Yıllık plan
Hicri 1444 yılını idrak etmiş bulunuyoruz... Her yeni hicri yılla yeni hüzünler, hicranlar ve hasretlerle sarsılıyoruz... Sonuçta bir sınavdan geçiyoruz. Bu sürçleri ve kulluk serüvenimizi sağlıklı bir zeminde yürütebilmenin gayreti üzerinde olmamız gerekiyor...
Bu vesile ile yeni hicri yılımızı
yeni, yeniden ve yine demenin fırsatına dönüştüremez miyiz?
Yeni yılda yeni başlangıçlar, yeni
“bismillahlar”, yeni arayışlar, atılımlar, açılımlar neden olmasın ki?
Yeni bir dinamizm, yeni bir
disiplin, yeni bir duruş, yeni bir duyarlılık mümkün mü? Pekâlâ mümkün...
Yeni bir rüzgâr, yeni bir ruh, yeni
bir rüyamız olamaz mı? Bir engel görüyor muyuz? Hayır.
BireyselMüslümanlık kalıplarımızı
zorlayacak toplumsal sorumluluk bilinci ile irşad ve ıslahaçılımlarımızı hayata
geçirecek bir kararlılık vesilesi olabilir yeni süreç...Belki bu vesile ile
tükenmeye, tıkanmaya yüz tutmuş taraflarımızı toparlayacak, tamamlayacak birimkâna
dönüştürmüş oluruz... Bunları düşünürken izninizle yeni hicri yılla ilgili bir
önerim olacak...
Geliniz bir yıllığına da olsa
hedeflerimizi küçültelim, çıtayı düşürelim... Daha mütevazı, daha küçük, daha
sade ve basit hedef ve görevler üstlenelim... Şimdilik geçici olarak büyük
projelerimiz, yüksek ideallerimiz şöyle bir kenarda dursun...
Soyut söylemler, kuru temenniler,
teorik tartışmalar, farazi fikirler, fantezi projeler, boşlukta kalan
öneriler... Bunları her neyse dolduralım...
Yüksek perdeden dünyaya nizamat
vermek yerine, acı gerçeğimizden hareketle iç dünyamızı ihya ve inşa etmeye
yönelelim...Zirvelerde seyretmek yerine sağlam bir zeminde yürümenin yollarını
bulalım… Klasımızı değil kalbimizi konuşturalım…
Küçük dokunuşlar... Basit
girişimler... Sade ve yalın cümlelerimizle yüreklere yürüyelim...
Küçüğü küçümsemeden...
Alışkanlıkların ötesinde açılımlarla... Rutinin dışında bir ruhla... Riyasız,
reklamsız, rol yapmadan, poz vermeden, imajı karizmayı işin içine katmadan,
prestij kazanma hesapları yapmadan rıza ve rıdvana odaklanarak rabbani bir
duruşla basit ve kolay işler yapmaya çalışalım...
Küresel sorunları, toplumsal
krizleri, politik ideolojik kavgaları bir süreliğine erteleyelim... Biraz da
kendimize gelmek, kendimizi bulmak, kendimiz olmak için kendimize bir şeyler
söylememiz, kendimizi ikna etmemiz gerekiyor...
Peki bu konuda ne söylenebilir?
Müsaadenizle sade ve sürdürülebilir
bazı önerilerde bulunmak istiyorum, yeni yılımızı planlarken kısa da olsa not
düşmek istedim...
Bir... Her gün ama mutlaka her gün
kesintisiz günde bir sayfa Kur’an-ı Kerim’i meali ile birlikte okumak...
Ömrümüzün son gününe kadar hiç aksatmadan... Günde sadece beş dakika ayırmamız
yeterlidir... Görelim hayatımıza ne güzellikler katacak…
İki... Beş vakit namazı düzenli
kılanlar için söylüyorum, namaz kılmamız yeterli değil yüzde sekseni namaz
kılmayan bir toplumda namazı nasıl sevdirebiliriz ? Bir yıl boyunca secdeyi
sevdirebileceğimiz bir kişi ile ilgilenmek... Bizi seven, bizi sayan, etkili
olabileceğiniz bir kişiye özelde zaman ayırmak...
Üç... İnfak bilincini, iyilik
ruhunu disipline etmek adına, günde bir bardak çayın bedeli neyse, özelimizde
bir infak fonu oluşturmak...Sadece günde bir bardak çay ücretini infak için
ayırabilmeliyiz... Nefsin cimriliğini aşabilmek için...
Dört... Her gün gariban bir
Müslümanı, yalnızı, kimsesizi telefonla aramak... Sadece bir dakika ayırmamız
yeterli... Bir selam ile bazen dünyalara bedel dualar alırız…
Beş... Her gün en azından bir vakit
namazı camide cemaatle birlikte kılmayı hedeflemeliyiz... Kardeşliğe, vahdete,
ümmet bilincine katkısının kelimelerle ifadesi zor...
Evet, küçük dokunuşlar belki de
büyük oluşların müjdesi olacaktır.
Ömrünüz bereketli, geleceğiniz
bugünden güzel olsun…