Dolar (USD)
34.29
Euro (EUR)
37.34
Gram Altın
3033.33
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Haziran 2020

Yeniden eski eğitime

Türkiye'de 67 bin civarında okulda 1 milyon 100 bin civarında öğretmen gözetiminde, okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyondan fazla öğrenci örgün eğitim alıyor.

Yine Türkiye'de 130 devlet üniversitesi ve 73 vakıf üniversitesi olmak üzere 203 üniversitede 175 bin akademisyen öncülüğünde 8 milyon civarında öğrenci yüksek eğitim alıyor.

Bu kadar sayıda insanın yıllarca eğitim gördüğü bir ülkede hala eğitimden yana şikâyetlerimiz ve sıkıntılarımız devam etmektedir.

Eskiyi utanç vesilesi sayarak koptuğumuz ve devamı olmaktan kimi zaman utandığımız tarihimizdeki eğitim durumuna baktığımızda dünyaya yön veren insanları yetiştiren eğitim sistemimizi yeniden gözden geçirmek ve belki de ondan bazı yol haritaları almamız gerektiği muhakkaktır.

Her gün biraz daha gelişen ve değişen dünyada kullandığımız, tıptan matematiğe, astronomiden jeolojiye kadar her icat bugün Batı’ya ve Batılı bilim adamlarına mal edilmektedir. Hemen hemen hepsinin, çok daha önceleri bizim tarihimizde bizim bilim adamları tarafından ortaya konduğu tarihi bir gerçektir.

Amerika’nın keşfi bir tarafa, ilk eğitim sistemi, ilk ilim müesseseleri, ilk akademiler, ilk rasathaneler, ilk hastaneler bizim ilim adamlarımız tarafından kurulmuş ve bu müesseselerde yetişen ilim adamları dünyaya yön verecek çalışmalar yapmış, bugünün temelini oluşturacak bilim ve teknolojinin başlangıcı sayılan icatlara imza atmışlardır.

Farabiler, Biruniler, Kerhiler, Kaşiler, Ferganiler, Bitruciler, Raziler, Hezarfen Ahmet Çelebiler, Akşemseddinler, Ali Kuşçular, Behram Kurşunoğlular, Cahit Arflar, Gelenbevi İsmail Efendiler, Hulusi Behçetler, İbn-i Sinalar, Erzurumlu İbrahim Hakkılar, Kaşgarlı Mahmutlar, Ömer Hayyamlar, Piri Reisler, Şemseddin Halililer, Uluğ Beyler bunlardan sadece bir kaçıdır. Tarihimizle irtibatımız koparıldığı günden beri bu insanları hem tanımıyor, hem de insanlığa bıraktıkları bilim mirasından faydalanamıyoruz. Hâlbuki batı bu insanlardan yüzyıllarca faydalanmış ve eserlerini üniversitelerinde ders olarak okutmuşlardır.

Yüzyıllarca dünyaya adaletiyle hâkim olmuş bir devletin ve onun yöneticisi padişahların özel yönlerini çoğu zaman bilmeyiz, onları savaşlarla ve savaş meydanlarında hayal ederiz. Şahsi başarıları devlet başarılarının çok çok üstünde olan padişahlarımızı yetiştirenler de öğretmenlerdi. Yetiştikleri kurumlar da dönemin okullarıydı.

Osmanlı padişahlarına olduğu gibi dönemin öğrencilerine de çok iyi eğitim verilirdi. Öğrenciler özel kabiliyetlerini öne çıkaran alanlarda da özel eğitime tabi tutulurlardı. Padişahlar el sanatları ve güzel sanatların bir ya da birkaç dalında mahir derecede usta idiler.

Osmangazi’nin ve Yıldırım Beyazıt’ın şair, Çelebi Mehmet’in yazar ve pehlivan bir güreşçi, II. Murat’ın musikişinas, Fatih Sultan Mehmet’in Arapça, Farsça, Yunanca ve Latince gibi birkaç dil bilen, II.Beyazıt’ın hattat, müzehhip, bestekâr ve musikişinas, Yavuz Sultan Selim’in şair, tarihçi, iyi yay yapan, ok atmakta usta, mahir bir avcı, kılıç kullanmakta maharetli, Kanuni Sultan Süleyman’ın divan edebiyatının en fazla gazel yazan şairi, hattat, musikişinas, kundura imalatçısı ve sporcu, II. Selim’in değerli bir bestekâr, III. Murat’ın hattat, Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere dört ayrı divanı olan, III. Mehmet ve I. Ahmet’in kaşık ustası, fildişi yüzük imalatçısı, II. Osman’ın şair ve güreşçi, IV. Murat’ın şair ve musikişinas IV. Mehmet’in mehter marşlarının güftecisi, Sultan II. Süleymanın hattat, II. Ahmet’in Kur`an-ı Kerim’i bizzat kendi hattıyla yazan, II. Mustafa’nın şair ve hattat, III. Ahmet’in musikişinas, şair ve usta bir yazar, I. Mahmut’un mücevher işlemede üstat, kendi güftelerini besteleyen bir bestekâr, III. Osman’ın hattat, III. Mustafa’nın Sikkezen (para basan), astrolog, I.Abdülhamit’in kemankeş (okçu), yay imalatçısı, III.Selim’in nakkaş, neyzen ve şair, IV. Mustafa’nın şair, II. Mahmut’un sedefkâr, hattat, sporcu, bestekâr, tamburi ve neyzen, Sultan Abdülmecit’in piyanist ve hattat, Sultan Abdülaziz’in neyzen, bestekâr, hattat ve ressam, V. Murat’ın piyanist ve mimar, II. Abdülhamit’in sedef, fildişi kakma, oyma, süsleme sanatlarında mahir, usta bir marangoz, Sultan V. Mehmet Reşat’ın iyi derecede Farsça bilen, edip ve şair, VI. Mehmet Vahdettin’in bestekâr ve piyanist, Abdülmecit’in başarılı bir ressam, hattat, neyzen ve bestekâr olduğunu bilmeyiz.

Kabiliyetlerine göre eğitilen insanların dünyaya hâkim olan bir medeniyeti inşa ettiklerini tarihte gördük, gelecekte de görürüz inşallah.

 
ABONE OL
Google News - Milat Gazetesi
202410 - Ziraat Bank - Kadın Çiftçi
202410 - Ziraat Bank - Basınçlı Sulama
Masrafsız Bankacılık
Görüntülü Görüşme