Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2958.42
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Ekim 2013

Yeşilci İslamcılar geliyor

Yeşil ve İslamcı kelimelerinin aynı cümlede zikr edilmesi çeşitli çalışmalarla kodlamalar yapılmış zihnimizde benzer çağrışımlara yol açmış olmalı. Bu sebeple, düşünsel algılarımıza yüklenen önermeler dışında bir yeşilcilikten bahsettiğimizi hemen ifade edelim.

Batı tandanslı bu yüklemelerde, yeşil ve İslam eşittir düşman, paradigması başarıyla oluşturmuş. Oysa Batı dünyasına ait bir terim yeşil ile birlikte kullanıldığında aynı oranda müspet mesaj gönderir.

Batı kültürü mevzu bahis olduğunda çevre bilinci, dönüştürülebilir enerji kaynakları kullanımı, sosyal farkındalığın yüksekliğine delalet eden yeşildir bizim İslamcılıkla yan yana kullandığımız.

Subliminal realitemizle hayli tenakuz oluşturacak olsa da dikkat çekilmesinde geç kalınmış bir konudur değinmek istediğimiz.

İslam'la terörizmi, saldırganlığı, ilkel/arkaik kültürü yaygınlaştırma çabasını bütünleştiren zihniyetin bu çabasında başarılı olduğu gün gibi ortada. Söz konusu inanç ve medeniyetten beslenen bizlerin algısı dahi bunun dışında kalamıyor.

Çevre ve toplum hassasiyetinin Batıda ortaya çıkmış ve yayılmış olduğu yönündeki düşünce hepimize bir şekilde etki etmiş durumda.

Oysa, günümüzdeki yetersizliğimizden geçmişimizdeki başarılara sığınarak komplekse kapılmaktan kurtulmaya, kendimizi değerli hissetmeye çalışan bir toplumun fertleri olarak bu konuda Osmanlı'dan ne de çok örnekler veririz.

Temizlik ve kişisel bakımdan, sosyal yaşamdaki kurallara, temiz şehirleşmeye, doğaya ve hayvana saygıya varıncaya kadar yığınla övünülecek materyal kullanırız.

Sözgelimi sık sık göçmen kuşlara barınak sağlamaktan, sadaka taşlarına kadar geniş konseptte verdiğimiz örneklerle sosyal bilincin yüksek ve hassas olduğu bir medeniyete ait olduğumuza atıfta bulunuruz.

Ya da Batının elini yüzünü yıkamaktan aciz olduğu bir dönemde bizim şehirlerimizdeki kanalizasyon sisteminden bahs ederek haklı bir kıvanç yaşarız.

Kimi zaman da ağaç dikmenin, hayvan haklarına riayet etmenin dinimizdeki önemine ait argümanları peş peşe sıralayıp dururuz.

Lakin artık yaptığımız, tüm varlığını kaybeden ancak geçmişte ne kadar zengin ve şaşaalı yaşamı olduğunu anlatıp duran müflis tacirinkinden pek de farklı değildir.

Teknolojik gelişmelere, bilimsel ilerlemelere paralel, dünyanın hızla kirlenmesi, kimyasal birçok tehdide maruz kalması bilhassa Batıda çevre konusunda bir hassasiyetin oluşmasına yol açmıştır.

Sivil toplum kuruluşları bünyesinde ağırlık kazanan çevreci teşekküller yazık ki Doğu toplumlarında hala gerektiği şekilde ve anlamda yer bulabilmiş değil. Ülkemizdeki bu tür çalışmaların çoğu da Batı ülkelerdeki yapılanmaların bir uzantısı, cılız faaliyetler olarak görünmekte.

Bu bağlamda, global ölçekte var olan yapılanmaların çeşitli siyasi ve ticari malzeme olarak kullanıldığı iddiaları bir tarafa genelde İslam ülkeleri özelde de ülkemizde bu yönde özgün çalışmaların yapılmıyor olması büyük bir eksiklik.

Türkiye'deki dış bağlantılı çevreci grupları çıkardığımız zaman bu yönde varlık gösteren toplum kuruluşları olduğunu iddia etmekte zorlanırız. Üstelik arayışımızı inançlı/mütedeyyin/muhafazakar camiada gerçekleştirecek olduğumuzda elimizde koca bir boşlukla kalakalırız.

Bu camianın inanış kodlarında var olan insana, doğaya, topluma, çevreye saygı ve ihtiramı somutlaştıracak sosyal göstergelerden yazık ki mahrumuz.

Ne yazık ki, ülkemizdeki mütedeyyin camianın şehirleştiği, sınıf atladığı iddiaları henüz kendi sosyal dinamiklerini oluşturamamış olması gerçeğine toslamaktadır. Şehirleşmek ve medenileşmek lüks araçlara binmek, marka kullanmak, varsıl insanların yaşam alanlarında yer bulmanın çok ötesinde bir anlama haizdir aslında.

Belki bizimkisi, daha tam anlamıyla kendi edebiyatını, medyasını oluşturamamış bir camianın sosyal bilincin zirvedeki yansımalarını görme adına yaptığı beyhude bir çırpınıştır!

Lakin, hayvan hakları ve çevre koruma derneği kurma hülyasındaki kızım benim yeni nesil için bu yönde heyecan duymamı sağlayan başlıca amillerden olmakta, ümidimi beslemektedir.

Tez zamanda yerli ve milli greenpeacelerimiz, arama-kurtarma ekiplerimiz, hayvan hakları yahut nebatatı koruma teşekküllerimizin kurulacağına olan inancım güçlü ve sarsılmazdıru2026

twitter.com/sabihadogann