Yersizkorkularımızdan sıyrılmak zorundayız

Aramızda Çözüm sürecini acımasızca eleştirenler bulunsada, ben sürecin rayında gittiğini düşünüyorum. Bugün ülkenin doğusunda silahların gölgesi kalkmak üzereyse, bu yürütülen süreç sayesindedir. Bugün HDP Kürt partililiğinden Türkiye partililiğine dönüşmek üzereyse, buda yürütülen süreç sayesindedir.

Çözüm sürecini kıyasıya eleştirenler hiç kusura bakmasınlar, terör meselesinin çözümünde bugün geldiğimiz nokta kesinlikle hafife alınacak bir nokta değildir. Memleketin doğusunda esen şu bahar havasını seksenli, doksanlı yıllarda buradan yazsaydım bana kimse inanmazdı. Herkes benim hayal gördüğümü zannederdi.

Biraz daha ileri gidip, Türkiye'nin terör prangasından kurtulma yöntemini anlattığımda ise bölücü, hain yaftası yapıştırılırdı. Değerli Dostlar, yıllardır canımızı acıtan bu meselede bir sürü yersiz korkularımız varmış. Bunları Çözüm süreci ilerledikçe yaşayarak görüyoruz. İşte bakın, insanların ana dillerini öğrenmmesinin yolu açıldığında ülke bölünmüyormuş. İşte bakın, devlet televizyonundan yirmi dört saat Kürtçe yayın yapıldığında ülke bölünmüyormuş.

Yürütülen süreç gösterdiki, aynı bayrak altında sorunsuz bir şekilde yaşayacaksak, yersiz korkularımızdan sıyrılmak zorundayız. Eğer ortada bir sorun varsa, bunu karşılıklı konuşarak gidermeliyiz. Bizim birtek kırmızı noktamız olmalıdır. Oda ülkemizin bölünüp parçalanmasıdır. Bunun dışında her konuyu özgürce tartışıp konuşabilmeliyiz.

Sanki bugüne kadar yersiz korkulardan çekmemişiz gibi, Şimdide HDP'nin baraj altında kaldığında yaşanacakları, bir korku haline getirmeye çalışanlar var. Elbette, HDP'nin TBMM'de temsil edilmesi önemlidir. Ancak, seçimlere bağımsız veya parti halinde girip girmemenin kararıda HDP yönetimine aittir. Herhalde seçimlere parti halinde girme kararı verilirken gereken hesaplamalar yapılır.

Şimdi birilerinin bahsettiği korku senaryoları gerçekleşir diye, HDP'ye özel bir imtiyaz mı sağlanacak? Aman bunların Meclis'e girmeleri gerekiyor diye, insanlar HDP'ye zorla oy mu verecekler? Sizde biliyorsunuz, böyle bir durumu adaletin terazisi kaldırmaz. Ne diyelim, kendi düşen ağlamaz...