Yolunacak kaza dönen Avrupalılar
Enerji krizi derinleşecek...
Rusya’dan Almanya’ya
oradan da Avrupa’ya dağılan doğal gazın taşıyıcısı olan Kuzey
Akım 1 ve 2 boru hatları, düzenlenen sabotajla kullanılamaz hâle
geldi.
Tamir sürecine ilişkin proseslere
bakıldığı zaman ilkbahardan önce kesin bir sonuç alınması
olası görünmeyen bu sabotaj, keskinleştiren kutupları birbirine düşürdü.
Rusya, "Anglosaksonları suçlu" diyerek İngiltere ve ABD'yi suçlarken
suçlarken Norveç, Danimarka, Finlandiya, İsveç ve Almanya’dan
gelen ilk işaretler Rusya’nın yaptığı iddiasına dayanıyor.
Gaz satışını ambargolar ile kesen
tarafın ABD olduğunu AB’nin de bu eli yukarı
taşıdığını düşününce Rusya’nın yapma ihtimali pek olası değil.
Aynı zamanda servis edilen görüntülerde su
yüzeyinde oluşan hava kabarcıklarının yoğun yerine daha yaygın olması boru
hattında matkap bulunan bir sualtı robotu ile delindiği algısını oluşturuyor.
Bu da boru hattına zarar verilmek
istenmeyen bir operasyon olduğu izlenimini uyandırıyor.
Olayın gerçekleştiği bölgenin Rusya’dan
ziyade diğer devletlerin kontrol alanında olması düşünülünce ayrıca Putin’in
uluslararası tahkim mahkemelerine konu olmaması için doğal gazı kestiği ilk
açıklamada "arıza" olduğu söylemini kullandığın hatırlayınca Rusya’nın
gelecekte gazını satabilecek bir opsiyonu yok etmek istemediği açıkça
görülüyor.
Bu kadar teknik bilgiyi bir tarafa
bırakırsak sonuç şu ki; Avrupa’nın resesyon yani
ekonomik durgunlukla birlikte Rusya ile yakınlaşma ihtimalini
yok eden büyük bir adım atıldı.
Zira iki boru hattının toplan kapasitesi
110 milyar metreküp olunca ciddi bir ekonomik faydadan söz ediyoruz.
400 milyar metreküp yıllık kullanıma sahip
Avrupa kıtasının doğal gaz ihtiyacının 2021'de 180 milyar metreküpünü
karşılayan Rusya’nın Ukrayna hattını iptal etmesi ve Kuzey
Akımların da sabotaja uğramasıyla aktarım mekanizmalarını iyiden iyiye yitirmiş
durumda.
Polonya, Belarus gibi
sınırdaki bazı ülkelere ulaşan boru hatlarıyla düşük kapasitelerde gaz aktarımı
şu anda faaliyette olsa da bu kış Rusya ile Avrupa arasında boru hatları
üzerinden gaz alış verişi bitti.
Şimdi mesele Rusya’nın
satamadığı gazı nereye satacağı konusunda olacak...
Gazı çıkarmak zorunda değilsiniz.
Doğal gaz, petrol gibi değil.
Hava içerikli olduğu için sürekli kuyu
açma ve sondajlara devam etme gibi teknik gereksinimlere daha az ihtiyaç
duyuyor.
Kaya gazı teknolojisi bunun tam aksi yönünde yani aynı petrol sahaları gibi sürekli
bir işlem yapılmaya ihtiyaç duyduğu için maliyetli olsa da Rusya’daki gazın
çıkarım maliyeti çok daha az.
Bu nedenle satılmamasının "gelir
kaybı" dışında ürettiği kayda değer bir işletim maliyeti yok.
Ama mevcut savaş durumu nedeniyle Rus
Merkez Bankası’nda azalan rezervler düşünülünce bu gazın satılması epey
önemli olacaktır.
Bu süreçte Türkiye’nin biten ve bitmek
üzere olan kontratlarını yenilemediği ve Rusya ile pazarlıkta olduğu gerçeğini
de düşününce doğal gaz konusunda Rusya ile kârlı bir anlaşma
yapılma ihtimali doğuyor.
Hatta Karadeniz’deki Sakarya
gaz sahasının Romanya deniz sınırındaki saha ile birleştirilerek
analiz edilip LNG yapmaya uygun olması durumunda Karadeniz’de kurulacak bir
tesis ile Rus gazının karıştırılabileceği bir senaryo hayata geçirilebilir.
Kısa zamanlı yatırımlarla önümüzdeki
yaza Rusya-Türkiye-Romanya’nın ortaklaşa kuracağı bir LNG satış
mekanizması için adım atılabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’in 6.yasama yılı açılış konuşmasında açıkladığı Sinop’a
kurulacak ikinci nükleer santral konusunda daha önce adı
geçen Çin, Güney Kore ve Japonya’dan
ziyade Rusya’yı işaret etmesi Türkiye’nin Rusya ile artan
ilişkilerine işaret ediyor.
Rus vatandaşların Türkiye’de konut alarak
Türk vatandaşlığını almaları ve burada kurdukları şirketlerle Rusya’daki
şirketlerini birleştirip ihracatlarını Türkiye üzerinden yapmaları durumunda da
bir artış olduğu düşünülünce Rusya’nın Türkiye’nin dış ticaretinde
hatırı sayılır bir yükselişe geçeceğini söylemek yerinde olur.
Para, kaynağından çıkmak isteyen bir su
gibidir.
Kim ne kadar zorlarsa zorlasın o su o
kaynaktan bir şekilde çıkar.
ABD’nin kaya
gazı satışını artırmak için LNG tesislerini yenilemek istemesi
ve petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji dönüşümünü zora sokması
gibi seçenekleri de dışarıda bırakmadan Kuzey Akım boru hattındaki
sabotaja bakınca ABD’nin de oyunu önceden kurmaya çalıştığı daha iyi
anlaşılır.
Burada garip olan tek halk Avrupalılar gibi...
Vur ensesine al parasını...
Bu da gösteriyor ki Avrupa’nın
gerek askeri gerek enerji güvenliği gerek ise üretim gücü ile Türkiye’yi Avrupa
Birliği’ne almaktan geçiyor.
Yoksa bu ineği sağan da bu kazı yolan da
çok olur.