Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2421.29
BIST 100
9749.14
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Şubat 2023

​Yığın değil millet!

Bu yüzyılda insanları topyekûn sevme duygusunun yerini sevmeme ve kısım kısım insanlardan nefret etme duygusuna bıraktığını gördük.

İnsanları sevmemeyi bir şekilde zaman ve çaba harcayarak çözebilirsiniz. Ancak insanlardan nefret duygusunun çözümü çok zor hatta imkânsız. Yeryüzünde hiçbir canlı, nefret etmiş insan kadar canavarlaşamaz. İnsanın duygusu, sevgi yerine nefrete dönüşmeye görsün dünyanın neler çekeceğini tahmin bile edemezsiniz.

Yeryüzünün bu yüzyılda cehenneme döndürülmesi nefret vesilesiyledir, nefret yüklü insanlar vesilesiyledir.

Sevgi ve merhameti yüreklerinden çıkarmış, nefrete döndürmüş pek çok şeytanlaşmış insan mutlaka nefret kazanları kaynatacaktır. İster içeriden olsun ister dışarıdan olsun böyle insanlar, ahlaksızlıklarıyla insanların hayatını mahvedecek ve sevinç naralarıyla seyredeceklerdir. Ülkeleri cehenneme çeviren, milletleri cayır cayır yakan nefret kazanlarını harlayanlar böyleleridir.

Sorun da bellidir, çözüm de bellidir. Nefret, en büyük sorunumuz, sevgi ve merhamet ise en büyük çözümümüzdür. Gönlünü sevgi ve merhamete, aklını medeniyetine dönen insanlar, ülkesinin cehenneme dönmesine, milletinin de cehenneme ateş taşıyan bir unsur olmasına pek tabi mani olur. Gönlünün elvermediği böyle bir işin içerisinde olmayı da kabul etmezler.

Bunu yaparken hiçbir inancı dışlamadan, hiçbir ırkı, hiçbir kültürü aşağılamadan yapar. Hiçbir milleti daha değerli ya da daha değersiz görmeden yapar.

Bir ve beraber olmayı, başkasının derdiyle dertlenmeyi, her derde derman bulmayı vazife bilir. Kendisinde sorun ve sıkıntı olmasa dahi başkalarının canı cehenneme yaklaşımı gütmeden ve bu anlayışı reddederek cana can, kana kan katmaya devam eder.

Bir ve beraber olmayı, dayanışmayı ve iyiliklere yabancılaşmayı hızlandıran şehirleşmenin getirdiği sorunlara da çözüm getirir. Şehirleşme, hayatımıza birçok kolaylık ve katkı sağlamasına, insanlığımıza darbe vurmasına rağmen büyük sorunlar ve büyük zorluklar ortaya çıkınca mecburi birlikler ve mecburi dayanışmayı da beraberinde getirir.

İnsanların inancı, sevgi ve merhameti, birlik ve beraberliği, dayanışması olmadan millet olunamıyor. Millet olunamadıkça büyük ülke olunamıyor. Büyük ülke olunamadan büyük sorunlar, büyük zorluklar ve gözyaşı eksik olmuyor.

Hiç tanımadığı insanlara yardım etmeyen, sorunları görmezden gelen, sadece kendini ve en yakınlarını seven insan, başkalarına nasıl yardım etsin, başkalarını nasıl sevsin?

Yaşanılan son deprem gösteriyor ki insanlardaki inanç, sevgi ve merhamet, birlik ve beraberlik, dayanışma yerli yerinde duruyor. Milleti bu hale getirense ortak kederlerimiz.

Son depremde görülen dayanışma mütalaa edildiğinde görülüyor ki ülke ve milletin iktisadi kalkınmasını önceleyenler (Bu niyetlerinde haklıdırlar) eğer iktisadi kalkınmanın en az on adım önünde insani kalkınmayı, birlik ve beraberliği, dayanışmayı öncelemezlerse ülkenin başına gelebilecekleri tahmin etmişlerdir.

Mekteplerde ilk öğretilmesi gereken sevgi ve merhamet duygusu, başkalarına yardım ettirecek dayanışma kültürüdür. Bunları öğretemediğiniz insanlar, olsa olsa sadece yığın olur. Yığınlardan da asla millet olmaz.

Bu aziz insanlar; millet olma şuurunu kaybetmemiş, yığın olmayı reddetmiş ve ben ölmedim daha demiştir. Gösterdikleri üstün dayanışma ve gayret için aziz milletimize selam olsun.