Yeniden Refah Partisi ve Fatih Erbakan
Şöyle bir mesaj:
“Buyurun başlıyoruz.
Artık beklenen an geldi. Türkiye’nin umudu, İslam Alemi’nin kurtuluşu için partimizi kuruyoruz.
(23 Kasım Cuma Namazı, Hacı Bayram Veli Camii-Ankara)
Yeni bir başlangıç.
Hayırlı olsun.
“Refah Partisi ve Erbakan” dendiğinde yüreğimizin telleri titriyor haliyle.
Nasıl titremesin, O Büyük Dâvâ Adamı’nın dahilî ve haricî bütün şer odaklarına karşı verdiği mücadelenin izleri memleketin her yerinde.
Yüreğimizin çok müstesna bir yerinde.
Her attığımız adımda, her çıktığımız yolculukta “Gizli Dünya Devleti”ne “ödeme yapmak” mecburiyetinde bırakıldığımızı nasıl da anlatırdı Rahmetli.
Uçağa da binsek, gemiye de…
Tespih de alsak, seccade de…
Su da içsek, şerbet de…
Gizli Dünya Devleti’nin “payı” var, her adımımızda haraç ödüyoruz dünyayı yöneten “karanlık aile”lere!..
Her ülkede ekonomik krizler çıkartılıyor ve her ekonomik kriz de “kahraman vatan evlâtlarını” tüketirken, “tefeci takımı”nın tahakkümünü pekiştiriyor.
Köle düzeni ve milyarlarca köle!..
Bayrakları, marşları, kahramanlık destanları olan şanlı köleler!..
Rahmetli Hocamız anlattıkça yüreğimiz daralır, beynimize “Bu düzen nasıl değişecek arkadaş, adamlar her yeri tutmuş!” karamsarlığı yerleşirdi.
O bir an bile ümidini yitirmezdi, her dem tazeydi ve hep delikanlıydı…
Yüzde bir, yüzde beş, yüzde 21…
Seçimden çıkartabildiği oy her neyse, büyük bir “zafer”in “müjde”cisi olarak anlatırdı…
“Gayret bizden, netice Yüce Allah’tan!” tevekkülünü her haliyle hissettirirdi.
Çok yakından tanıyan dostlarımızdan biri anlatmıştı:
“Bir dosya üzerinde sabah namazına kadar çalıştı Hocam. Kalktığında fark ettim ki, ceketinin vatkaları ıslanmış terden.”
Rahmetli Erbakan Hoca’nın evlâdı, Muhterem Fatih Erbakan gerçekten son derece “zorlu” bir işe girişiyor.
Her tavrı, her konuşması, her şeyi Rahmetli Erbakan Hoca gibi bir “Dev Şahsiyet” ile karşılaştırılacak.
Ve tabii…
Yeniden Refah Partisi de, Milli Nizam, Milli Selamet ve Refah ile kıyaslanacak.
Ben Refah Partili yılları birebir yaşama imkânını buldum.
Akıllara durgunluk veren bir çalışma temposu vardı orada.
Rahmetli Erbakan Hoca’nın riyasetindeki ekip, öyle bir muhalefet yapardı ki…
Siyasi iktidarların bütün icraatlarını o kadar yakından takip ederdi ki…
Bir gün…
Rahmetli Kâmran İnan, “Ben çok muhalefet gördüm ama Erbakan’ın ekibi gibi iktidarı sıkıştıran, Erbakan’ın ekibi gibi rakamlarla, projelerle, güzel güzel ezen bir muhalefet anlayışını hiç görmedim!” demişti.
Milli Nizam, Milli Selamet ve Refah Partisi muhalefeti, son derece “nezih” muhalefetti.
Rahmetli Erbakan Hoca, o müthiş nüktedanlığı ile “rakiplerini” nasıl sallardı, merak eden girsin sosyal medyadan izlesin lütfen.
