Yerli ve Milli Meşrubat!
Müslüman'ın aklına ne olmuş ki, nereye gitmiş ki, "eloğlu"nun "berbat içeceklerine" her yıl milyarlarca doları verir hale gelmiş!
Beyni, mideyi, bağırsağı, tenasülü çökerten, nesillerimizi "obez obez" gezdiren berbat içecekleri "helal" tarifesinden sofraların baş köşelerine oturtmaku2026
Hattau2026
Mübarek Ramazan ayları için en "neşeli" ürünler olarak, "reklamlarını" yapmak nedendir?..
O kadar mı alıştık bu merete, bağımlılık yapıyor olmasın sakın...
Uyuşturuyor olmasın beyinlerimizi!..
*****
Biz, böyle deyince "Ama ondan de ekmek yiyenler var, onca insan işsiz mi kalsın!" yollu karşı çıkışlar oluyor.
Allah Allah, "yerli uçağı", "yerli otomobil"i yapabiliyoruz da "yerli" ve "sıhhatli" içecekleri mi yapamıyoruz?..
Ya dau2026
Yapıyoruz da, "dev markalar" haline getirmeyi mi beceremiyoruz?..
"Gördük yerlisini, başımıza neler getirdi!" diyenlere de sözümüz var:
"Yerli, Milli ve Sağlıklı" olanını sen yap ve dünyaya sen sat efendim!..
Çocuklarına sevdir efendim, bunun ne yolları var, çizgi filmleri bile kullanıyor el oğlu!..
Kendi üreticini destekle efendim, ne ürünlerimiz varu2026
Meselau2026
Geçtiğimiz günlerde, sıvılaştırılmış mesir macunu ikram ettiler, ne muhteşem lezzet.
Mesir macununun tadı enfes ama yerken dişler yerinden çıkıyor adeta, ya da yarım saat uğraşacaksın ağızda eritmek için, delikanlıyı bozan görüntüler.
Bunu "tabii" usullerle sıvı haline getirip "suyunu" içtin mi, oh!..
Her şeye iyi geliyormuş, her şeye o kadar.
Böyle nice yerli ve milli lezzetlerimiz yok mu, gayet "zarif" bir bedenin oluşumuna katkı sağlayan cinsten?..
Böyle içeceklerimiz yok mu?..
Hadi "ayran" nedense çok tutulmuyor, başka lezzetler, yerli, milli ve sağlıklıu2026
Bugüne kadar bunları üretenler oldu ama teşvik yok, küçük markalar olarak kaldılar, "küresel markalar" yedi bitirdi onları.
Bizden "küresel olanlar" da başka başka işlere girdi, başka başka yerlere gitti!..
Yerli olsun, milli olsun, üreticiye destek olsun, böyle ürünleri dünya markaları haline getirmek, hiç olmazsa "yerel markalar" haline getirmek çok mu zor?..
Alıştıralım işte Katarlıları ne güzel.
Ne lezzetlerimiz var, siz hiç "Kiren Ekşisi" içtiniz mi, tavsiye ederim.
"Yerli lezzetler" seferberliği başlatmak az iş mi, ne büyük paralar var bu alanda, ne büyük "CEO"ları var, malu00fbm!..
Bir deu2026
Mesele çoku2026
"Bu Amerikan içecekleri filan, bütün kamu kurumlarında yasaklansa!"
Yapılması gereken çok şey var:
"Kredi Kartsız Bir Hayat" kampanyalarına öncülük edilse, bunu devlet yapacak değil de, "Yerli ve Milli Medya" yapsa mesela:
"Kredi kartınız varsa bile, mümkün olduğunca az kullanın Allah aşkına!"
Sonrau2026
Otomobiller ne öyle, sokaklar, caddeler gıcır gıcır ve çoğu da banka kredisiyle!..
Şimdi hatırladım:
Avustralya'nın "metro otoparkı"ndaki otomobiller dikkatimi çekmiştiu2026
Bizde burun kıvrılan otomobiller, en genci belki 15 yaşındau2026
Sordum:
"Avustrayla bizden çok daha zengin değil mi? Bu arabalar ne böyle?"
