Yolunmuş kaz stratejisi
İlk tur seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne gelen anketlerdeki oranlarla seçim sonrasında ortaya çıkan tablonun neredeyse birebir örtüşmesi "Erdoğan’ın sağlam bir kadro" ile seçime hazırlandığını gösteriyor.
Seçim günü Anadolu Ajansı’nın önceki seçimde saat 22 sularında
aşağı yukarı yüzde 90 açılan sandık sonuçlarını çıkarmasına rağmen bu seçimde
bu orana ulaşmasının gece 2 sularını bulması dikkatimi çekse de çok
temiz bir seçim olduğunu söyleyebilirim.
Siyasetin taşıdığı gergin ton ile seçime
girilmesi seçim günü ve akşamında vatandaşın zarar göreceği adli
olaylar olacağı korkuları barındırmama neden olsa da bu korkuların
gerçekleşmemiş olması ise içime su serpti.
İnşallah ikinci turda da benzer bir tablo ile temiz
ve olaysız bir şekilde seçimi geride bırakırız.
Gelelim seçim gününe...
Erdoğan’ın ikinci tura kalmasına rağmen balkon konuşması yapması
çok önemli bir gelişme...
Sandıklar kapandıktan sonra Kısıklı’daki konutundan ayrıldığı
haberlerinin yapılması yine çok dikkat çekici bir olaydı.
Çünkü liderlerin seçim günü saat 21’e kadar sonuçları evinden takip etmesi
siyasi geleneğimiz hâline geldi.
Ortaya çıkan bu haberin olası istihbarat tehditlerini bertaraf
etme ya da seçim açıklama sürecinde rakibi Kılıçdaroğlu’nu
panikletme amacı taşıyor olabilir.
Hangisi olduğunu bilemediğim için iki seçeneği kaleme alarak siz değerli
okurlarımın yaşanandan daha fazlası olduğuna ilişkin bu
satırlardan dile getirdiğim farkındalık çabamı sürdürmeyi
tercih ediyorum.
Seçim günü AK Parti’ye gittim.
Sandıklar ilk açıldığı zaman AK Parti’de biraz durgun bir hava
vardı.
Buna rağmen ilerleyen saatlerde seçimin önde gittiği görülmeye başlanınca
vatandaşlar AK Parti Genel Merkez binasına doğru akın etmeye
başladılar.
Hazırlıkları yapılsa da bir balkon konuşması planlamayan Erdoğan’ın
oluşan kalabalık karşısında sessiz kalması düşünülemezdi.
Seçim, AK Parti’de süreç suhuletle takip edilmesine
rağmen CHP’de tam aksi bir tutum vardı.
Erdoğan’ın İstanbul’dan Ankara’ya doğru yola çıktığı haberi Millet
İttifakı liderlerini CHP Genel Merkezine getirdi.
Önce Faik Öztrak’ın ekran karşısına geçtiğini ama o bilindik
tavırla yeterli iletişimi kuramadığını gördük.
Daha sonra çiçeği burnunda ve masadaki uzlaşının
önemli şartı olan iki büyükşehir belediye başkanı Mansur
Yavaş ve Ekrem İmamoğlu kameraların karşısına
geçerek ANKA’nın verilerinin yavaşladığı ve açılan sandık oranını
yüzde 12 dolayında gösterildiği sonuca göre konuşarak Anadolu Ajansı’nın
açılan sandık oranını yüzde 50 olarak göstermesini eleştirdiler.
Daha çok İmamoğlu’nun baskın bir tutum sergilediğini gördük.
Mansur Yavaş ise her zaman olduğu gibi biraz daha
geride durdu.
AK Parti’nin sandık itirazlarını gündeme getirseler de seçim sonuçları gece 3
sularında aşağı yukarı kesinleşti ve Erdoğan balkon konuşmasını yaptı.
O zamandan beri ATA İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın
vereceği karara bağlı bir ikinci tur süreci izliyoruz.
Bana göre Sinan Oğan ikinci turun belirleyicisi değil.
Oğan’a verilen oyların tamamı Kılıçdaroğlu’na verilirse Kemal Bey bu
durumda 13.Cumhurbaşkanı olabilir.
Yalnız bu seçenek oldukça düşük bir ihtimal.
Çünkü Oğan, oyların sahibi olmadığı gibi dağılımın da
tamamıyla muhalefet veya iktidar yönünde olma
ihtimali neredeyse yok.
Bunun nedeni de Oğan’a gelen oyların neredeyse yarısı Muharrem İnce’nin
çekilmesiyle gelen tepki oylarıdır.
Çekilmesine rağmen İnce’nin yarım puanlık oyunu da hesaba
katarsak Millet ve Cumhur İttifakları dışında "tam olarak
nasıl bir refleks göstereceği belli olmayan" yüzde 6’dan fazla oy var.
Bu seçmenlerin tercihlerinin belirleyici olma ihtimali ancak
ve ancak ilk turdaki katılımın aynı oranda gerçekleşmesi ile
mümkün olabilir.
Yalnız Millet İttifakı’nda DEVA, Gelecek, Saadet
Partisi, Demokrat Parti seçmeni ile Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı
çıkan İYİ Parti seçmenini sandığa götürecek motivasyonu
oluşturmak epey zor olacak.
Yine, Cumhur İttifakı’nda Erdoğan’ın yüksek oy
alması ile kazanma ihtimalini daha açık göstermesi Yeniden Refah
Partisi, HÜDAPAR, DSP, BBP ve MHP seçmenini zafiyete
uğratabilir.
Yani sizin anlayacağınız değerli okuyucularım ikinci turun galibini seçime
katılım belirleyecek.
Türkiye’de ilk kez yaşanan bu durum son yıllarda dünyanın çeşitli
yerlerindeki benzer seçim sistemlerindeki ikinci tura kalan adayların seçmen
üzerinde oluşturduğu motivasyon ile kıyaslandığını epey ilginç sonuçlar
çıkıyor.
Şili’de 2021’de ilk turda Cumhuriyetçi Parti adayı JoseAntonio Kast 27,91;
sol ittifak adayı GabrielBoric 25,82 ise oy almıştı. İkinci turda ise tablo
tersine dönerek Boric 55,87 oyla seçimi kazandı.
Peru’da yine 2021’de ilk turda solcuların adayı Petro Castillo 18,9;
sağcıların adayı KeikoFujimori ise 13,4 oy almıştı. İkinci turda Castillo ilk
turdaki üstünlüğünü 50,1 gibi çok küçük bir farkla koruyarak ancak seçimin
galibi olabildi.
Ekvador’da yine 2021’de solcuların adayı AndresArauz 32,7 oy alırken,
sağcıların adayı GuilermoLasso 19,74 oy almıştı. İkinci turda herkesi şaşırtan
Lasso yüzde 52 ile seçimi kazandı.
Fransa’da 2022’de Macron ilk turda 27,9 ile birinci oldu. Rakibi Le Pen ise
23’te kalmıştı. Macron ikinci turda oyunu yüzde 58,5’e çıkararak seçimi
kazandı.
Karadağ’da 2023’te düzenlenen seçimlerde 30 yıldır ülkeyi yöneten
MiloDjukanovic ilk turda 35,3 oy oranına ulaşırken Avrupa yanlısı rakibi
JakovMilatovic 29,2’de kalmıştı. İkinci turda ise Milatoviç 58,88 ile seçimi
kazandı.