Yol medeniyet ise Diyarbakır ne
Şehit Ömer Halisdemir’in oğlu sevgili Ertuğrul Sayın Cumhurbaşkanımıza dershaneden geldiğini söylemese idi, Başkan Erdoğan dershanelerin tamamen kapatılmış olduğuna inanamaya devam edecekti.
Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki, küresel tehditle, terörle, vekalet ve ekonomik savaşlarla, Suriye üzerinden sürdürülen yeni dünya düzeni ile uğraşan Başkan Erdoğan hantal, sümenaltıcı bürokrasi yüzünden cam-film, araç vergi artışı, merdiven altı dershane, TEOG vb konularla da uğraşmak durumunda kalıyor.
Demek ki bazı konular var ki Başkan Erdoğan bizzat bilmeli ki çözüme kavuşabilsin. Pek çok kişiden duyduğum, bizzat şahit olduğum ve hemşerilerimden, “Neden yazmıyorsun?” dedikleri bir sorunumuz var. Biz de Diyarbakır için onur kırıcı olan bu mevzuyu Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a ulaştırılması ümidiyle yazalım dedik.
Doğrusu Türkiye’de şehirlerarası yollarla övünüyoruz, haklıyız da. AK Parti iktidarı ile Türkiye otoyollarla, bölünmüş yollarla tanıştı. Duble yola kavuşmayan ilimiz yok, yüzlerce ilçede de bölünmüş yollarla ulaşım sağlanmakta. Asfaltı da maşallah dedirten kalitede.
Lakin, bazı yollar var ki özellikle bozuk bırakılmış. Bu yolları bu halde bırakanların, insanlar bu yoldan geçerken devletine, hükümetine iyi duygular beslemesinler diye bir amaçlarının olup olmadığını bilmiyorum, ancak bu yolu kullananların mesuliyet sahibi olanlara iyi duygular beslemediğini biliyorum.
Hangi yollar mı? Gelin beraber bu güzergâhlarda seyahat edelim:
Batman’dan yola çıkıyoruz, istikamet Diyarbakır. Karayolu’nun ilk kilometreleri 1950’li yılları andırsa da, sonrasında duble yola yapılan asfaltın kalitesi bu yola eksi not vermemize mani. Biraz mühendislik konusuna dikkat edilseydi, bu yoldaki ani çökmeler de olmayacaktı.
Batman’dan Diyarbakır’a keyifli bir yolculuk yapıyoruz diyecektim ki o da ne?
Diyarbakır İl Sınırı levhası görünür görünmez zaman tünelinden geçerek yeniden 1950’li yılların yoluna girerek sarsılıyoruz.
Diyarbakır İl Sınırı göründüğü yerden Diyarbakır’a varıncaya kadar yol büyük bir kısmıyla şehirlerarası yol değil, metruk kentin harabesi gibi. Bu ucube yol bilhassa Diyarbakır-Bismil kısmı adeta kasıtlı olarak bozuk bırakılmış.
xxx
Başka bir gün,
Bismillah deyip Mardin’den Diyarbakır’a doğru yola çıkıyoruz. Vatandaşın tabiriyle yol “kaymak gibi” ve bakımlı. Müziğin sesini açıp neşe içinde aracınızı kullanıyorsunuz. Yolun rahatlığı aracı kullanırken uyuklama tehlikesine yol açabiliyor. Bu güzel yolculukta Mazıdağı yol ayırımına geldiğinizde camı açıp “Ne güzel yollar” diye bağırmak istersiniz.
De, o da ne?
Adamlar ayarlamışlar sanki uykunuzu kaçırıyorlar! Bunun için de takır tukur sesler çıkaran bir yolda araç kullanmanız gerekiyormuş! Ve Diyarbakır İl Sınırı levhasını geçtiğinizi fark edip yolun bundan sonrasının azapla geçeceği realitesiyle uyanıyorsunuz.
Evet, Diyarbakır’a varıncaya dek yollar AK Parti döneminin değil, tek parti döneminin yolu sanki. Bir kasıt, bilinçli ihmal mi var bilmiyorum.
xxx
Bingöl’den Diyarbakır’a doğru yola çıkalım mı?
Bingöl, bölgenin en küçük ama en şirin şehri. Bingöl’den Erzurum’a, Elazığ’a, Muş’a yolculuk yaptığınızda yol yapım çalışması olan kısımlar dışında Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “millete hizmetkar olmaya geldik” anlayışı ile çalışan Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün yaptığı A kalite yolda araç kullanmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz.
Bingöl-Diyarbakır Karayolu tek kelimeyle harika; o dağları, kayaları, virajları nasıl da bu kadar güzel hale getirmişler? Tek kelime ile tebrikler.
Yayla’nın virajları dümdüz olmuş, Taban Tepe yokuşunu vitese dokunmadan çıkmak büyük keyif.
Amma velakin, Diyarbakır İl Sınırı Levhasının bulunduğu km’den itibaren yol 1980’lerin yolu. Evet, vatandaş bu yolu bu halde bırakanlara büyük beddualar ediyor. Yolun asfaltı Kenan Evren döneminde köy yollarına yapılan asfaltın aynısı, yolun büyük bir bölümü iki aracın zar zor geçebileceği genişlikte.
İşin daha beteri, bu bozuk yol -az bir kesimi dışında- Büyükşehir Belediyesi sorumluluk bölgesine kadar devam ediyor. Yolların bu içler acısı halini görenlerin Genel Müdürlük, Bölge Müdürleri hakkında iyi şeyler söylemediklerini belirteyim.
xxx
Diyarbakır’a karayolu bağlantısı olan diğer bir ilimiz Elazığ’dan aracımıza biniyoruz. Maşallah, El-Aziz ismine yakışır hizmetler görmüş, pırıl pırıl karayolu da buna uyumlu bir güzellik taşıyor. Hazar Gölü virajları, viyadükler, o “dolan dolan” Maden Dağı virajları muhteşem.
Elazığ’ın Maden ilçesini geçiyoruz, yollar aynı güzellikte.
Ah! O “uğursuz levha!” olmasa.
Evet, yanılmadınız, Diyarbakır İl Sınırı levhasını görür görmez kabus başlıyor. Diyorum ki acaba Diyarbakır İl Sınırı levhası mı bu kötü yolların müsebbibi? Sonra uğursuzluğun dinimizde yerinin olmadığını hatırlıyorum, tövbe diyorum.
Sorun uğur-uğursuzlukta değil, sorun, zamanında birilerinin yakını olan yeteneksiz, vizyonsuz ve en vahimi derdi olmayan bürokratların bu görevlerin başına getirilmesi.
Ya da en kötüsü, birilerinin Diyarbakır’a garezi var. Evet, sanki bu daha doğru. Çünkü Diyarbakır’da bulunan Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı illerin Diyarbakır ile bağlantılı yollarını da yapıyor.
Mesela Batman.
Batman Diyarbakır Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü sorumluluğunda. Neden Batman’ın bütün ilçeleri ile komşu illerle yolları o ile varıncaya kadar güzel de Diyarbakır İl Sınırı levhası görününce bozuluyor?
Sahi, yıllardır perişan halde bırakılan bu yolları bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler, milletvekilleri hiç mi kullanmadılar?
Kullandıysalar bu yolların durumu onları hiç mi rahatsız etmedi?