Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
36.02
Gram Altın
3007.08
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Şubat 2014

Yoksullara kömür dağıtan 'diktatör'

Cennetmekan Sultan II. Abdülhamit'i, "Kızıl Sultan" dediler. İstibdat rejimi kurduğunu söyleyip "Diktatör" ilan ettiler.

Bugün kan ve gözyaşının hakim olduğu Ortadoğu coğrafyasındaki tüm bölgeler bir zamanlar Osmanlı toprağıydı.

Biran önce bu kanlı senaryoyu uygulamaya sokmak isteyen "Ağır abilere" direndi Abdülhamit.

Bu topraklarda bugün "modern" ve "çağdaş" denilen hangi okul ve kurum varsa Abdülhamit'in "Dönüşüm" ve "Değişim" perspektifi ile geleceği görerek kurduğu kurumlardır.

***

Meslek liselerinden tutun da Şişli Etfal Hastanesi'ne, Posta ve Telgraf teşkilatına kadar o kurdurdu. Dünyanın ilk torpido atan denizaltılarını Taşkızak tersanesinde yaptırdı.

İlk elektriği, gazı, otomobili getirdi, 5 bin kilometrelik ilk karayolunu, Taksim-Karaköy arasındaki ilk metroyu, Hicaz Demiryolu'nu, atlı ve elektrikli tramvayı, kumaş fabrikasını, Ziraat Bankası'nı, Ticaret Sanayi odalarını, yoksul halka ücretsiz kömür dağıtma uygulamalarını Abdülhamit başlattı.

Telefonu Avrupa'dan 5 yıl sonra ülkemize getiren Abdülhamit'ti. Kız Öğretmen Okulu, modern anlamda ortaokul, lise ve üniversiteyi açtırdı.

İstanbul boğazı için iki köprü projesi çizdirdi, düşkün durumdaki her dinden yaşlı ve bakıma muhtaç insanlar için içinde Cami, Kilise ve Havra'nın olduğu Darülaceze'yi yaptırdı.

İlk milli istihbarat teşkilatını kurarak Avrupa'da faal hale getirdi. Osmanlı topraklarında petrol araması yaptırdı 65 yerde petrol bulundu. Bunların haritasını çizdirdi.

Kürt sorununun çözümü için daha o dönemde düğmeye basan Abdülhamit'in Kürtler arasındaki lakabı "Bave Kurdan" idi. Kürt beylerinin, aşiretlerinin çocuklarını İstanbul'a getirip onlar için kurdurduğu özel okullarda onların yüksek kalitede eğitim görmelerini sağladı.

***

1905 yılında Abdülhamit bir bombalı suikasta uğradı ki dehşet. O zamanın teknolojisi ile o kadar güçlü bir bombayla hedef alındı ki saldırıda 26 kişi öldü, 58 kişinin yaralandı.

Önce Sultan Abdülaziz'e, sonra 5. Murad'a darbe yapanlar, 31 Mart Vak'ası olarak bilinen 13 Nisan 1909'da da darbe ile Abdülhamit'i tahttan indirdi.

***

İşte kurtlar sofrası kuranlara, 33 yıl boyunca tepetaklak giden bir İmparatorluğu yem etmediği için "Diktatör" dediler Abdülhamit'e.

Bugün yaşadıklarımızı, yakın geçmişteki siyasi olaylarla kıyaslayanlar var ama durum yenilikçi, halkçı ve değişim ruhuna sahip siyasi deha olan Abdülhamit Han'a yapılanlara daha çok benziyor.

Bugün de bir işçi çocuğu olan Başbakan Erdoğan için "Kömürcü" diyorlar, "Diktatör" yakıştırması yapıyorlar.

Gazetelerinde yazıyor, televizyonlarında söylüyor, Batılı liderlere Erdoğan'ı "Diktatör" diye ispiyonluyorlar.

***

Oyun yüz yıldır aynı oyun.

Abdülhamit'e yaptıkları gibi darbe de yaptıramayınca sadece hakaret ediyorlar.

En son geldikleri yer şu; "AK Parti kapatılsın!"

Oldu. Başka ne verelim paşalarımıza?

***

Benim çok dikkatimi çekiyor, bilmem sizin de çekti mi?

Abdülhamit ve Erdoğan için binlerce kez kullandıkları "Diktatör" suçlamasını ilaç niyetine olsun bir kez Suriye kasabı Esed'e söylemiyorlar.

Neden acep?