Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.26
Gram Altın
2969.20
BIST 100
9637.55
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Nisan 2019

Yeniden Refah Partisi

Balgat’taki ‘Genel Merkez Binası’nın tahliyesi, “İstanbul seçimi yenilenecek mi yenilenmeyecek mi?” tartışmasının baskısı altındaki gündemde epeyce yer tuttu.

O bina.

Merhum Erbakan Hoca’nın alın teriyle güzelleşmiş “Makam Odası”nın dili olsa da konuşsa; kimbilir neler neler yaşanmıştır, milli iradeyi hedef alan Siyonizm uşaklarına karşı verilen müthiş mücadelelerin “Karargâhı”nda..

Bizim de birçok hatıramız var; o sütü bozuk 28 Şubat darbecilerinin ortalığı kasıp kavurdukları süreçlerde, başta Merhum Erbakan olmak üzere nice Milli Görüş sevdalısına destek için sıkça gittiğimiz mekânlardandı o bina…

Saadet Partisi’nin o binadan tahliyesini özel bir ilgiyle izlememiz tabii karşılanmalı bu bakımdan, orada ne olursa bizim için önemli.

Evet tahliye…

Bu meselenin aslı fesli nedir, onu ortaya koymak bakımından yeterince izah edici olan 16 Ocak2019 tarihli bir “belge” var.

Bir “Taahhütname.”

“Söz” yani.

Belgenin altında Saadet Partisi Adına Genel Sekreter Sayın Tacettin Çetinkaya’nın imzası bulunuyor.

İki de şahit; biri Avukat Sayın Mehmet Ener, diğeri ise Saadet Partisi GİK Üyesi Sayın Fethullah Erbaş.

Okuyalım:

“Partimizin genel merkezi olarak kullandığımız ve fakat Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 22.06.2017 tarih ve 2017/290 esas sayılı dosyasından verilmiş tahliye kararının kesinleşmesi nedeniyle Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4760 Sayılı dosyası ile tahliye işlemleri devam eden mülkiyeti ‘ETAŞ Emlak Turizm ve Tic. A.Ş’ye ait, Balgat, Ziya Bey Caddesi, 1421 Sokak No: 15’te bulunan taşınmazı (binayı) yerel genel seçimlerin bitimini takiben 01/04/2019 günü tamamen boşaltarak kiralayan ETAŞ Emlak Turizm ve Ticaret A.Ş. yetkililerine hasarsız, temiz, kullanıma hazır teslim edeceğimizi, böylece Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4760 Sayılı takip dosyasında infaz için bekleyen tahliye kararının gereklerini hiçbir zorlamaya ihtiyaç bırakmadan yerine getireceğimizi beyan, kabul ve taahhüt ederiz.”

Evet, böyle bir taahhütname.

Saadet Partisi yönetimi, binayı hiçbir zorluk çıkartmadan boşaltacağına “söz” vermiş oluyor bu taahhütnameyle.

Meselenin hukuki boyutu net.

Sürece ilişkin bir takım bilgilere sahibim.

Yargıdan, Bina’nın tahliye edilmesine dair kararın çıkmasının ardından, bazı partililer “Bu işlemin bir an evvel yerine getirilmesi” yönünde fikir beyan ettiğinde…

Sayın Fatih Erbakan ve çalışma arkadaşları, eldeki kararın “tahliye”ye işaret ettiğini ancak, seçimden önce “tahliye” işleminin gerçekleştirilmesinin “münasip” olmayacağını ifade etmişlerdi.

Bu düşüncenin ya da “anlayış”ın neticesi olarak Saadet Partisi’ne “seçim sonrası”na kadar süre tanınması fikri benimsendi.

Bu yapıldı.

Saadet tarafı da iş o noktaya geldiği için, binayı seçimden hemen sonra “boşaltacağına” dair taahhütnameyi imzaladı.

Sonra da…

İşte, son yaşananlar…

Rahmetli Erbakan Hoca’nın fotoğraflarıyla verilmek istenen mesajları izlediniz.

“Olmasaydı sonumuz böyle” deniyor bu tür durumlarda ama oldu işte…

Artık yeni bir Parti var; Yeniden Refah Partisi.

Bina, Sayın Fatih Erbakan’ın Genel Başkanı olduğu Parti’nin Genel Merkezi olarak kullanılacak.

Hayırlı olsun.

Refah Partisi’nin milyonlarca vatan evlâdının gönlündeki yeri çok özeldir.

Bina meseleleri bir şekilde hallolur, Saadet Partisi’nin epeyce gayrimenkulü var.

Yeniden Refah Partisi, bir Genel Merkez binasına ihtiyaç duyuyordu.

Her iki partiye de hayırlı olsun.

