Yunan tacizi
Savaş uçaklarının havada birbirine kilit atmasına “it dalaşı” deniyor. Yunanistan bunu Ege’de sık sık yapıyor. Ancak kendi kamuoyuna farklı yansıtıyor. İki ülke de NATO üyesi. Bu çerçevede düzenli olarak yapılan uçuşlar, kontroller, görevler var. Fakat NATO çerçevesinde olsa bile Yunanlılar kendi semalarında Türk uçağı görünce ödleri kopuyor.
Yunan uçakları anında havalanıp bizim jetleri taciz ediyor. Ancak bu tacizler Yunan kamuoyuna farklı yansıtılıyor. Mevcut Yunan Hükümetinin politikası, Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu. Cuma günü yine tüm Yunan gazetelerinin manşetlerinde Türkiye vardı. Gerilimi Türkiye’nin tırmandırdığını iddia ettiler. Taciz olmadığı savundular. Yapay radar verileri oluşturulabilir diye yazdılar.
Yunan siyasetçileri de Yunan medyası da hem kaypak, hem korkak, hem inkârcı. Yaptıklarının arkasında duramıyorlar. Yunan gazeteleri, “S 300 tacizi var mı” diye Yunan Savunma Bakanlığı’na soruyor, sonra da bakanlığı kaynak göstererek inkâr ediyorlar. Yunan Hükümeti’nin uyguladığı bu politikanın adı “Kontrollü gerginlik.”
***
Bilirsiniz düşmanın merdi makbuldür. Ne herkes uykuda iken gelip vuran terörist. Ne de sırtını ABD ve Fransa’ya dayayan Yunan mertlikten anlamaz. PKK, Kuzey Irak’ın ıssız dağlarını, YPG, ABD himayesinde Suriye’nin kuzeyini, Yunanlı da AB ile birlikte Adalar Denizi’ni Türkiye’ye dar etme çabasında. Yunanistan’da 5 ABD üssü vardı, 9’a çıktı, kapasiteleri de artırıldı.
Yunanlılar, denizcilikte ileridir. Donanmaları o kadar güçlü olmasa da dünya deniz ticaretinden çok büyük pay alıyorlar. Ancak fark etmedikleri nokta Türkiye’nin de artık engin denizlere açılmaya başlamasıdır… Önce Akdeniz, sonra açık denizler… Avrupa Birliği’nin ileri karakolu olması Yunanistan’ın lehine mi olur, aleyhine mi, zaman gösterecek.
Yunanistan Ege’de hava sahasını 10 mil kabul ediyor, biz ise 6 mil, sıkıntı orada… Türkiye, İHA ve SİHA’ları aktif hale getirerek Ege’de masraflarını azalttı. Yunanlı ise savaş uçakları ile hava atıp dolar saçmaya devam ediyor. Peki bu it dalaşı böyle gider mi? Kontrollü gerginlik politikası uygularken bir kaza çıkar mı, çıkarsa ne olur?
***
İt dalaşı sıradan bir iş değil, karşılıklı çatışmadan önceki son aşamadır. Üslerinde hazır kıta bekleyen savaş uçakları en ufak bir tehlike olduğunda havalanır. Hava sahasına düşman uçağı girdiğinde önce uyarı yapılır, sonra uzaklaştırılır. Uyarılara rağmen düşman uçağı uzaklaşmıyorsa havadan havaya füzeler devreye girer.
Bir adet havadan havaya füzenin maliyeti, özelliğine göre 350 bin dolar ile 3 milyon dolar arasında değişiyor. Avrupa’nın yeni ürettiği Meteor füzeleri bunların en ileri örneklerinden. Yunanistan, ihtiyaç duyarsa onları kullanmak zorunda. Peki içmeye ayranları var mı? O biraz şüpheli… Ukrayna’dan akın eden beş milyon mülteciden sonra Avrupa bir de Yunan mültecilere hazır mı?
TÜBİTAK SAGE, Türkiye’nin havadan havaya füze ihtiyacını karşılamak üzere Gökdoğan füzesini geliştirdi. Bu yıl sonu Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilecek. Füzenizi kendiniz üretiyorsanız kararlarınızda özgürsünüz demektir. Diğer şekilde ağababalarınızın eline bakmak zorundasınız. Yunan’ın bütün şımarıklığına rağmen sanırım Avrupa’nın karar vericileri yeni bir çatışmaya henüz hazır değil; onlar şu sıralar buz gibi geçecek bir kışa hazırlanıyorlar.