O sütü bozuk 28 Şubat darbecilerine karşı nasıl direndiğini, o müthiş baskılara nasıl karşı koyduğunu, bin türlü zorluk yaşarken milletini sıkıntıya sokmamak için nasıl çırpındığını aradan geçen yıllar çok daha net bir şekilde gösterdi hepimize.
Ne müthiş bir dirayet, ne büyük bir yürek, nasıl bir sabır…
Muhterem Fatih Erbakan’ın birkaç konuşmasını canlı olarak, çok sayıda konuşmasını da “sosyal medya”dan izleme imkânını buldum.
Ayrıntılara hakimiyetini, meseleleri yerli yerine oturtuşunu, doğaçlama yeteneğini yakından gördüm.
Son derece nazik bir insan, bu yönüyle “Rahmetli Erbakan Hoca’nın evladı!” dedirtiyor.
Her insan farklıdır, her insanda bir başka dünya saklıdır ama bir Büyük Şahsiyet’in evlâdı olarak siyasete atılıyorsanız, O Büyük Şahsiyet ile kıyaslanırsınız…
Bir dizi “Dâvâ Partisi”nin devamı olma iddiasındaysanız, geçmişin mirasını geliştirerek ileriye taşıyabilmeniz beklenir.
Bir fark ortaya koymalısınız, çok net bir fark.
Yeniden Refah Partisi’nden öncelikli beklentim, memlekette “seviyeli ve etkili muhalefet rüzgârını” estirmesidir.
“Erdoğan’ı aşağı indirelim de memlekete ne olursa olsun!” zihniyetiyle her türlü “şer odağı” ile işbirliği yapmaya hazır pozisyonda bekleyen “bir kısım muhalefet” anlayışından iyice bıkmış durumdadır memleket evlâdı.
Memleketteki bütün yatırımlara karşı çıkan ve iktidara geldikleri takdirde “yapılan ne varsa yıkmayı” vaat eden anlayıştan bıkmış durumdadır.
“Neleri yapacağını değil de neleri yıkacağını” anlatıp duran zihniyet, iktidar partisinin motivasyonunu da olumsuz yönde etkilemektedir.
Rakamlar ve alternatif projelerle muhalefet yapan bir partinin,“iktidar”ı daha da fazla üretmeye zorlayacağı açıktır.
Yeniden Refah Partisi, diyelim ki, “eğitim müfredatımız”daki eksileri ve artıları net bir şekilde ortaya koysa ve kadim medeniyetimizin eğitim alanındaki birikimlerini günümüzün gerçekleriyle harmanlayarak verimli bir model sunsa, memleketimiz için çok iyi olmaz mı?..
“Bu memlekette muhalefet yapılmasın!” diyen yok ki…
“Muhalefet ama yıkıcı muhalefet değil. Muhalefet ama illegal odaklara destek veren muhalefet değil. Muhalefet ama, her durumda dış güçlerle birlikte hareket eden bir muhalefet değil!”
“Cumhur İttifakı” güzel misal.
Gerekli gördüğü noktalarda muhalefetini yapmaktan geri durmayan MHP’nin “memleketin varlık ve güvenliğini ilgilendiren” meselelerde İktidar Partisi’ne destek vermesi olumlu bir tavır değil mi?..
Yeniden Refah Partisi’nin doğuşuyla, her memleket meselesiyle çok yakından ilgilenen, icraatın her adımını çok yakından takip eden, etkili, sorumlu, yapıcı, üretken bir muhalefet partisine kavuşmuş oluruz inşallah.
İktidar mı?.
Orası da nasip meselesi…
Gayret Kul’dan, netice Yalnızca Allah’tan.
Bir bakmışsınız, günün birinde Cumhur İttifakı’nın çerçevesi genişlemiş…
Duyum değil, tahmin de değil…
Temenni sadece.
“Görelim Mevlâm Neyler, Neylerse Güzel Eyler.”