Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2501.66
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Haziran 2022

Yeryüzü insanlar için yaratılmıştır

Bismillêhirrahmênirrahîm…

Muhterem Milat Gazetesi okuyucuları… Bu haftaki Cuma Sohbetimizde, Rabbimizin bize bahşettiği yeryüzü nimetinden bahsedeceğiz.

Bütün yeryüzü ve tüm doğal çevremiz biz insanlar için yaratılmıştır.

Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de bu gerçeği Casiye Suresi’nin 13. Ayetindeşöyle açıklıyor:

Allah, göklerdeki ve yerdeki bütün varlıkları kendi lütfundan sizlerin emrine/hizmetine verdi. İşte bunda aklını kullanıp düşünen insanlar için (Yaratanın gücüne, rahmetine delalet eden) nice belgeler vardır.”

Mülk Suresi 15. Ayetti de şöyle buyurulmaktadır:

“Şu yeryüzünü size boyun eğdiren de Allah’tır. Dağlarında, ovalarında gezin dolaşın (denizlerinde seyredin), ve yeryüzünün rızıklarından yiyin ama unutmayın, yeniden yaratılacak ve iradeli hayatınızdan ötürü Rabbinizin huzurunda sorgulamaya çekileceksiniz.”

GÂVURLAŞAN BİLİM DİLİ!

Geçen günlerde bir televizyon kanalında insanı meydana getiren hücreler ve hücreler içindeki genler konusunda bir program izledim. Yarım saat kadar dinledim, dinledim ama devamını getirmeye tahammül edemedim.

Sonra da “Gâvurlaşan bilim dili” başlıklı bir makale yazdım. Çünkü hücrenin ihtişamından söz ediliyor ama onun bir planlayıcısı ve yaratıcısı yokmuş gibi konuşuluyordu. Üstelik doğal çevresiyle insan arasında bir ilişki yokmuş; bu çevre insan için yaratılmamış gibi bir izlenim veriliyordu.

GERÇEKLERE GÖZ ATALIM

Meselâ, güneş muhteşem bir ateş ve ısı kaynağı. Biz onu top kadar görüyoruz ama o, yeryüzünden 1.3 milyon kez büyüklükte. İçinde yaşadığımız yeryüzü (dünya), güneşin çevresinde saatte 105 bin kilometre hızla seyrediyor. Gel gör ki güneşin dünyamıza verdiği ısı ve ışık, insanların hayatını idame ettirecek şekilde akıllara durgunluk verecek düzen içindedir.

Şimdi burada şu soruyu soralım:

Güneş ile yeryüzü ve insan arasındaki ilişki tesadüf müdür?

Elbette ki hayır. Yaradan’ın planlaması…

Toprak ve deniz ürünleriyle vücudumuzun ihtiyaçları arasındaki bağlantı tesadüf müdür?

Tabîi ki hayır, çünkü bu doğal çevre bizim için yaratıldı.

Yeryüzünde insana zarar vermek için harekete geçecek hiç bir varlık da yoktur. Kasırgalar, hortumlar, seller, depremler bunlar bile rastlantı değil. Kobralar, balinalar, filler, akrepler hepsi bizim için ve bir amaçla yaratıldı ve yaratılıyor.

Tâhâ Sûresi’nin 50. ayetinde müthiş bir bilgi verilir bize. Bu ayete göre Allah, yarattığı her bir varlığa; hayatı ve görevi ile alâkalı hayati bilgileri kodluyor.

Eğer insanoğlu kendisi için yaratılan varlıklara zarar vermezse, hiç bir varlık insana zarar vermez, veremez. Çünkü her varlık insan için yaratıldığından insanı tanır.

Dağlar tanır mı?

Elbette tanır.

Taşlar tanır mı?

Elbette tanır.

Akrepler tanır mı?

Elbette tanır.

Aslanlar tanır mı?

Tabii ki tanır.

İNSANOĞLU HADDİNİ BİLMELİ

Eğer insanoğlu haddini bilmez, kendisi için yaratılan varlıkların yaradılış düzenine olumsuz bir şekilde müdahale ederse, işte o zaman zarar verirler. Onun için bir hadis-i şerif’te şöyle buyrulur:

Bir insan bilinçle, inanarak “Allah’ın adıyla” der / varlıkların yaratılış düzenine müdahale etmeksizin atılım yaparsa yeryüzünde hiçbir varlık ona zarar veremez.

Hülâsa bizler de yaşadığımız doğal çevremizde Yaradan’ın mahlûkuyuz. Doğal çevre de kullukla yükümlüdür, biz de kullukla yükümlüyüz. Hayatımızı kulca yaşamaya çalışırsak hem dünyamıza istikrar hem de ahiretimize mutluluk sağlamış oluruz.