Yunanistan Değil ABD Ne Yapmak İstiyor?
Türkiye,3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne kadar yaklaşık 20 yıl boyunca Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle siyasi bir istikrar sağladı. Uzun süre siyasi istikrar sağlanınca Türkiye hem iç politikada hem de dış politikada önemli kazanımlar elde etti.
Hatırlanacağı gibi
hükümet değişikliklerinin sık yaşandığı dönemlerde ortaya çıkan olumsuzluklar
artık yaşanmamaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile elde
edilen siyasi istikrar, kalıcı bir hâle getirildi.
Her ne kadar dış
politika, partiler üstü bir alan olsa da hükümetlerin sık değişmesi izlenen dış
politika üzerinde olumsuz etkiler bıraktığı bir gerçektir. Geçmişteki
tecrübelerden biliyoruz ki yürütülen görüşmeler, hükümet her değiştiğinde ister
istemez kesintiye uğruyordu.
Bu nedenle ABD, tekrar
90’lı yıllardaki sık hükümetlerin değiştiği istikrarsız bir Türkiye istiyor.
Hükümetlerin sık değiştiği o yıllarda, çevremizde ve dünyada meydana gelen
gelişmeler konusunda birbirinden farklı uygulamaların yaşandığını tecrübe
ettik.
Bugün mevcut
iktidar, Suriye’de PKK’yla mücadele etmek için stratejik noktalarda askeri
üsler kurmuş durumda. Keza Doğu Akdeniz’deki haklarımızı korumak ve Afrika’da
daha etkin bir dış politika izlemek için Libya ile çok yönlü stratejik
anlaşmalar yaptı.
Ana muhalefet
Partisinin lideri Kılıçdaroğlu ‘’ne işimiz var Suriye’de’’ve ‘’ne
işimiz var Libya’da’’ diye eleştirmişti. Keza Ukrayna-Rusya Savaşında
başarılı bir denge siyaseti izleyen iktidarı, Meral Akşener, ‘’ neden ABD’nin
Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara dâhil olmuyoruz’’ diye eleştirmişti.
Demek ki millet
İttifakının bu iki partisi yarın iktidara gelirlerse, bugün Suriye ve Libya’daki
varlığımıza son verecekler ve ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara dâhil
olacaklar. Bu noktada muhalefetin dış politika eleştirisi ile ABD’nin Türkiye’den
beklentisi tam olarak örtüşüyor.
Muhalefetin
‘’parlamenter sisteme geri dönme’’ çabalarını ABD şiddetle destekliyor. Başkan
Biden bu nedenle ‘’dostlarımıza destek verip Erdoğan’ı devireceğiz’’ demişti. Çünkü geçmişte
ABD, parlamenter sistemin neden olduğu koalisyon hükümetlerini çok kolay
manipüle ederdi.
Dış politikada
istikrarlı ve güçlü siyasal iktidarlar sonuç almada ve etki yaratmada daha
başarılı olurlar. Türkiye, bu gerçeği Erdoğan ile çok iyi tecrübe etti. ABD’de
bundan rahatsız oluyor. Türkiye’nin 20 yıldan beri yakaladığı siyasi istikrarı
bozmak için PKK’yı kullandı, FETO’yu kullandı başarılı olamadı. Şimdi de Yunanistan’ı
kullandığını görüyoruz.
Çünkü ABD Türkiye
ile Yunanistan arasında Adalar Deniz’indeki salt karasuları sorunu olmadığını iyi
biliyor. Eğer sadece hukuki bir sorun olsaydı mutlaka bir çözüm bulunabilirdi.
Görünürde Karasuları sorunu olsa da arka planda siyasi, tarihi ve kimliksel
boyutları bulunmaktadır.
ABD, Fransa gibi
diğer emperyalist ülkeler bütün bunları iyi bildikleri için Yunanistan ile
Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak istiyor. Milletimizin ABD’ye 2023’te nasıl cevap
vereceğini hep birlikte bekleyip göreceğiz.