Dolar (USD)
34.46
Euro (EUR)
36.14
Gram Altın
2961.33
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Temmuz 2017

Yer Gök Sela, Ezan ve Bayrak

15 Temmuz Destanı, şimdiden şanlı tarihimizdeki galibiyetlerimiz, Çanakkale Zaferi ve İstiklal Harbi gibi insanlığın ve tarihin şeref levhalarından biri olarak kayda geçti.

İslam'ın son kalesi, mazlumların sığındığı biricik ülke Türkiye'miz, işgal ve darbe teşebbüsünün yıldönümüne yaklaşmış bulunuyor. Halen başta FETÖ, PKK, DEAŞ, PYD ve DHKP-C ihanet örgütlerine karşı büyük mücadeleler veren güvenlik güçlerimiz, her yerde başarılı neticeler almaya devam ediyor. Şükürler olsun ki, PKK'nın da kökü kazınıyor. Çaresiz kalan ve inlerinde sıkıştırılan hainler artık askerimize teslim olmaya başladı. Türkiye, tarihinin en zor döneminden geçerken hem içerideki maşa örgütlere hem de dışarıda bize hasım olan, bilhassa Batıdaki emperyalist ülkelere karşı muhteşem bir direniş gösteriyor. Yedi düvele karşı verilen bu amansız mücadele, dünya tarihinin şanlı sayfalarına eklendi bile.

15 Temmuz Destanı, şimdiden şanlı tarihimizdeki galibiyetlerimiz, Çanakkale Zaferi ve İstiklal Harbi gibi insanlığın ve tarihin şeref levhalarından biri olarak kayda geçti. İmanlı ve mübarek bir milletin katil uçaklara, sefil tanklara ve onların satılmış robot askerlerine karşı verdiği büyük mücadeleyi ve elde ettiği zaferi bütün dünya hayretle, hayranlıkla gördü. Düşmanlarımız bile, kerhen de olsa bu dirilişi, direnişi, dayanışmayı ve azmi takdir etti, övdü.

15 Temmuz Haftası hazırlıkları son hızla devam ediyor. Resmi açılışlar, toplantılar yapılacak; şehitlerimizin anıtları törenle açılacak. Bilemediğimiz sürpriz çalışmalar olabilir. Devletimiz, hükümetimiz, ordumuz, emniyet teşkilatımız, valiliklerimiz, belediyelerimiz bu hazırlıkları tamamlarken vatandaşlar olarak bize ne gibi görevler düşüyor? Sivil toplum kuruluşları neler yapabilir? Bu konuda imal-i fikr etmek istiyorum. Zira bu kanlı, alçak ve hain darbe ve işgal teşebbüsü,devletimize yönelik olduğu gibi aynı zamanda milletimizi de hedef almıştı. Öyleyse Millet-Devlet bütünlüğü içinde bu programlar gerçekleşmeli ki, ruhlarını, bedenlerini, akıllarını ve vicdanlarını başkalarına satanların cesareti tamamen kaybolsun, ümitlerini yitirsinler. Kanaatimce bu anma, hatırlama ve görevler bir haftayla da sınırlanamayacak. Zira şimdiden bir çok ciddi etkinliğe başlandı. Benim naçizane düşüncem ve temennim şudur ki: Nasıl Ağustos ayı "Zaferler Ayı" ise, Temmuz da bundan böyle artık "Destan Ayı"mız olmuştur. Dolayısıyla Temmuz ayının sonuna kadar bu rüzgar devam etmeli, çalışmalar sürdürülmelidir. İşte yapılabilecek faaliyetlerden bazıları:

ŞEHİTLERİMİZ VE GAZİLERİMİZ ZİYARET EDİLMELİ

Onlar bizim için, bu mübarek vatanı korumak adına, al bayrağımızı indirmemek, ezan-ı Muhammedi'yi dindirmemek için canlarını ve kanlarını feda ettiler. Üstümüzde hakları çok. Başta İstanbul ve Ankara'da olmak üzere Türkiye'nin bir çok bölgesinde şehitlerimizin anıt mezarları vardır. Vatandaş olarak, bize görev düşüyor. Şehitlikleri ziyaret etmeli, fatihalarımızı ve dualarımızı okumalıyız. Elbette sadece 15 Temmuz Şehitleri değil, yıllardan beri Doğu ve Güneydoğu'da dış güçlerin maşası olan, kendi halkına kıyabilen PKK'lıların şehit ettiği askerlerimizin, polislerimizin, korucularımızın ve vatandaşlarımızın kabirleri de ihmal edilmeden ziyaret edilmelidir. Şehit yakınlarıyla görüşülmeli, onlara moral desteğinde bulunmalıyız. Yalnız olmadıklarını kendilerine hatırlatmalıyız. Şehitlerimiz gibi gazilerimiz de bu ilgiye ziyadesiyle layıktır. Onlar belki şu anda hayattalar, ama şehadeti göze alarak meydanlara girmiş, şehirlerde veya dağlarda düşmana kahramanca göğüslerini siper etmişlerdi. Gazilerimize de gözümüz gibi, canımız gibi bakmalıyız.

