Yüksekovalı kardeşlerin sesi!
Bilhassa
son aylarda,
Öyle
bürokratlar var ki, devlet ile
vatandaşın, gönüllerde taht kuran
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile milletin arasını açmak için elinden
geleni yapıyor. Bunun pek çok örneğini gördük, ama ben sizlere sadece en son
örneğini anlatacağım.
Okulların
açılmasına birkaç gün kala yüreğimi
yakan bir haberle sarsıldım. Haberde küçük yaşlardaki 4 kardeş okul masraflarını karşılamak için bir
çare düşünmüşler. Gelin önce haberi beraber okuyalım.
“Hakkari'nin Yüksekova İlçesi,
Yeşildere Mahallesi’nde ikamet eden Kaplan ailesinin 4 çocuğu Sümeyye, Hayrünnisa, Ela ve
İsmail Kaplan okumak için ailelerinin rızası doğrultusunda evlerinin önünde
tahtadan tezgah yaparak, okul masraflarını karşılamak için eski kitaplarını
satışa çıkardı.”
Günlerce
bekledim,
Yüksekova
Kaymakamı Ağabeyleri,
Yani
devletin Hakkari Yüksekova’daki
temsilcileri bu aile ile de ilgilensin ve devletin imkânlarını bu aile için de
kullansın.
Yok!
Günler geçti, ilgilenen YOK!
Ailenin
telefonunu buldum, kendileri ile konuştum. Hayırseverlerin kısmen yardımcı
olduklarını, ama kaymakamlığın,
belediyenin hiçbir yardımda
bulunmadığını söylediler.
Üzüldüm,
çok üzüldüm.
Beklerdim
ki terör belasının azaldığı,
İnsanların
devletinin şefkat eline en çok ihtiyaç duydukları bu dönemde, bu bölgede, bu il
ve bu ilçede devlet erkanı bu çocuklara bir gülücük gönderseydi.
Yok!
Bakınız, Hayrünnisa Kaplan, “Okulların
açılmasına kısa bir süre kala, ihtiyaçlarımızın fazla olduğunu gördük. Bizde böyle bir
fikirle eski kitaplarımızı satmaya karar verdik. Hemen kapımızın önünde tezgah
açtık. Amacımız bir nebze olsun ailemize yardımcı olmak...” diyor. Yani kanaatkâr, sadece birkaç
parça elbise ve belki 3-5 defter onlara yeterdi.
Ama
yok!
Arayan,
soran devlet yetkilisi yok yok yok!!!
…
Aradan tam KIRK BEŞ GÜN GEÇTİ, 45 GÜN!
Yeniden aileyi aradım.
Kendilerine
yardımcı olan kimse çıkmamış; ne Yüksekova Kaymakamlığından ne Kaymakamın
yönettiği Yüksekova Belediyesinden yardım eden olmuş…
Devletin
bunca imkânına rağmen,
Devletin
bunca hassasiyetine rağmen,
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın çocuklara ve mağdur ailelere olan şefkat ve
yardımlarına rağmen Kaymakamlık, Belediye aileye
el uzatmamış!
Aradım,
Kaymakam ve Belediye Başkanına ulaşamadım. Israrla görüşmek istediğimi
söylediysem de Özel Kalem
Müdiresi bizi görüştürmedi.
Hakkari
Valiliğine anında ulaştım. Valilik Özel Kalem, “Vali Beyle görüşmek
isterseniz, görüştürelim” dedi. Vali Beyi meşgul etmek istemedim,
kendilerinden Yüksekova Sosyal
Yardımlaşma Vakfı Müdürünün telefonunu aldım, müdür beyi aradım. Aldığım cevap
hepinizin tahmin ettiği türden:
Biz aileler arasında ayırım
yapmıyoruz! Biz zaten herkese ulaşıyoruz! Biz zaten… biz, biz, biz…
Aradan 50 gün geçti, dün yine aileyi aradım sordum: arayan soran var
mı?
Yok!
Devletin
Yüksekova’daki bürokrasisi basına haber konusu olduğu halde bu aileye, “Devletiniz
büyüktür, şefkatlidir,kendiçocuklarına sahip çıkacak!” diyemedi, demedi.
Allah
aşkına, insanlar muhtaç olmazsa eşyasını satar mı?
İnsan
muhtaç olmazsa bu gibi sebeplerden dolayı basına çıkmaya razı olur mu?
İnsan
muhtaç olmazsa kendilerine yardım
olarak birkaç giysi ve defter verilmesini ister mi?
Peki, Allah bunu kabul
eder mi?
Allah’ın
cc sonsuz sabrına akıl sır erdiremem lakin Rabbulalemin, O’na vekaleten el uzatan kimseler olalım diye bizi iman şerefiyle
şereflendirmedi mi?
Bizim
iman etmemizin Alemlerin Yegâne Maliki’ne bir yararı olmaz ki. İman etmek, Müslümanlık, birbirimize kardeşliğe
yaraşır şekilde destek olmaktır, yardım etmektir, sahip çıkmaktır, birbirimizi korumak, kollamak, sevmek,
sevindirmektir.
Hangi
ara böyle olduk?
Hangi
suçtan dolayı vurdumduymazlık derekesine
yuvarlandık?
Kısa
keseyim;
Ben
İçişleri Bakanı olsaydım,
Yüksekova
Kaymakamı hakkında derhal
soruşturma başlatacaktım,
Hiç
vakit kaybetmeden hem de ibret-i alem için:
VATANDAŞA KARŞI DUYARSIZLIK SORUŞTURMASI başlatacaktım, hem de bugün!
İçişleri
Bakanı Sayın Süleyman Soylu ne yapar bilmiyorum,
Ama
83 milyonuyla aziz milletimizin vurdumduymazlara hiçbir borcunun ve ihtiyacının olmadığını iyi biliyorum!
Ne
mi diyorum?
Çocuklarımızı
öcülere kaptırmayalım, diyorum. Yani onlara sahip çıkalım, sevindirelim onları…
Çok
şey istediğimin farkındayım(!)