Yeniden Refah Partisi'nin düştüğü çukur!
Biraz uzunca bir yazı. Ama okudukça doyamayacağınız bir yazı olduğunu itiraf etmeliyim.
Seçim yaklaştıkça Saadet
ve Yeniden Refahçılar CHP adına Bremen mızıkacıları ekibinde rol kapmaya
çalışıyor gibiler.
Babasının adını
kullanarak Türk Siyasetinde yer almak isteyen Fatih Erbakan mal bulmuş mağribi
edasıyla son günlerde Türkiye İsrail’e dikenli tel satarak Ramazan ayında
Mescidi Aksa’nın bu tellerle çevrilmesi sonucu Müslümanların Mescidi Aksa’ya
girememelerinin vebalini Recep Tayyip Erdoğan’a ve iktidara yükleme gayretinde.
Hatırlarsanız buna
benzer bir girişimde yine Saadet Partililer tarafından Ayasofya’nın Cami olarak
açılması sürecinde yaşanmıştı.
Her yıl 29 Mayıs sabah
namazının Ayasofya meydanında kılınması ile “Zincirler Kırılsın Ayasofya
açılsın” sloganları atılırdı. Her kesimden Müslümanlar oraya toplanırdı.
Saadet Partili bir ekip namaz sonrası hemen sahne alarak İktidarın Ayasofya’yı
açmak istemediği ve Ayasofya’nın müze olarak kalmasının garantörü olduğuna
vurgu yaparlardı. Bu açıklamaların ardından kalabalık Saadetlilere tepki
göstererek dağılırlardı. Ancak elbette azınlıkta olsa bir grup onlara
inanmaktan geri durmazdı.
Hatta bir TV
programında Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilen bir sual için “siz önce Sultanahmet’i
doldurun biz o zaman Ayasofya’yı açarız” şeklinde verdiği cevabı bu
iddialarına delil olarak gösterirlerdi. Ama ne oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan bir
kararname ile Ayasofya’yı Cami olarak hizmete açtı.
Aynı saadetliler bu kez
“vay efendim içerisindeki resim ve figürler neden kazınmadı bakın böyle cami
açmak mı olur” propagandasına sarıldılar. Tutmadı tabi…
Ne demiştik güya
Türkiye tel satmış ve bu teller yüzünden Müslümanlar Mescidi Aksaya giremiyor
olmuşlar. Ya bu nasıl bir akıl tutulmasıdır.
Fatih Erbakan acaba hiç
Mescidi Aksaya gitmiş mi? Gitmişse orada her giriş kapısında bekleyen İsrail
askerlerinin gözetiminde Mescide girildiğini görmemiş mi? Her yıl Ramazan
ayında yaşanan hukuksuzluğu, kimyasallarla dolu foseptik kokulu sulara maruz kalan
Müslümanların Mescidi Aksaya alınmadıklarına tanık olmamış mı?
Sanırsınız ki Fatih
Erbakan Patagonya’da yaşıyor. Babasının adı ile yükselişe kol sıvayan bir insan
kendinden mucit bir siyasi anlayışı hayata geçirmekten aciz.
Babası Necmettin
Erbakan’a karşı en büyük mücadeleyi veren TÜSİAD’ın ticari olarak nasıl
zenginleştiğini ve 15 Temmuz öncesi GEZİ provasında etkin üyesi KOÇ grubunun
sergilediği tutumu görmezden nasıl gelebilir? Gerek iç siyaseti gerekse Dünya
siyasetini yöneten aklın ekonomik gücü elinde bulunduran sermaye sahiplerinin
olduğunu idrak edemiyor mu? Bu sermaye sahiplerinin İsrail ile ticari
ilişkilerini bilmiyor mu?
Siyonistlerin dünyayı
yönettiği gibi Türkiye de büyük üretim ve ticaretin TÜSİAD üzerinden onların
elinde olduğunu herkes bilir.
Evimizdeki elektrikli
ve elektronik aletler, bindiğimiz araçlar, giydiğimiz elbiseler, yediğimiz
gıdaların çoğunu onlar üretiyor...
İsrail'e Türkiye mal
satıyor ifadesinin Yahudilerin propagandası olduğu bir gerçek. Çünkü İslam
ülkeleri liderleri arasında uluslararası kamuoyunda İsrail terör devletine
karşı en büyük mücadeleyi ve söylemi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan
dillendiriyor.
