Yoruldum hayat gelme üstüme...
Arabeks kültürü ile büyümüşüz. Dertlerimize dert katar şarkılar. Ruhun gıdası olarak dinlediklerimiz gözlerimizden yaşlar akıtırken, gelecekten hayallerimizi de çalar. Ümidimizi yitirdiğimizi düşündüğümüz bir nokta da ise, her şey bitsin ve ne olacaksa olsun dedirtir.
O an gözümüzde bir şey
yoktur. Her şeyi yakmak, yıkmak, mahvetmek, bize acı verenlerin canını acıtmak
isteriz. En çaresiz hissettiğimiz zamanlarda da pes eder, onca emekleri,
yaşanılan güzel anları hiç yaşanmamış kabul ederek sayfayı kapatmak isteriz. Çünkü
artık çok yorulmuşuzdur.
Çıktığımız dünya yolculuğunda
yol alacaklarımızla bir çok istişare ederiz. Kendilerinden aldıklarımızla
önümüzü görür, verdikleri desteğin hep yanımızda olacağını sanırız. Lakin hayat
şartlarını pek de hesaba katmayız. Zamanla yalnızlığımızı daha çok hisseder,
bizi yolda bırakanlara ahlar ederiz.
Karanlığın en koyu olduğu
zamanlar sabahın en yakın olduğu zamandır. Bunu biliriz. Acıların en fazla
olduğu dönemler çocuğun doğacağı zamandır. Farkındayız. Lakin çok yorulunca, sevdiklerin
bir bir etrafından kaybolunca pes etmeyi
düşünmeden de edemeyiz.
Halbuki hayata anlam katan
içimizden geçirdiklerimiz, sözlerimiz ve
eylemlerimizdir. Değiştirebileceklerimizi değiştirme gayretimizdir. Bunun için
de bilgi ile donanmalı cesur olmalıyız.
Değiştiremeyeceklerimizi de
kabul etmeli sabırlı olmalıyız. Aksi takdirde her daim acı çeker yoruldum hayat
gelme üstüme deriz. Geçmişin acısını bu güne taşır, geleceğin kaygısı ile
günümüzün güzelliklerine kör ve sağır olur. lal kesilip aklımızın üzerini
örtebiliriz.
Halil Cibran bu durumu ne de
güzel dile getirmiştir.
Ya Rab!
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisinin arasındaki farkı bilmek için AKIL ver.
Aklın yolu birdir. Düşünüp doğru bilgi ile birleştirip hayatımıza dahil edersek yorulmayız. Her esen yelden nem kapıp grip olmayız. Hayatın asla boşluk kabul etmeyeceğini bilip, her anımızı anlamlı eylemlerle doldururuz.
Alemlerin tek sahibi güç kuvvet ve kudret sahibi Allah’a el açıp O’ndan yardım ister, kapısına sığınırız. Her işte vekilimiz olmasını, dostuluğunu ve yardımını esirgememesini talep ederiz. Her ne sıkıntımız varsa ona anlatır, ondan yardım dileriz.