YENİDEN REFAH PARTİSİ’NDEN BEKLENEN

Madem bu vesileyle gündeme geldi ve gündeme gelmesinden dolayı nice okuyucumuz tarafından “Yeniden Refah Partisi”ne ilişkin düşüncelerimizin dile getirilmesi talep edildi.

Özetle ifade edelim:

Memleket, hayli vakittir çok çetin tartışmalar ve hatta çatışmalar içinde.

28 Şubat sürecinde, milli iradeye kast edenler net gibiydi; bir tarafta 28 Şubat darbecileri vardı, diğer tarafta onlarla mücadele edenler.

Bir tarafta zâlimler vardı, diğer tarafta mazlumlar.

Bir tarafta namaza, niyaza düşmanlık edenler vardı, diğer tarafta savunanlar.

Son yıllarda bu işler çok karıştı; namazlı, niyazlı bilinen bir grubun, dış güdümle seri darbe girişimlerinde bulunması ve seri darbe girişimlerini püskürtmeyi başaran siyasi iradenin bu grubun arka plân ilişkilerini gözler önüne sermesiyle, bir vakitlerin “Alnı secde görenden zarar gelmez!” anlayışına darbe indirildi.

Bu süreçte nice “ulvi” kavramımızın içi boşaltıldı, zemin kaydı, her şey kaydı, “hizmet” demekten bile çekinir oldu insanlar…

Neler yaşadık neler; 15 Temmuz’un ardından gerçekleştirilen “kamudan temizlik operasyonları”nın da nice yan etkisini gördük; FETÖ ile mücadelede “At izi ile it izinin birbirine karıştığına” veya “karıştırıldığına” dair nice tartışma…

Her alanı olduğu gibi “siyaset”i de çok derinden etkiledi bu süreç.

Her şey birbirine girdi, güvenebileceğiniz insan sayısı zaten çok değildi, iyice azaldı.

Dört bir koldan “damgalama” operasyonları geldi, niceleri beğenmediklerini karalamak için “FETÖ” damgasını kullandı

Derken derken…

Siyasette de acayip oluşumlar meydana geldi, benzemezler bir araya getirildi, izlediniz ve izliyorsunuz işte.

Bu süreçte “Cumhur İttifakı”nın bünyesinden Cumhur İttifakı’na zarar veren tutumlar, hareketler de sadır oldu…

Bir dolu dert işte…

İşler iyice karıştı.

Toplumun anlam çerçevesi iyice dağıldı.

Bu süreçte operasyonlar devam etti; Türkiye’nin ekonomisi ağır saldırılara maruz bırakıldı.

“Üretim”e dayanmayan kırılgan yapı da bu operasyonlardan epeyce etkilendi.

“Kültürel İktidar”, malûm zihniyette olduğundan, işler epeyce karıştı.

Dıştan gelen baskılar, yanlış aday tercihleri, şu, bu…

Bir çok faktör sandığa yansıdı; en azından “yerel bazda” çok yansıdı.

Vesaire vesaire…

YENİDEN REFAH PARTİSİ; KIRMADAN, DÖKMEDEN, YAPICI, YOL GÖSTERİCİ VE İKAZ EDİCİ MUHALEFET.

Şimdi…

Yeniden Refah Partisi…

Ne yapabilir?..

Sonrasını bilemem…

Şimdisi için ise beklentilerim var.

Birincisi, etkili muhalefet.

Etkili ama yıkıcı değil.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış.

Bu bir zaruret.

İkincisi, doğruları ve yanlışları ortaya koyarken tıpkı Rahmetli Erbakan Hoca’nın yaptığı gibi rakamlara, tablolara, projelere dayanmak…

Ahkâm kesmeden, hakkını vere vere…

Hayra motor, şerre fren olarak…

“Sorumlu muhalefet” anlayışından misaller vererek.

Liyakate yaslanarak…

“Ahbap- çavuş” ilişkilerinden mümkün olduğunca uzak kalarak…

Yeniden Refah Partisi’nin, teşhisleri ve tedavi yollarını net bir şekilde ortaya koymak gibi bir görevi var.

Ya da beklenti o yönde, en azından benim beklentim o yönde.

Birçok siyasi oluşum hakkında kuvvetli “dış bağlantı” ve “proje” iddiaları ortadayken…

“Milli Görüş”ün temel ilkelerini güncel problemlere çözüm teklifleri çerçevesinde ortaya koyacak bir siyasi hareket iyi gider.

Rahmetli Erbakan Hoca’nın alın teriyle güzelleştirdiği mekân, hayırlı çalışmalara vesile olur İnşallah.

Olursa, bütün insanlık istifade eder bundan.

Sorumlu, yapıcı, nazik, üretken muhalefete çok ihtiyaç var çok.