YOLSUZLUK MASKESİ SALİK MALİK
Rahmetli büyük babam Rahmetli Menderes hayranı idi. Çocukluk aklı ve merakı ile anlattıklarından oldukça etkılendiğimi daha dün gibi hatırlarım . O yıllarda her evde bulunmayan radyo bizim evde baş köşede dururdu. Akşam 19 ajansı evimizde herkes tarafından dikkatle dinlenir ve yorumlanırdı. Büyük babam spikerin bazı konuşmalarına oldukça sert tepki verir hatta kızdığında sıklıkla kullandığı bir kelime ile de mukabele de bulunurdu.
Birçoğumuzun o günlere ışık tuttuğu için televizyonda izlediği Menderes ile ilgili bir dizi var. Diziyi aktaracak değilim elbette. Ancak ibretlik sahneleri ile çocukluk yıllarımda büyükbabamın kızgınlık anlarını hatırlayarak günümüze gelmek istiyorum.
Kirli bilgi nereden ve nasıl gelirse gelsin hepimizin dikkatli olmasını gerektiriyor. Sosyal medyanın marifeti ile bazen bilgiler 180 derece tersi ile bize aktarılabilir. Hollywood yapımı başkanın adamları filminde bir gerçek nasıl ters yüz edilir bunu tüm açıklığı ile gözlerime inanamayarak izlemiştim. Benzer örnekleri hepimiz çoğaltabiliriz.
Sevgili dostlar bu sisli ve puslu günlerde daha az konuşalım daha çok düşünelim diyorum.Söz ağzımızdan bir kez çıktımı bizi esiri haline getiriveriyor. Eli kalem tutan toplumda ağırlığı olan koca koca yazarlarımızın bir kısmına ne oldu da mürekkeplerinden damlayan kanlarla yazıyorlar.
Bize bir haber geldiğinde onu aklımıza vicdanımıza danışmamız gerekmiyor mu artık. Yangına körük olduğumuzun farkına ne zaman varacağiz.İçinde bulunduğumuz gemi hepimizi taşımıyor mu? Yoksa birilerinin bildiği bizim bilmediğimiz başka durumlar mı var?
Yolsuzluklar insanlık tarihinde çok eski . İlk katl olayıda Adem babamınız oğulları arasında. İnsan servet şöhret ve şehvet zaafları ile yaratılmış. Hepimizde bir derece bu zaaflarda zaten mevcut.
Elbette ki yolsuzluğu savunacak örtecek birisi olmamalıyız.Ancak yolsuzluk maskesi ile Menderesi derdest ederek katleden bir hukuksuzluğun hala var olduğu bir ülkede yaşıyoruz maalesef .Bu gerçeklerle baktığımızda hukuk mu guguk mu tartışmalarının tozu dumanı içerisindeyiz. Elbette bu maske beni geçmişte çok izlediğimiz film senaryolarına götürüyor. Daha önce benzer filmleri defalarca izlemedik mi?
İstanbulu fethederek bir çağ kapamış olan Fatih dedemize hocası Akşemseddin hazretleri tavsiyelerde bulunurken senin salik olman değil malik olman daha hayrlı ve doğrudur demiştir.O mubarek zat o gün aslında kuvvetler ayrılığı prensibine göre hareket etmiştir. Öğrencisi olduğu için çok iyi tanıdığı Fatih dedemize kendisine salik değil ümmete malik olmaya devam et diyerek bu günlere gelmemize vesile olmuştur.
Herkes kendi işini iyi yapmalı ve temizliğe önce kendi evinin önünden başlamalı diye düşünüyorum. Böyle yaparak üzerimize fazla vazife olmayan meselelerde gereksiz zaman harcamamış oluruz.Aynı zamanda kendimizi her iki dünyada kurtarmanın yolunu açmış oluruz.Kuvvetler ayrılığı prensibine sadık kalarak her birimiz kendi işi ile uğraşırsa ancak ülkemiz hayal ettiğimiz yere gelir kanaatindeyim.
Ülkemizi son 10 yılda birçok alanda geliştirmiş ve kısmen yerli olan bir hükumetimiz var. Kısmen diyorum çünkü tam bağımsız olabilecek güç ve kudrette henüz daha değiliz. Olsaydık zaten bu çoraplar bu kadar kolay başımıza geçirilmezdi. Beğenmediğimizde indirebileceğimiz şeffalıkta bir demokrasimiz var. Mevcut şartlarda dünya ölçeğinde yinede yerimiz çok aşağılarda değil ortalardayız.Temizlik ve şeffaflık notumuz da bunu doğruluyor.
Peki bu akıl tutulması niye? Eli kalem tutan dili bülbül gibi şakıyan aklı zehir gibi çalışan koca koca adamlarız ne oldu bize? birileri bize büyümü yaptı ?Nazar mı eyledi? Ne oldu bize? Allah rızası için bilen susmasın artık.Sağlık ve mutluluk dileklerimle.