Yetim
Her bayram namazına gittiğimizde hoca kürsüden yetim çocuğun
hikayesini anlatır. Resulullah bir gün bayram namazından çıktıktan sonra
çocukları kendi aralarında oynarken bulur. Yalnız bir çocuk bir köşede üzgün
bir şekilde beklemektedir. Çocuğa niçin arkadaşlarıyla oynamadığını sorar. O da
annesinin olmadığını babasının da Uhud’da şehit olduğunu söyler. Allahın
peygamberi, çocuğun başını okşar, benim baban, Hz. Aişe’nin de annen olmasını
ister misin der. Çocuk sevinir. O günden sonra Resulullah çocuğu evlatlık
edinir. Her türlü ihtiyacını karşılar. Hocanın hikayesini anlattığı çocuk Beşir
b. Akrebe’dir. Beşir, Resulullahın ölümünden sonra Filistin’e yerleşir,
El-Filistini nisbetiyle anılır. Beşir’in ihtiyarladığında saçı sakalı ağardığı
halde Resulullah’ın başını sıvazladığı yer hep siyah kalmıştır.
Filistinli çocukların çoğunun adı Beşir’dir, Beşşar’dır. İsrail’in
son bir aydır Filistin’de anasız babasız bıraktığı hatta hatta katlettiği
çocukları her gördükçe hikaye aklıma gelir, ümmetin mültecileri, hakikatin
yetimlerine karşı bir insan, bir Müslüman olarak sorumluluğumu yerine
getirebiliyor muyuz diye sorarım kendime.
Filistin ise Osmanlı’nın coğrafyadan ayrıldığı günden beri
yetimler yurdu. Yıllarca Filistin’i himaye etmiş olan Osmanlıdan sonra
İngiliz’in Siyonist politikalarıyla Filistinliler yine yetim bırakıldı. Gelinen
noktada sahipsiz kalan Filistinliler 1948’den sonra büyük bir göç dalgasıyla
karşı karşıya. 34 gündür kafalarına bomba yağan vatanlarını terketmeyen
Filistinli çocuklar büyük bir nakbeye zorlanıyorlar.
Dünya’yı beş zalimin iki dudağı arasına sıkıştıran BM Genel
Kurulu’nda 20 Kasım 1989 günü Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edildi. Dünya 20
Kasım’da Çocuk hakları gününü kutlamaya hazırlanırken Gazze’de İsrail’in fosfor
bombası gibi yasaklı bombalarla ölen çocukların hakları Filistin’in, Gazze’nin
özgür olduğu, İsrail zulmünden kurtulduğu gün teslim edilecek.
Filistin davası hep çocukların omuzlarında yükseldi. Yaser
Arafat’ın generallerim dediği çocuklar, ellerindeki sapanlarla zalime taş
atarak birinci intifada da, ikinci intifada da görevlerini bi hakkın yaptılar.
241 çocuk İsrail’e karşı taş atarken şehit oldu. Tankları taşlarla durduran
kahraman çocuklar Hamas’ın doğuşuna da kapı ararlarken Oslo anlaşmasına da
zemin hazırladılar.
Gazze’de 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı harekatının akabinde
başlayan İsrail saldırılarında bugüne kadar 4 bin 237 çocuk, 2 bin 719 kadın
olmak üzere 10 bin 328 Filistinli şehit oldu. En az 25 bin Filistinli
yaralandı.
Tablonun ağırlığında vicdanlarını Siyonist emperyalistlerin
mavallarıyla rahatlatmak isteyen manda kafalılar işi vatanını korumak için
mücadele eden Hamas’a terör örgütü, Hamas’ın Aksa Tufanı harekatını da terör
saldırısı olarak nitelendirmeye kadar vardılar. Sanki 1920’den beri Filistin’de
terör devleti İsrail’e karşı hiç ses çıkmamış, 1948’den beri tüm dünya
tarafından yalnız bırakılan bir halk ölüm kalım mücadelesi vermiyormuş, 1967
sonrasında Filistinliler zulme uğramamışlar gibi algılıyorlar olayı.
7 Ekim öncesinde Filistin’de hayat nasıldı diye sorarsanız,
İsrail zindanlarında işkenceleri, haksız yere öldürülen binlerce Filistinliyi
görmezler. Kudüs’te Mescid-i Aksa’ya bile girişlerine izin verilmeyen,
oturdukları evler ellerinden alınmak istenen. Evleri yıkılan veya adına
yerleşimci dedikleri işgalcilere peşkeş çekilmesine karşı geldikleri için
öldürülen veya hapse tıkılan binlerce Filistinli. BM’nin aldığı yüzlerce kararı
hiçe sayan bir İsrail’e karşı kıt imkanlarıyla vatanlarını, ümmetin onurunu savunmaya
çalışan Filistinliler….
Gazze’de ablukanın ne zaman başladığından (2007) bile haberi
olmayanların İsrail propagandalarıyla İsrail’in terörist ilan ettiği Hamas’a
terör örgütü demeleri terör devleti İsrail’in ekmeğine yağ çalmaktan başka bir
şey değil. Amerika mı İsrail’i, İsrail mi Amerika’yı idare ediyor diye
soranlara, yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar sorusuyla karşılık
vermek lazım. ABD’de kamuoyunu oluşturan kurumlara yılda 300 milyar dolar
yardım yapılır. Bunun 250 milyar dolarını 15 Yahudi kuruluş yapar. Sosyal
medyasından, konvansiyonel basınına, üniversitelerden, sivil toplum örgütlerine
kadar hepsi bu paralarla beslenirler. Yahudi’nin beslediği İnsan hakları
dernekleri İsrail katliamlarını temize çıkarmak için Gazze’de ölen çocukların
sorumlusu Hamas’dır diyecek kadar aşağılıklaşabilir. Ne kendisinden başkasını
köle olarak gören sömürgeci batı, Avrupa, ne çıkarları için batıya köle olmuş
Arap Birliği, ne İslam coğrafyasını Batıya peşkeş çeken İran ve destekledikleri
şii yapılar, ne Filistinin kurtuluşu için kurulmuş İslam İşbirliği teşkilatı
Filistin’in, Filistinli yetimlerin acısını dindirecek bir çözüm üretemez.
Filistin, Filistinli yetimlerin mücadelesiyle dünyaya hükmettiğini zanneden
İsrail’i yıkacak, Aksa’yı özgürleştirecektir. Minicik bedenleriyle İsrail
tanklarına meydan okuyan devrin mültecileri, hakikatin yetimleri insanlığın
onurunu kurtaracaktır. Vesselam….