmuz'da yapılacak olan referandumdan "Evet" kararı çıkarsa istifa edeceğini açıkladı.
"Hayır" çıkarsa ne olacak?
Yunanistan'ın Euro'dan ayrılarak eski para birimi Drahmi'ye dönmesinin gündeme gelebileceği söyleniyor ise de bize göre bu uzak bir ihtimal.
Yunanistan eninde sonunda kreditörlerin şartlarınaufak tefek değişikliklerle boyun eğecektir.
Referandum kararı, pazarlık masasında elini güçlendirmek için alınmış siyasi birmanevradan ibarettir.
Neticede Yunanistan'ın işi zordur.
Uzun bir süre sıkıntı çekecektir.
Kıssadan hisse çıkarırsak:
Borç yiğidin kamçısıdır ama ölçü kaçmamalı, borç borçla değil öz kaynakla ödenmelidir.
Borç verimli yatırımlarda, özellikle sanayi sektöründe kullanılmalıdır.
Kaynağı olmayan kamu harcamalarından zinhar kaçınılmalı, mali disiplinden taviz verilmemelidir.