Dedi ki Süleyman Amca:
"Ne olacak, adam günlük işinde kullanıyor, bu arabalar da fazlasıyla yetiyor. Öyle arabayla hava atma işi bizde var! Bu arabalar da aynı işi görmüyor mu, onca para harcamaya ne gerek var!"
Gerek yok ama, bizde öyle olur mu?..
Adam şekline, şemaline bakıyor, makamına, mevkiine bakıyoru2026
Ona göre kıymet veriyor, öyle bir hava var; o hava da, vatandaşı hava atmaya sürüklüyor.
"Kilo almışsın, kilo vermişsin, yüzünde sivilce çıkmış, arabayı vurmuşsun!"
Sana ne, derdin mi yok, vaktin mi çok!..
Boş adam!..
Bir de ne "dar gelirli" vatan evlatları, "kredi kartına taksit"le tatil yapmaz mı?..
Tatil dediğin komple yorgunluk, nemli-yapışkan, gürültülü "zevk"leru2026
Çoğu da "face"de paylaşır, havası bol galiba!..
Bir dolu mesele varu2026
"Ahlak" meselesiu2026
Piknik alanlarımızı "leş gibi" bırakmamalıyız, artıklarımızı bir yerde toplayıp, adam gibi çöpe atmalıyız, değil mi?..
Hepimiz "Herhalde yani!" deriz de git, gör piknik alanlarını!..
Birçok meselemiz var, eskiden "belediye otobüsleri veya halk minibüsleri"yle gidilen yerlerden ne haberler çıkartırdı gazeteci milletiu2026
Şimdilerde ya çılgınca "hakaret" ya çılgınca "alkış!"
Desen de kızılıyor, demesen de!..
Allah, bu memleketi yönetenlere kolaylık versin.
Amin.
*****
BU TEZGAHI DA BOZACAĞIZu2026 DA
Papaz bahaneli "sanal ekonomik kriz"i de aşacağız inşallah, öyle görünüyor, "dolar" hızlı sayılabilecek bir seyirle düşüşe geçti.
Olanın bitenin zararı büyük elbette, "Gezi Maliyeti"nin en az 100 milyar dolara mal olduğu söyleniyordu, bu sefer de en az o kadar vurulmuşuzdur herhalde.
Olacak bunlar, madem ki "Dünya beşten büyüktür!" denildi, "Beşli Çete"nin diğer ayaklarından da, "vakti" geldiğinde saldırılar gelebilir.
Mesele, öncelikle "Kendi göbeğinizi kendin keseceksin!" meselesi.
Düşmanlarımızın yerinde olsak, bu güzelim toprakları, bu "Medeniyetler Beşiği"ni, Osmanlı'nın torunlarına bırakmak ister miydik?..
İstanbul'dan Van'a, İzmir'den Hatay'a kadar, bu memleketin her karış toprağında birilerinin gözü var.
Buraları ele geçirmek, birileri için adeta "ibadet" hükmünde, "hahamları, papaz"ları öyle diyor!
Yedi düvelin hedefindeki memleketimin birçok problemi var, "yapısal" sorunları var, bununla birlikte yüreği vatan aşkıyla çarpan yüce gönüllü insanları var.
Çok yardım ediyor, bol bol dua alıyoruz, duasız olmaz, dua alıyor ve dua ediyoruz.
Bir de "fiili dua" meselesi var:
Hak ettiğini alırsın.
Ne ekersen, onu biçersin.
Eğitim iyi ise gelecek de iyidir.
"İyi bir nesil"e ulaşmanın yolunu gösteren İlahi mesajlardan biri de "İsraf etmemeyi" emretmektedir.
İsraftan uzak durma hassasiyeti, "iyi nesil"in emarelerindendir.
Bağımsızlığın da önde gelen şartlarındandır, kaynakları har vurup harman savurursan, o kaynaklara muhtaç olursun zira.
İhtiyacın aşırıysa, günün birinde mutlaka vururlar!..
-Dua et,
-İsraf etme!..
-Üret,
Bu üçünü birlikte yapabilirsen senin, yapamazsan "düşmanlarının" istediği olur!..