TEMMUZ AYI BOYUNCA TOPLANTILAR YAPILMALI

15 Temmuz Destanı hakkında bütün şehirlerimizde, ilçelerimizde, kasabalarımızda hatta köylerimizde toplantılar yapılmalı. Bilhassa il merkezlerinde konferanslar tertip edilmeli, panel ve sempozyumlar düzenlenmeli, sohbet toplantıları gerçekleştirilmelidir. Bunun için kimseyi beklemeye gerek yok. Valilerimiz, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız bu kutsal görevi ifa etmeli, köy muhtarları vatandaşlarımızı terör ihanetlerine karşı uyarmalı, uyandırmalı ve bu şuuru ayakta tutmalıdır. Böyle bir çalışma bulunduğumuz yerde yapılmıyorsa biz harekete geçmeliyiz, ilgili kişi ve kurumlara müracaat etmeliyiz. Zira bu, ihmal edildiğinde vebali büyük olacak kutlu bir görevdir.

YAYINCILARIMIZ HARIL HARIL ÇALIŞIYOR

Şükürler olsun ki şuurlu yayıncılarımız 15 Temmuz Destanı hakkında çok değerli kitaplar yayınladılar, yayınlamaya devam ediyorlar. Bu eserlerden bir kısmı roman, hikaye alanlarında olurken bir kısmı da belge niteliği taşıyan araştırma inceleme kitapları şeklindedir. Çocuklar için yayıncılık yapan naşirlerimiz ise, bu bilinci gelecek nesillere aktarmak için resimil/resimsiz çocuk kitapları hazırladılar, hazırlamaya devam ediyorlar. Bu kitapları belgesel filmlerle de desteklemelidirler.

41 YAZARDAN İHANET ÖRGÜTÜ FETO'YA MANİFESTO

Yapılan örnek çalışmalardan birisi yeni kurulan Mihrabad Yayınları tarafından gerçekleştirildi. Yeni Söz Gazetimizin yazarı Elif Sönmezışık'ın hazırladığı Yeniden İstiklal kitabında 15 Temmuz'la ilgili duygu ve düşüncelerini yazan, hatıralarını nakleden tam 41 yazar buluştu. Türkiye'nin tanınmış yazarlarının yer aldığı bu seçkin kadro, 8 Temmuz Cumartesi günü saat 14.00'te MTTB'de buluşacak. Bir sergiyle de taçlanacak olan program, bütün ihanet örgütlerine ciddi bir tavır, şanlı bir duruş ve aynı zamanda bir Osmanlı tokadıdır.

GAZETELER DERGİLER BOŞ DURMUYOR

İnanıyorum ki, yerli ve milli anlayışı benimsemiş olan, ülkesine ve milletine sevdalı basın yayın kuruluşları da üstlerine düşen vazifeleri hakkıyla yapacaklardır. Gazeteler, dergiler, televizyonlar, radyolar ve internet siteleri de Temmuz ayı boyunca bu milli ve insanu00ee neşriyatı yapacak, yüreklice, mertçe ve kahramanca dik duracaklardır. Bazı kültür sanat dergilerinin Temmuz sayıları 15 Temmuz Destanı Özel sayısı olarak hazırlanıyor. Televizyon ve radyolar özel programlar hazırlıyor. Gazeteler şimdiden 15 Temmuz Destanı ilaveleri hazırlamaya başladı.

GÖREV HEPİMİZİN, ÖYLEYSE DURMAK YOK!

Başta FETÖ, PKK ve DEAŞ olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı güçlü şekilde sesimizi duyurmamız gerekiyor. Bu konuda 80 milyon insanımıza da büyük görevler düşüyor. İktidarı, muhalefetiyle her kesim üzerine düşeni yapmalı, vatandaşlık vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir. İnşallah bu ay içinde gösterilecek olan kesin kararlılık, hem içerideki hainlere bir gözdağı olacak hem de Batıdaki emperyalist ülkelere anlamlı bir derse dönüşecektir. Allah vatanımızı dirlik içinde, milletimizi birlik içinde eylesin. Bu cennet vatana, Türkiye'mize kastetmek isteyenlere hiç bir zaman fırsat vermesin.