Yok böyle bir dünya!
Her insan doğru bildiklerini yapmaz mı?
Her insan akıllı olanı, iyi olanı, mantıklı olanı, doğru olanı yapmaz mı?
Sizler de kendi çevrenizde doğru bildiklerinizi mutlaka söylüyor, yapıyorsunuzdur. Bunları yaparken belki de ne maaşınız ne makamınız olacak ne de bazı insanlar sizin yaptığınız bu hizmetin büyüklüğünü anlayacak. Mükâfatı Yüce Allah’tan beklemekten daha yüce ne olabilir ki?
Perşembe günleri insan, aile, ilişkiler ve iletişim ile alakalı yazılar yazmaya çalışıyoruz. Mümkün mertebe tanık olunan hatalarımız üzerine tespitler yapmaya çalışıyoruz.
Geçen hafta Neriman ve Saffet makalesinde yazmıştık. İnsan ilişkilerinde yolu mutlaka ve mutlaka geniş tutmayıp dar tutarsanız gerginlik, korku ve sevgisizlik gibi birçok olumsuz duyguyu yaşar veya yaşatırız diye de üstüne basa basa hatırlatmalarda bulunduk.
Peki, bu yolu daraltmak insan ilişkilerinde neye mal oluyor?
İnsanlar yol daralınca gerilirler. Gerildikleri zaman sevgiyi kaybeder ve özellikle nefret, kin ve hınç biriktirirler. Bu duygular insan bünyesine bir girdi mi kolay kolay dışarı çıkartamazsınız. Çoğu zaman da ölüme kadar çıkmaz.
Mesela kızgınlık geçicidir. Bir insan hiç durmadan sürekli olarak kızamaz. Kahkaha da geçici bir şeydir. Ancak kin o kadar da geçici bir şey değildir. Nefret de o kadar geçici değildir. Kin ve nefret duygularının uzun yıllar devam ettiğine de bizzat tanık olmuşsunuzdur.
İnsanı daraltırsanız insanın bünyesine kin ve nefret tohumlarını eken olursunuz. Ondan sonra muhatabınıza olumlu ne söylerseniz söyleyin kâr etmez, fayda sağlamaz.
Bu durum şu örnekteki gibidir: Muhteşem bir sofra ve envaı çeşit yiyecek var. Sofraya sevdiklerinizle oturmuşsunuz. Bir bakıyorsunuz ki sofrada gezen küçük bir canlı var. Ağzınızın huzuru, gönlünüzün tadı gitmiş. Yemeklerden ve sofradan kaçıyorsunuz. Sizi oradan kaçırtan şeyin adı Kakalak (Hamam) Böceğidir. Yolu darlaştırıp kin ve nefrete düşen insana söylenen olumlu bir söz aynen sofrada kakalak görmüş gibi uzaklaştırır muhatabınızı.
Yine yolu nasılsa geniş tuttuk. Muhataplarınız şımarmış olmasınlar diye de bir soru sorduk.
Her insanın nefsi farklıdır. Mesela para harcamaya aşırı meyyal insanlar vardır. Gerçekten de bir hastalıktır. Bir şeyler satın almazsa rahat edemez. Sorarsınız. Vardı zaten niçin aldın? Beş lira verdim, çok mu, lazımdı aldım der. Aslında mazeret üretmekle meşguldür. İnsanların nefslerinin hangi konularda zayıf olduğunu bilip bu konularda muhataplarınızı terbiye etmek, şımartmamak için elinizden geleni yapmalısınız. Zayıf yönleri nere ise bu yönleri azdırmamalı, kontrol altına almalısınız.
İlişkilerde bütün verimlilik insanın kendini rahat hissetmesindedir. Sonrasında ise kendine güvenmesindedir. İnsanın kendini rahat ve güvende hissetmesi için bu yolun geniş tutulması gerekir.
Mesela insanlar niçin karanlıktan korkarlar? Karanlık bir yerde insanın güvenebileceği bir kişi, bir eşya veya tanıdık yoktur. Bunlar olmayınca insan kendini güvende hissetmez ve korkar. Nereye gideceğini, neye ya da kime denk geleceğini bilmeyen insan dehşet derecede endişelenir. Bu durumu asla es geçmemelisiniz.
Bir de yolu dar tutmanın temeli olacak bir durum daha var. O da benmerkezci düşünmektir. Allah aşkına benmerkezci olmayın.
Ben böyle olsun istiyorum. Ben şöyle yapmanı istiyorum. Ben öğretmenim, sen de öğretmen olacaksın.
Bunu hem kadınlar hem de erkekler yapar.
Mesela kadınlar kocalarını, kardeşlerini, anne babalarını yola getirmek için yaparlar. Veya anne babalar evlatlarına böyle yapar. Ya da babalar eşlerine veya arkadaşlarına böyle yaparlar.
Yok böyle bir dünya! Benmerkezcilik dünyanın en acımasızca davranışıdır. Anne babalar evlatlarını eşler kocalarını veya karılarını kaybederler. Arkadaşlar dostlarını, yöneticiler çalışanlarını kaybederler.
Yaratıcımız Allah ve Resulü, yüksek merhamet sahibidir. Ve geniş davranmışlardır. Büyük insanlar da böyledir. Neriman ve Saffet sevdalarına devam etsin, Nerimanlar, Saffetler huzurlu yaşasın, kavgasız gün görsün diye yolu daraltmadan, sevgi üzerine kurulu, ben dilinden daha öte biz dili ile herkesin akraba ve komşu olduğunu unutmadan geniş bir yol çizmeye ve helalinden yürümeye ne dersiniz?