Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Şubat 2023

Yer sarsıldı, biz sarsılmayalım!

6 Şubat 2023 gecesi geldi asrın felaketi. Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Malatya’yı içine alan ve birçok ülkeden daha büyük bir alanı, 108.812 kilometrekareyi doğrudan vuran deprem 13.500.000 (on üç buçuk milyon) kişiyi etkiledi. Hiroşima’da patlayan atom bombasının 40 katına eş değer büyüklükte enerji yayan depremin etki alanı 1.200.000 (bir milyon iki yüz bin) kilometrekareydi. Binlerce canımızı verdiğimiz, binlerce yaralımızın olduğu bu depremde Lübnan’da evler hasar gördü, Mısır’da halk panikle kendisini dışarı attı, İran’da ve Irak’ta evler sallandı. Türkiye’nin üç metre yer değiştirdiği deprem, karada olan en büyük depremdi.

Bir STK’nın, bir kurumun, bir belediyenin, bir ülkenin altından kalkabileceği bir deprem değil, topyekûn dünyanın el birliği ile yaraların sarılabileceği bir felaket bu. Bu topraklarda yaşayan herkesin maruz kaldığı bir felaket. Bizden öncekiler yaşadı, biz yaşadık, bizden sonrakiler de maruz kalabilecek. Çünkü bu toprakların altından fay hattı geçiyor. Musibetlere karşı, şehirler yıkılınca gösterdiğimiz hassasiyeti şehirleri kurarken de göstermemiz gerektiğini bir kez daha ağır bir bedel ödeyerek gördük.

Bu felaketten birlik çıkarmalıyız. Bu acıdan kanaat, fikir, zikir, adalet çıkarmalıyız, ibret almalıyız. Bu depremden güvenli gelecek çıkarmalıyız. Acının etrafında birleşen toplumumuz iyi günlerde de bir araya gelebilmeli. Gerçi biz acı günlerde de birleşemez olduk ya. Cenaze anında miras kavgasına düşenler gibi ‘acaba bu felaketten nasıl nemalanırız?’ hesabını yapanlar enkazın üzerinde altındakilerini düşünmeden siyasi hırslarının peşinde koştular. Sosyal medya fenomenleri aslında hiçbir şey yapmadan, algıları yönlendirerek çok şey yapıyormuşçasına, devletten daha güçlüymüş imajını sergilediler utanmadan.

Musibetler üzerinden dini çıkarımlar yapmak yerine birlik içinde musibetlerin üstesinden gelmeliyiz. Aziz milletimiz yurdun her yanından malıyla canıyla koştu deprem bölgesine. Cumhurbaşkanı ile, bakanları ile, milletvekilleri ile, vatandaşı ile, yediden yetmişe herkes ilk dakikadan itibaren cansiperane çalıştı. Canından can vermeye adadı kendini. Bu deprem turnusol kâğıdı gibi herkesin bezini pazara, oy hırsızlarını gün yüzüne, mal hırsızlarını el yüzüne çıkardı.

Bu deprem dünya hırsını terk etmemiz gerektiğini göstermiştir. Bu deprem siyasi kavgalarımızdan vaz geçmemiz gerektiğini göstermiştir. Bu deprem nefsani hırslarımızı alt etmemiz gerektiğini göstermiştir. Bu deprem ucuz hesapların yerine ebedi muhasebeye yönelmemiz gerektiğini göstermiştir.

Bu felaket gözü kör eden bir felaket. Bu felaket çocuklarımızı yetim bırakan bir felaket. Bu felaket Türkiye’ye bel bağlayan bütün İslam dünyasını yasa boğan bir felaket. Bu felaket fırsatçılarla ihtiyaçlıları aynı çadırda buluşturan bir felaket. Bu felaket aziz milletin ferasetini de içimizdeki hainleri de bir kez daha gösteren bir felaket.

Bundan sonra ne yapacağız. Bu çocuklara nasıl ders anlatacağız. Bu gençleri nasıl yetiştireceğiz. Bu anneleri nasıl teselli edeceğiz. Bu babaları nasıl hayata bağlayacağız. Bu toplumu nasıl yönlendireceğiz. Bu şehirleri nasıl imar edeceğiz. Bu ülkeyi nasıl kadim medeniyetin yoluna sokacağız. Bu dünyayı nasıl yöneteceğiz. Bu insanlığı nasıl aydınlatacağız. İki cihan saadetini nasıl kazanacağız. Çok işimiz var çok.

Fiilî dua zamanı. Devletimiz ve aziz milletimiz yaptı, yapıyor. Yaraları sarmak için gecesini gündüzüne katıyorlar.

Kavli dua zamanı. “Allah yâr ve yardımcımız olsun.”