Yetimler başkenti
Filistin, yıllardır süregelen bir
adalet ve özgürlük mücadelesinin sahne aldığı bir coğrafyadır. Filistin
meselesi, yıllardır devam eden bir çatışma ve adalet meselesidir. Tarih boyunca
birçok zulme maruz kalan, topraklarını kaybeden ve hakları gasp edilen Filistin
halkı, bugün hala aynı acıyı yaşamaktadır. Her gün onlarca insanın öldürüldüğü
ve tüm dünyanın seyirci kaldığı bu coğrafyada İsrail'in Filistin halkına
yönelik uyguladığı zulüm ve haksızlıklar yürekleri dağlamaktadır. İsrail hükümetinin
Filistin topraklarında yürüttüğü işgal politikaları ve baskıcı uygulamaları, müfsit
bir milletin dünyayı kana bulamasının acı bir örneğidir.
İsrail'in Filistin zulmü,
bölgedeki siyasi, ekonomik ve sosyal adaletsizliklere dayanmaktadır. Filistin
halkı, 1948'den itibaren İsrail'in kuruluşuyla birlikte topraklarını ve
evlerini kaybetmiştir. İsrail hükümeti, 1948'de gerçekleşen İsrail Devleti'nin
kuruluşunu takiben Filistin topraklarını kontrol altına almış her geçen gün
yayılma politikasını artırmıştır. Filistinli insanlar, bu süreçte vatandaşlarını,
topraklarını, evlerini ve haklarını kaybetmişlerdir. İsrail'in Batı Şeria,
Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs gibi bölgelerde gerçekleştirdiği işgal politikaları,
Filistin halkının özgürlüklerini ve temel insan haklarını ihlal etmektedir. Bu
süreçte milyonlarca Filistinli, yerinden edilerek mülteci durumuna düşürülmüş,
sürgüne zorlanmış ve insanlık dışı koşullara mahkûm edilmiştir. Filistinlilerin
anavatanlarına geri dönme hakkı, temel insan haklarından biridir ancak bu
haklar sürekli gasp edilmekte ve Filistin halkı her gün yeni bir zulümle karşı
karşıya kalmaktadır.
Bugün, Filistin toprakları işgal
altındadır. İsrail hükümeti, Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs gibi önemli
bölgelerde işgal politikalarını sürdürmektedir. Filistinlilere ait araziler, zalim
İsrail yönetimi tarafından ele geçirilmekte ve Filistin halkı sürekli olarak
topraklarının parçalanması ve yerinden edilmeleriyle karşı karşıya kalmaktadır.
Havadan sudan sebeplerle İsrail’in hava saldırıları ve ablukaları, zulmü ve toplu
katliamı Filistin halkının güvenliğini ve geleceğini tehdit etmekte ve onların
temel haklarını ihlal etmektedir. İsrail'in Filistin zulmü, sadece toprak kaybı
ve fiziksel baskılarla sınırlı kalmamaktadır. Bölgedeki güvenlik engelleri,
insanların hayatlarını normal bir şekilde sürdürmelerini engellemekte ve
ekonomik kalkınmayı olumsuz etkilemektedir. İsrail'in uyguladığı abluka
politikaları, Gazze Şeridi'ni insana yakışır bir yaşam sürdürmesi için zorlu
bir yer haline getirmiştir. Temel ihtiyaçlara erişim kısıtlanmaktadır ve
insanların sağlık, eğitim ve istihdam gibi temel haklarına ulaşması
engellenmektedir.
Filistin halkının karşılaştığı
zulüm sadece fiziksel değildir, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanları da
etkilemektedir. Filistin halkı, işgal altındayken ekonomik kalkınma ve istihdam
olanaklarından mahrum bırakılmaktadır. İsrail yerleşim birimleri, Filistin topraklarından
su kaynaklarını ve tarım arazilerini sömürmekte ve Filistinlilerin geçim
kaynaklarını ellerinden almaktadır. Bu durum, Filistin ekonomisini çökertmekte
ve halkın refahını olumsuz yönde etkilemektedir. Mazlum Filistin, uluslararası
toplumun seslerini yükseltmesini ve Filistin halkının haklarını savunmasını
gerektirmektedir. Uluslararası hukukun ihlal edildiği, insan haklarının
çiğnendiği ve adalet duygusunun hiçe sayıldığı bir durumda sessiz kalmamak
önemlidir. İsrail'in işgal politikaları kınanmalı ve Filistin halkının hakları
savunulmalıdır. Uluslararası toplum, İsrail'in Filistin topraklarındaki
işgalini ve zulmünü durduracak adımlar atmalı ve Filistin halkının yanında yer
almalıdır.
Mazlum Filistin, yıllardır
süregelen adaletsizliğin, zulmün ve katliamın sembolüdür. Mazlum Filistin,
işgal altında yaşayan bir toplumun dramını ve mücadelesini temsil etmektedir. Filistin
halkı, topraklarını ve haklarını korumak için mücadele etmekte ve uluslararası
toplumun desteğini beklemektedir. Uluslararası toplumda, İsrail'in Filistin
zulmüne karşı tepki yeterince oluşmamıştır. Batı bu zulüm karşısında üç maymunu
oynamakta, destek vermekte ve hatta yalan konuşmaktadır. Uluslararası toplumun,
İsrail'e bu zulme son verme ve Filistinlilere adalet sağlama konusunda daha
ciddi ve etkili adımlar atması gerekmektedir. Ülkeler, insan hakları
ihlallerine karşı durmalı, İsrail'in işgal politikalarını kınamalı ve Filistin
halkına hak ettiği desteği vermelidir.
Kudüs İsrail’in başkenti olmamış,
olmayacak da. Kudüs İsrail’in yıllardır gerçekleştirdiği katliamlarla yetimler
başkenti olmuştur.