Dolar (USD)
34.07
Euro (EUR)
37.84
Gram Altın
2814.42
BIST 100
9758.14
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Eylül 2024

Yolun sonu

Dilan yavrumuzun feci akıbeti Ayşenur Ezgi Eygi kızımızın hunharca katledilmesi ve şehitlerimiz… İsrail terör örgütü, yine boş durmadı. Azgın caniler, Suriye’yi bombalayıp 16 sivil Müslüman kardeşimizi şehit etti. Eskiler “Her bidayetin bir nihayeti var.” demiş. Bütün başlangıçlar sona mahkûm. İsrail için de yolun sonu görünüyor.

Bugünlerde önemli bir kitap okudum. Mehmet Ali Bulut’un eseri, Kur’an-ı Kerim, İncil ve Tevrat’a Göre Sonun Başlangıcı adını taşıyor. Daha önce Tanrının Halkının Allah ile Başı Dertte, İsrail Nereye Koşuyor?, Tanrısız Dünya Düzeninden Allah’a Dönüş kitaplarının yazarı olan Bulut, İsrail’in arkasına saklanan ve ‘Zındıka Komitesi’ olarak tanımladığı “Küresel Çete”yi teşhir ediyor.

Bulut, emperyalist dünyayı arkasına alan Siyonist İsrail’in Irak, Suriye ve Gazze’yi âdeta boşalttığını belirtirken mühim bir ikazda da bulunuyor: “Sırada Asur var. Yani Güneydoğu Anadolu. Eğer aymazlığımız ve şuursuzluğumuz -ve tabii güçsüzlüğümüz- bu şekilde devam ederse buralara da el atarlar.” Yani teyakkuz hâlimiz devam etmeli. “Gazze’de işlenen zulüm, beşeri biraz uyandırdı ama henüz tam değil!” diyen yazar, kendilerinden başkasını ‘insan’ kabul etmeyen bu azgın ve sapık güruhun ecelinin yaklaştığına işaret ederken “Değil Amerika, bütün dünya bu kavmin önüne geçse, onu ilahi hışımdan korumak istese; başaramayacak. Bu asrın ortalarında İsrail ve onu savunanlar olmayacaktır. 21. yüzyılın ortalarına vardığımızda göreceğiz ki insanlığın artık İsrail diye bir problemi kalmayacak.” diyor.

Yönetmen İsmail Güneş’in tavsiyesiyle bu kitabı kaleme alan yazarımız, dinler tarihi sahasında derin araştırmalarda bulunuyor. İslamiyet, Musevilik ve İsevilik hakkında duymadığımız bilgileri bize gösteriyor. Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın nasıl bozulduğunu, Hıristiyanların Yahudilere nasıl ram olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Ve neredeyse her sayfada karşımıza çıkan haklı ikaz: “Müslümanlar uyanmalı, çalışmalı, güçlenmeli ve bu şerri dünyadan defetmelidir.”

Bazı hakikatlerin nasıl çarpıtıldığını kesin ifadelerle ortaya koyan yazara göre: “Elbette Allah’ın her şeye gücü yeter. Ama görüyoruz ki O, gücünü bizim lehimize kullanmıyor. Çünkü bugünkü Müslümanlık anlayışı ne Kur’an’a yakışıyor ne İslam’a.” Eserde, Müslümanlar arasında ‘uhuvvet’in sağlanması gerektiği vurgulanırken kardeşlik ruhunun yayılmasıyla sıkıntıların da biteceği hatırlatılıyor.

Kitapta hepimizin dikkatle okuması gereken sarsıcı ve can yakıcı cümleler var. Mesela: “Biz Müslümanlar hataya düştük. ‘Son Din İslam’dır, Hak da İslam’dır, mademki biz Müslümanız. Öyleyse üstünüz’ diye düşündük. Bu üstünlüğün ilahi yasalara uyma nimetinin bir neticesi olduğunu, onu terk ettiğimizde üstünlüğün de bizi terk edeceğini hesaba katmadık.” Şu sual de yerinde ve haklı değil midir: “El hak, İslam haktır. Her daim de hak kalacaktır. Peki, İslamiyet’in hak olması Müslümanın da hak üzere oluğuna yeter delil midir?”

Bulut, açık, net ve dobra konuşuyor. Müslümanların ‘iman zayıflığı’na işaret ediyor ve “Bütün hadiseler gösteriyor ki Müslümanların temel sorunu imandır.” diyor. Sonra da ekliyor: “Başımıza açılan tüm problemler iman zafiyeti ve sünnet-i seniyye terkindendir. Bu ümmet ancak imanını tazeler ve alışkanlıklarından tövbe ederse yeni bir yükselişi hak eder. Ve hem de edecektir inşallah.” Bugün basını, medyayı, edebiyat dünyasını ve bu alanlara ait ürünleri, pazarlamayı elinde tutanların “Siyonist Yahudi Örgütlenmeleri” olduğunu hatırlatan yazar, Müslümanların hak olan İslamiyet’i anlatmada yazık ki yetersiz kaldığını belirtiyor. Çok haklı!

Katil şebekenin, gözünü Güneydoğu Anadolu bölgesine diktiğini söyleyen yazar, umudunu yine yitirmiyor ve bu belanın defedileceğini ifade ediyor: “Benim şahsen büyük bir umudum vardır ki Allah bu milleti bir kere daha kendi dininin hizmetinde istimal edecektir.” Mehmet Ali Bulut, “Aslında bugün başlamadı, İsrail’in dünyanın gözü önünde Filistin halkına uyguladığı soykırım, yıllardır dünyada yaşayan her bir insana karşı uyguladığı içten içe süren topyekûn bir katliamın son hamlesidir.” diyor. Hayat Yayıncılık tarafından neşredilen eserin son satırlarıyla sizleri baş başa bırakıyorum: “Bu kavmin en belirgin özelliklerinden biri de BOZGUNCULUK ve YIKICILIK’tır. İnsana dair her değeri yıktılar ve bugün eğer önü alınmazsa insanlık hızla hayvanlıkta karar kılacak. Hepsi de bu Yahudi bilgin ve müfsitlerinin marifetiyle… Bize düşen ise çok basit: İçine düştüğümüz tiryakilik gayyasından kurtulmak için tövbe ile yeniden iman etmek ve yeniden iman çerçevesinden çağ ait salih ameller üretmek. Temiz gıda tüketmek, azla yetinmek ve kutsallara azami derecede riayet. Farzları yapmak. Kebair’den sakınmak, yalan söylememek ve zina müptelalığından kurtulmak! Çünkü deccalın karşısında galip gelecek olanlar, sadece ve fıtrata uygun yaşayan hakiki müminler olacak.”