Yİ-ÜFE ve TÜFE arasındaki fark 72 puan oldu
TÜİK'in açıkladığı verilere göre; yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) 2022 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 7,83, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 96,74, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 157,69 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 122,93 artış gösterdi. Ekim ayı ile birlikte Yİ-ÜFE ve TÜFE arasındaki fark ise 72,18 puan oldu.
Sanayinin dört sektörünün
yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 162,06, imalatta
yüzde 122,97, elektrik, gaz üretimi ve
dağıtımında yüzde 554,56 ve su temininde yüzde 109,45 artış olarak
gerçekleşti.
Enflasyon denilince akla
ilk tüketici fiyat endeksi gelir. Hem hizmet sektörünü kapsamaması, hem
vergilerin hariç tutulması hem de tüketicilerin doğrudan karşılaştığı fiyat
olmaması nedeniyle üretici fiyatlarındaki değişim çok fazla ön plana çıkmazdı. Ancak
pandemi süreci başladığından beri küresel çapta emtia ve enerji fiyatlarının
artması, tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar, girdi maliyetlerini yükseltti
ve enflasyondaki yükselişte ana unsur maliyet oldu. Bunun sonucunda biz de
diğer ülkelerde olduğu gibi her ay enflasyonda yeni bir zirve görüyoruz.
Ekim ayı tüketici fiyat
endeksi yıllık yüzde 85,51, aylık ise yüzde 3,54 oranında arttı. Bu seviyenin
2022 yılı için zirve olduğu tahmin ediliyor. Geçen yılın Kasım ayında TÜFE
aylık yüzde 3,51 artmıştı. Şayet önümüzdeki ay aylık TÜFE yüzde 3,51’in altında
kalırsa Ekim ayı 2022 yılı için enflasyonda tepe noktasının görüldüğü ay olacak.
Aksi halde zirveden dönüş bir ay sonra yani Aralık ayında başlayacak. Geçen
yılın Aralık ayında TÜFE’deki artış döviz kurlarının yükselmesiyle birlikte
aylık yüzde 13,58’e çıkmıştı. Dolayısıyla Aralık ayında yaklaşık 10 puanlık baz
etkisi devreye girecek ve TÜFE yıl sonunda yüzde 75 seviyesine inecek.
Bu teknik bir hesaplama.
Yani enflasyonun düşmesi fiyatların da gerileyeceği anlamına gelmiyor. Sadece
fiyatlardaki artış hızı yavaşlayacak.
2022 Ocak ayında da
TÜFE’deki aylık artış tek haneye düşmemişti ve yüzde 11,10 olarak
gerçekleşmişti. Bu nedenle TÜFE’deki düşüş devam edebilir.
Öte yandan bu
hesaplamalar enflasyonu yükseltecek diğer unsurlarda olağan dışı bir değişim
olmayacağı varsayılarak yapılıyor. Örneğin döviz kurlarının yükselmesi ya da
ülkemizi olumsuz yönde etkileyecek dış gelişmelerin yaşanması bu tabloyu
tersine çevirebilir.
Buna ilaveten yılbaşında
asgari ücrete ciddi bir zam yapılması beklenirken seçimlerden önce Mart veya
Nisan gibi ikinci bir artış daha yapılması tahmin ediliyor. Bu da hem tüketim
harcamalarını artıracak hem de üreticilerin maliyetini yükseltecek.
Sonuç olarak kısa vadede
enflasyonda baz etkisi nedeniyle bir düşüş göreceğiz. Ancak üretici ve tüketici
fiyatları arasındaki fark daha uzun vadede tüketici fiyatlarına da
yansıyacaktır. Ana trendi gösteren çekirdek enflasyon(enerji, gıda ve alkolsüz
içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE) da bu duruma
işaret ediyor.