Yılmaz Özdil'e sormak lazım
Sözcü Gazetesi’nin ağır toplarından Yılmaz Özdil, HDPKK’ya güzellemeler düzmüş. Atatürk’ün ilkelerini dürüstlükle yürüten tek partinin şu an HDP olduğunu söylemiş. Özdil’e şunu sormak lazım Atatürk’ün hangi ilkeleri HDP ile bağdaşıyor? Mesela Atatürk bugün yaşasaydı HDPKK hakkında ne düşünürdü? Mustafa Kemal’in arkasına gizlenerek, PKK ile olan bağını inkâr etmeyen HDP’ye güzellemeler düzen bu adam, hakiki Kemalistlerin hiç mi midesini bulandırmıyor? Mesela Sözcü Gazetesi’ni koltuğunun altına sıkıştırıp kordon boyunda akşam rakısını yudumlayan Kemalistler bu durumdan hiç mi rahatsız olmuyorlar?
Bu köşeyi takip edenler çok iyi
bilirler ki, kolay kolay kişilerle ilgili ya da kişileri merkeze alan yazılar
yazmam. Ancak maskelerinin bir bir düşmesi üzerine içinde bazı isimlerin de
geçtiği bir yazı yazmak artık farz oldu. Yılmaz Özdil denilen uyanık Atatürk
tüccarının maskesinin düşmesi, HDP ile kimi sözde Kemalistler arasındaki bağın
ortaya çıkması bakımından çok manidar görünüyor. Öyle ki şimdilerde sadece
Özdil değil, “sanat” camiası denilen “kaypak” camianın içinden kimi isimlerin
de artık HDP’yi açıktan destekleyen açıklamalarına şahit oluyoruz. Artist, şarkıcı,
türkücü bozuntularının kimi beyanatları üzerinden HDP’yi sevimli göstermeye
kalkan bu ahmaklar şunu iyi bilmeli ki, bu millet Güneydoğu’da masum Kürt
halkına kan kusturan, çocuklarını dağa kaçıran, askere, polise kurşun sıkan,
Yasin Börü gibi gencecik fidanları linç eden bu zihniyeti asla affetmeyecek ve
asla baş tacı etmeyecek.
Yılmaz Özdil ismindeki sözde
gazeteciye şunları sormak lazım: Mesela HDP’nin öne sürdüğü siyasi fikirlerle
Mustafa Kemal’in hangi ilkeleri bağdaşıyor. Mesela bizim bildiğimiz Atatürk
bunlar gibi mandacı değildi. Yine Mustafa Kemal Anadolu insanına kurşun sıkan
hainlere ve emperyalistlere destek vermemişti. Mesela Özdil’e şunu da hatırlatalım.
Mustafa Kemal hain ve bölücü de değildi, ülkesinin bağımsızlığına ve bölünmez
bütünlüğüne sadakat göstermeyenleri de baş tacı etmemişti. Yoksa Özdil’in
algısında Atatürk başka bir yere mi oturuyor? Yoksa Özdil bu defa bize
Atatürk’ü bölücü yıkıcı ve emperyalizmin uşağı olmuş maymunları baş tacı ederek
mi pazarlayacak? Ya da Özdil açık konuşsun mesela Atatürk yaşasaydı,
Selahattin’in sırtını sıvazlar, hatta rakı masasına davet eder, “aferin evladım
iyi yapıyorsun” mu derdi?
Bütün bu olan bitenden anlaşılan
şu. Milleti ahmak yerine koymaya kalkıyorlar. Cumhuriyetin kurucusu da dahil
her türlü değeri pazara çıkarmaktan, bu değerleri istismar etmekten ve bu
değerler üzerinden kendilerine siyasal alan açmaktan imtina etmiyorlar. Bu
sahtekârların üzerinde ittifak ettikleri ve samimi oldukları tek bir şey var:
Erdoğan’ı devirmek! Ülkedeki muhalefetin tamamı tek bir şeyde samimi olarak
ittifak edebiliyor: Erdoğan gitsin de ne olursa olsun. Ülke, devlet, millet
umurlarında değil. Allah hiçbir ülkeye böyle aciz, böyle zavallı, böyle düşkün
ve perişan bir muhalefet anlayışı vermesin.
İşte Yılmaz gibilerin de içinde
bulunduğu tayfanın şu an HDP’ye güzellemeler düzmesinin tek sebebi, Erdoğan
karşısında safları sıklaştırmak, dağılmak üzere olan Millet İttifakı’nı yeniden
bir araya getirmek. Yakın zamanda anlaşıldı ki HDP’nin tavırlarından İyi Parti
tabanı rahatsız. SP tabanı da kolay kolay HDP ile aynı karede durmak istemiyor.
Geriye sadece iki seçenek kalıyor. CHP ile HDP’nin arasını iyi tutmak ve
ittifakın çatırdamasını önlemek. CHP mevcut kadrolarıyla zaten buna teşne.
Nerde gayrı milli, terör örgütü sevicisi peşmerge ve militan varsa CHP’de
toplanmış vaziyette. Yılmaz Özdil gibilere yüklenen temel misyon, radikal sol örgütlerin
yuvası haline gelmiş CHP’nin itibarını Kemalist seçmen nezdinde ayakta tutmak,
halihazırda Marksist-Leninist çizgide Türkiye’yi parçalamak isteyen HDPKK’yı
şirin göstererek gelecek seçimlerde ittifakın dağılmasını engellemek.
Zavallı Yılmaz ne hallere düştün!