7 Ekim’den beri
Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsen, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı
İbrahim Kalın ile diplomasi yürütüyor. YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan ve
İsrail Terör devletine karşı ülkeleri yaptırım uygulamaya davet eden liderin
Erdoğan olduğu gerçeğini hatırlamak istemiyor.
Böylece 31 Mart yerel
seçimleri öncesi siyasi bir propagandaya için çok seviyesiz siyaset anlayışını
hayata geçiriyor. Bu anlayış Türk seçmeninin menfaatine olmadığı gibi Filistin
halkının menfaatine hiç değildir.
Düşünün bir kere bu
seçimlerin kaybı kimlerin işine yarayacak? Elbette CHP ve DEM partilerinin
işine yarayacak. Saadet Partisini dikkate bile almıyorum. Ancak Yeniden Refah
Partisinin oy oranının %2-3 civarında olduğu ifade ediliyor. Bu durumda İBB
seçiminde ya da ABB seçiminde bir fayda elde edemeyecekleri bir gerçektir.
Öyleyse sizlere soruyorum;
“Dikenli teller yüzünden Mescidi Aksaya girilememesinin vebalinin Erdoğan ve
ekibine yükleyen Fatih Erbakan siyasi dehası ile iç siyasetteki tutumunun
vebalini kime yükleyecek?”
Heyhat…
Babanız Erbakan Allah
için yola çıkmıştı. Siz ne için çıktınız? Bir iki belediye ve birkaç meclis
başkanlığı almak için mi?
Bu ülkede gerçek vatan
evlatlarını görmek isteyen Cumhur İttifakının ana bileşeni MHP’ye bakmalı.
Devlet bahçeli milli birlik ve beraberlik için tüm siyasi menfaatleri bir
kenara bırakmış durumda. Onlardan ders almalarını tavsiye ediyorum.
Elbette son karar
kendilerine ait. Ama şunu unutmamalılar. 1909 da Selanik’ten hareket eden
Harekât Ordusunun başındaki Mahmut Şevket Paşayı hatırlasınlar. Bugün tarih
onları tarihin köhnemiş sayfalarında mahkûm etmiş vaziyette.
Sultan Abdulhamit’in
hal fetvasının ilk bölümlerini kaleme alan Elmalılı Hamdi Yazır Hocanın
pişmanlığını hatırlayınız. Ama nafile son pişmanlıklar fayda vermiyor. Yeniden
Refah Partisi aynen bu İttihatçılar gibi anılmaktan kendilerini
kurtaramayacaklar…
Ancak şuna inanıyorum.
Seçmen ekonomik sıkıntıları bahane eden bu siyasi partilere pirim
vermeyecektir. Ferasetle hareket edecek ve Yeniden Refah Partisinin İsrail
terör devletinin korkulu rüyası Recep Tayyip Erdoğan’ın aleyhinde kara propaganda
yürüten bu siyasi partilere geçit vermeyecektir.
Dün 18 Mart 1915’te
Çanakkale’yi geçmeyi başaran düşmanın asıl hedefi İstanbul’du. Başaramadılar.
Bu kez CHP ve DEM
üzerinden İstanbul’u işgale hazırlanıyorlar.
Bekleyip göreceğiz.
Zaman en güzel ilaçtır.
Bir takriz; Aşağıda ki
fotoğraf Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Mart 2018 de tamamlanan Zeytin Dalı
Harekatının emrini verdiği günü temsil ediyor.
DÜN ÇANAKKALEDEN GEÇMEK
İSTEYENLER BAŞARILI OLSALARDI İSTANBUL DÜŞECEKTİ.
"18 Mart'tan 15
Temmuz' a Çanakkale Ruhu"
18 Mart'ta İstanbul'a
haçlılar, Çanakkale Boğazı'ndan saldırıya geçtiler. Allah'a şükür
başaramadılar.
▪️251 bin şehit
verdik...
15 Temmuz'da, yerli
işbirlikçileri İstanbul Boğazı'ndan saldırıya geçtiler. Elhamdülillah yine
başaramadılar.
▪️251 şehit verdik...
Âsım’ın nesli diyordum
ya nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu,
çiğnetmeyecek.
31 Mart Vakası bir daha tekerrür etmeyecek!