Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
2954.78
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Eylül 2018

Yük yine Reis’in üzerinde

Gündemde o kadar yazılacak şey var ki? Hangisinden başlamalı, hangisini ele almalı, hangisi dile getirmeliyiz şaşırıyoruz. Perşembe günü bizim gazetenin Balıkesir Temsilcisi Ramazan Çakar’ın kızının düğünü için memleketin yolunu tuttum. Giderken Bursa’ya uğrayıp Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ı da ziyaret edeyim dedim. Aynen öylede yaptım. Uzun boylu değildi ziyaretler ama Alinur Beyle Türkiye’nin genel durumunu biraz da Bursa’yı özetledik. Mustafa Dündar’ın telaşı ise farklıydı. Bursa Osmanlı’nın ikinci Başkenti. Bursa’yı çıkardığınızda Osmanlı’yı inkâr etmiş olursunuz. Geçte kalınsa Osmangazi Belediyesi adına yakışır bir şekilde Bursa’nın fethini sembolize eden Fetih Panorama 1326 müzesini bitirdi. Başkan Mustafa Dündar’da resmi açılışı yapılmayan bu müzeyi Bursalılara tanıtmaya başlamış.Ziyaretimiz Büyükşehir Belediyesi Meclis üyelerinin müzeyi gezme programına rastladı. Bizde Başkan’ın daveti üzerine katıldık. Başkan müze ile ilgili bilgileri kendisi verdi heyete. Altı sütun üzerine oturuyor müze. Altı sütun Bursa’da yaşayan altı Osmanlı padişahî sembolize ediyormuş. Osmanlının kuruluşu ve Bursa’nın fethi gözümüzün önünde yeniden canlandı. İstanbul Panorama 1453’ü ziyaret ettiğimden bilirim. Panoramik müzeler insanı tarihin içine taşır. Resmen olayın içinde yaşarsınız. İstanbul bu konuda çok güzel. İşte Bursa’nın fethini sembolize eden Panorama 1326’nın içine girdiğinizde daha farklı bir müze hissine kapılıyorsunuz. O günün Bursa’sı ile bugünün Bursa’sının eğer semtlerini bilmezseniz hiçbir benzerliği yok. Pınarbaşı deresi şimdiki kale çıkışının hemen altından akarmış, Setbaşı ise muhteşem bir doğallığa sahip. O nedenle müze adeta Yeşil Bursa imajını yeniden canlandırır şekilde tasarlanmış. Bursa’nın Fethi’ni sembolize etmekten çok Bursa’nın yeşilliği, Uludağ’ın üstünüze gelen ihtişamı, Bursa ovasının baharı. Bu güzellikler arasında savaş sahneleri ve kurulan otağlar kaybolup gitmiş. Eğer Bursa’nın bugünkü kalabalık, yoğun trafik ve keşmekeşliğinden kurtulmak istiyorsanız bir adım ötenizde Panorama 1326’ya sığınıp muhteşem güzelliğin içinde ferahlayabilirsiniz. Ama önce bu müzeyi en kısa zamanda ziyaret ediniz. Demek istediğimi o zaman daha rahat anlarsınız.

Böyle bir eseri Bursa’ya kazandıran Mustafa Dündar’ı tebrik etmek gerek. Fakat buradan çağrım Panorama 1326’yi önce Bursa Merkez’de oturanlara gruplar halinde gezdirilse güzel olur. Bu müzeyi önce Bursa’da oturanlar gezmelidir. Şehirde yaşayanlar şehrin değerlerinden haberdar olmazlar Bursa’ya yazık olur. Öncelikle Bursa’da yaşayanlar şehrin kimliğini oluşturan değerlerinden; Tophane’den, Ulu Cami’den Kapalı Çarşı’dan, Hacivat-Karagöz’den, Emir Sultan’dan, Yeşil Türbe’den; Süleyman Çelebi’den haberdar olmalıdır. Bursa’da yaşayıp da buraları bilmeyen o kadar insan vardır ki?

Yazıya ne diye oturursunuz sonuçta kalem neler yazar. Güzel işlere imza atıldığında kaleminiz bile güzele yönelir. Oysa yaşadığımız döviz dalgalanması ve bu dalgaların vatandaşa yansımalarını yazacaktık. Ekim ayı geliyor. Memleketim Bigadiç’te birçok ziyaretlerde bulundum. Ziraat Odası’nda Başkan yardımcıları dostlar mazot fiyatlarından değil ama gübre fiyatlarının çok acil kontrol altına alınması gerektiğine işaret ettiler. 80 liralık gübrenin nasıl olurda 150’lilere fırladığını sormadan edemiyorlar. Çay ocakları bile zam furyasından nasibini almış. Şu bir gerçek Türkiye’nin dışarıdan veya içerden veya hem içerden hem de dışarıdan döviz üzerinden başlayıp bütün alanlara yönelen dalgalanma yaşıyor. Bu dalgalanmaya karşı iktidarın gerekli tedbirleri alması herkesin beklentisi. Maliye ve Hazine Bakanı’nın Perşembe günkü Orta Vadeli Program’ın finans ve yatırım çevrelerine yönelik olduğu görülüyor. Tabana yönelik etkisi pek hissedilmedi. Toplumsal algıda da hissedilmedi. Orta veya uzun vadeden çok kısa vadeli çözüm ihtiyacı ve umudu en önemli beklenti. Bu beklentiye cevap vermek birçok olumsuz algıyı tersine çevirecektir. Aksi takdirde umutsuzluk virüsü yayılıyor.

Şunu ifade etmekte fayda var. Recep Tayyip Erdoğan daha güçlü şekilde iradesini ortaya koymaya devam etmelidir. Çünkü yakın zamanda ne kurmay kadrosundan, ne parti teşkilatlarından ne belediye yönetimlerinden fayda beklemesin. Herkes yeni dönemde yerini korumanın veya yeni yer kapmanın telaşına düşmüş görünüyorlar. Makam, mevki, rant peşinde koşanları ve bu uğurda dar kadrolar kuranları saymıyorum bile.

Memlekette çok güzel şeylerde oluyor. Dıştan ve içten kaynaklanan zamanında tedbir alınmadığında kötü sonuçlara neden olabilecek şeylerde oluyor. Gelecek daha samimi, daha vefakâr daha çalışkan kadroları kurma çabası ile güzelleşecektir.

Kalın sağlıcakla…