Dolar (USD)
34.64
Euro (EUR)
36.45
Gram Altın
2932.62
BIST 100
9608.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Mart 2013

Yeniden yeni bir Türkiye

"Beyaz haberler getirdim" C. Zarifoğlu

Çukurca'da şehit olan Komanda er Özkan Dumlu'nun babası Abdulkadir Dumlu, "...Bu konuda Başbakanımız Erdoğan'a güveniyoruz. O bir risk aldı biz neden acımızı yüreğimize gömerek başka ocakların sönmesini engellemek için sorumluluk almayalım" diyoru2026

Baba bu işte,

Babanın evlat acısı anneninkine benzemez. Annelerin gözlerinden akan yaşlar, babaların gönüllerine akıttıkları gözyaşlarıyla birleşir. Birleşen bu gözyaşları coşkun selin ağaçları kökünden söküp sürüklediği gibi babanın yüreğini yerinden söker anneyle her göz göze geldiklerinde.

Ulusalcı/milliyetçi Kılıçdaroğlu ile Bahçeli işte bu babaların çocuklarının kanları üzerinden siyaset yapıyor.

Ama artık yağma yok, babayı gördünüz değil mi babayı? Baba bu işte, bu babalar Bahçeli ile Kılıçdaroğlu gibilerinin tezgahlarını yerle bir edecek.

Bu zorlukları göğüsleyen başbakan R. Tayyip Erdoğan'ı kutlamak gerek. İnkar ve imha dönemine son verip; sulhu, çözümü esas aldığı için. Başbakana duyulan bu güvenden dolayı Diyarbekir Nevruz'u "sulh ve çözüm bayramı" olarak kutladı. Tayyip Erdoğan'a duyulan itimada Öcalan'ın okunan mektubundaki sağduyunun oluşturduğu ambiyansı eklerseniz, sonraki günlerde hangi güzel gelişmelerin olabileceğini varın siz düşünün.

Peki, bunlar olurken bayramlık muhalefet liderleri ne yapıyor?

Arkaik dil dışında hiçbir şey,

Bahçeli 'vur de vuralım, öl de ölelim'cilere dönüp 'ne vurması, ne ölmesi' diyebilecek yüreğe sahip olmayınca 'zamanı' kollamayı tercih etti. Utanç verici bir dil.

Tamam, yeniye karşı daima eskiler direnir, bu gayet normal, çünkü bütün 'yeni doğum'lara 'eskici'ler tahammülsüzdür. Biliyoruz ki acient regime/eski rejim 'şişman'ları ve seçkinleri yeniye -mevzilerini kaybedecekleri için- düşman olur. CHP ve MHP de bu görevi ifa ederken milletin ne kaybedeceğini düşünmediler, düşünmezler.

Kılıçdaroğlu sıkılmadan "masanın bir tarafında Öcalan bir tarafında da Erdoğan oturuyor" diyor. Tayyip Erdoğan Kılıçdaroğlu'na kaç kez "buyur gel, biz çözüm için çalışalım, MHP gelmezse de biz için çalışalım" demişti de Kılıçdaroğlu'unun gidişi o gidiş. Sanırım Ali Kırca'nın programında kendisine ısrarla soruldu "Kürt sorununda çözümünüz nedir" diye, Kılıçdaroğlu çocuklar gibi (bana ne bana ne ben söylemiycem) ısrarla "hayır, söylemiyorum" diye inat etmişti de o gün bu gündür Kılıçdaroğlu artık komik dahi olamıyor.

Evet,

Hakikaten Newroz yeniden doğuşmuş, Türk ve Kürt kardeşlerin yeniden doğuşu, tarih sahnesinde layık olduğu yere oturması için.

Bu reenkarnasyon değil, ric'at değil,

Yeniden ve yepyeni bir doğuş...

Kılıçdaroğlu'nun, Bahçeli'nin anlamadığını 'bebek katili' dedikleri Öcalan görüyor:

"Bugün artık yeni bir Türkiye'ye yeni bir Ortadoğu ve geleceğe uyanıyoruz."

Şimdi bana hala bu soruları soruyor musunuz:

Neden PKK silahları bırakıyor?

İsrail neden dize geldi?

Obama neden bizi destekledi?

Lübnan başbakanı neden gitti?

Neden neden neden?..

Bizi bize o kadar yanlış tanıttılar ki sanki "yaşıyorum o halde güçsüzüm"e iman etmişiz.

Şimdi 'neden'leri cevaplayalım,

Neden mi?

Çünkü sizin bizim fark edemediğimiz gücümüzü fark eden bir iktidar var.

Çünkü biz bilmesek de dünyayı yeniden inşa etme sorumluluğunu üstlenen bilgelerimiz var.

Çünkü siz biz hissetmesek de bu ülkenin manevi, kültürel, ekonomik, siyasi hinterlandının tsunamisi kıtalara vurduğunu görenler basiretli kadrolar var.

Türkiye artık yüz yıldır içine kapatılan Türkiye değil.

Bakın o bilgelerden biri ne diyor:

"Kadim birliktelikleri inşa etmek o kadim birliktelikten yeni bir siyaset anlayışı ortaya çıkarmak ve insanoğlunun büyük restorasyonunda öncü bir rol üstlenmek. Onun için Birleşmiş Milletler'de etkin bir şekilde mücadele ediyoruz, onun için yeni bir bölgesel düzen arayışı içerisindeyiz. Neye dayalı bir bölgesel düzen? Ortak güvenliğe, çok kültürlü yapıya, kültürel etkileşime, ekonomik karşılıklı bağımlılığa ve ortak kader bilincine. Sadece Türkiye içinde bir ortak kader bilinci değil, bütün bu bölgelerde yeni bir ortak kader bilinci oluşturacağız. Ve bu kader bilincinin üzerinde kadimden gelen ve en çok da Diyarbakırlıların anladığı, anlayabileceği, geliştirebileceği o değerlerle birlikte yeni bir siyaset kuracağız. İşte o gün geldiğinde tekrar bu medeniyetin, kadim medeniyetimizin özneleri olarak tarihe döneceğiz ve bütün insanlığa işaret saçacak fikirlerin, anlayışların, değerlerin öncüsü olacağız." Peki, bunları düşünmek, hele hele düşündüğünü hayata geçirmek o kadar kolay mı?

Değil tabi, kolay olsaydı cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanı olduğu halde köşk dışında kalır, uyur muydu?

Öyle kolay olsa Sayın başbakan Tayyip Erdoğan'a irili ufaklı otuz kez suikast mı düzenlenirdi?..

Nevruz alanında yanıma gelen bir vatandaş "eğer sulha ermezsek seni bu ülkede yaşatmazlar derinler" dedi, cevaben "biz de sulha kurbanız" dedim.

Tarih hepimizi yazıyor, tarihin gidişatını değiştirmek isteyenleri de, buna karşı çıkıp tarihin çöplüğünde yok olanları da...