Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Şubat 2019

Yetmiş Yıl Sonra Hasan El-Benna

İhvan-ül Müslimin, diğer adıyla Müslüman Kardeşler Hareketi, Arap dünyasında şimdiye kadar doğmuş en köklü, organizeli, etkili sosyal ve siyasal uluslararası hareket durumundadır. Müslüman Kardeşler Hareketinin kurucusu Hasan el-Benna’dır. 12 Şubat 1949 tarihinde uğradığı suikast sonucu şehit olan Hasan el-Benna (1906-1949), 43 yaşında hayata veda etmiştir. Hasan el-Benna’nın şehadetinin üstünden yetmiş yıl geçmesine rağmen, onun öncülüğünü yaptığı Müslüman Kardeşler Hareketi, Müslüman coğrafyadaki etkinliğini ve örgütlülüğünü sürdürmeye devam etmektedir. 1928 yılında Hasan el-Benna ve arkadaşları tarafından kurulan Müslüman Kardeşler, Ortadoğu, Avrupa ve Amerika’da etkin bir şekilde uluslararası faaliyetleri ve örgütlülüğü olan bir yapıdır.

Benna, Müslüman Kardeşler Hareketi’nin örgütsel yapısını belirlediği gibi, ideolojik temellerini ve çerçevesini de ortaya koyan kişidir. Benna, temel olarak İslam merkezli bir ideolojik doktrini Müslüman Kardeşler Hareketi’nin benimsemesini sağlamıştır. Benna’ya gore İslam, hayatın her alanını ihata eden mükemmel bir sosyal ve siyasal sistemdir. Benna’ya gore, “İslam, hayatın bütün yönleriyle ilgilenen kapsamlı bir sistemdir. O, devlet-vatan, hükümet ve millet ilişkisini düzenler. O, ahlaki bir karakter ve güç, rahmet ve adalet; kültür ve kanun, bilim ve hukuktur. Çalışma ve zengin olma, müreffeh bir hayat yaşama durumudur, Cihad ve tebliğdir. Doğru bir akide ve kulluktur. “Hayatın her alanının İslam tarafından yönetilmesi gerektiğini söyleyen Benna, siyaset-din ayrımı yapmamakta, Müslüman Kardeşlerin İslami nitelikte bir siyasal ve sosyal hareket olduğunu söylemektedir.

Siyasal sistemin temeline İslam’ı koyan Hasan el-Benna, aynı şekilde hukuk düzeninin İslam’ı esas alması gerektiğini ifade etmektedir. Bütün sosyal hayatın, eğitim, ekonomi ve kültür alanlarının İslam hukukuna uygun bir şekilde düzenlenmesini isteyen Benna, hukuk, siyaset ve toplumun İslamizasyonunun bir bütün olarak ele alınması gerektiği kanaatindedir.

Benna, Batı kültürü ve İslam’ın hiçbir şekilde bir arada olamayacağını düşünmektedir. Ona gore, Batı, her türlü kötülüğü temsil eden medeniyet konumundadır. Batı’nın, dini, hayattan dışlayan seküler ve materialist bir kültür olduğunu düşünen Benna, Batılı değer sisteminin ahlak dışı olduğunu söylemektedir. Batı materyalizminin ve hedonizminin insanı yozlaştırdığını savunan Benna, Müslüman Kardeşler’in Müslüman toplumları Batının materyalist hegemonyasından korumak görevi olduğunu belirtmektedir. Batının yoz ahlak ve materyalizminin İslam’la birarada olamayacağını savunan Benna, Müslüman toplumların Batının kültürel hegemonyasına karşı direnmesinin dinin bir gereği olduğunu söylemektedir.

Benna, bütün dünyanın İslam’a göre yönetilmesi gerektiğini, İslam’ın dünyaya hakim olmasını hedef olarak Müslüman Kardeşler’in önüne koymaktadır. Materyalist ve bencil Batı medeniyetinin, insanlığa mutsuzluk ve felaketten başka bir şey getirmediğini savunan Benna, gerçek mutluluğun yeryüzünde ancak İslam’ın hakim olmasıyla sağlanacağı şeklinde bir hedef belirlemektedir.

Hasan el-Benna Siyonizme hayatı boyunca hep karşı olmuştur. Siyonizme karşı mücadelenin Filistin’in özgürleştirilmesiyle ancak ciddi bir mesafe sağlayabileceğini söyleyen Benna için Filistin Davası, her şeyden önce gelmektedir. Hamas Sözleşmesinde, Benna’nın “İslam onu ortadan kaldırana kadar İsrail’in yaşayacağı” şeklindeki sözleri yer almaktadır. Benna, hiçbir şekilde İsrail’in varolma hakkı diye bir şey olmadığını söylemekte ve Filistin’in özgürlüğü, onun için kırmızı çizgi durumundadır.

Ümmetin birliğinin sağlanması, Hasan el-Benna’nın hep gündeminde olmuştur. Siyasal ve mezhepsel farklılıkların emperyalist güçler tarafından kulanılarak Müslüman toplumların zayıflatıldığını ve çatıştırıldığını söyleyen Benna, Müslümanların İslam kardeşliği temelinde biraraya gelmesini söylemektedir.

Soyadının ifade ettiği inşacı bir kişiliğe sahip olan Benna, modern dönemin en etkili siyasal ve sosyal hareketlerinden birini kurmayı başarmıştır. Arap dünyasında ve Ortadoğu’da bugün meydanna gelen gelişmelerin daha iyi anlaşılması için Benna’nın düşünce ve pratiğinin bilinmesine ihtiyaç vardır.