Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Aralık 2016

Yeniden Dağıtılan Kartlar ve Kürt Masası

Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Erdoğan, geçtiğimiz hafta 32. muhtarlar toplantısında: "Gün çekişme, çatışma, husumet, eski defterleri karıştırma günü değildir, tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ediyorum, devlet de millet de güvenlik güçlerinin yanındadır, yaşadığımız dönem en az istiklal harbi kadar önemlidir. Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz, bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız" şeklinde konuşarak terörle topyekün mücadelenin yeni paradigmasını ve konseptini ortaya koydu.

Bu topraklarda hak ve batılın mücadelesi bin yıldır hiç bitmedi ve bitmeyecek. Her seferinde yeni gerekçelerle, yeni müttefiklerle, uygun zamanda, uygun ortamda saldırdılar ve tekrardan saldırmaya devam edecekler. Türkiye yani "İslam'ın kalesi" var oldukça, diz çökmedikçe de asla pes etmeyecekler. Çok acı çekiyoruz belki daha da çekeceğiz, çok canlar da veriyoruz, şiddet ve terör sarmalında belki daha da vereceğiz.

Hedef: Erdoğanla büyüyen türkiye

Çok uluslu bu kuşatmaların ve saldırıların son dönemdeki "asıl hedefi" yüzyıl önce kapatılan parantezi açmaya, Türkiye'yi değişim ve dönüşüm hamleleriyle ayağa kaldırmaya çalışan, mazlumun umudu, zalimin korkusu olan, sömürüye, emperyalizme, her türlü vesayet, bürokrasiye isyan ve itiraz eden "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın" şahsında yeni ve bağımsız Türkiye'dir yani vatandır yani namusturu2026

Dayanışmamızı yıkmaya, maneviyatımızı ve moralimizi bozmaya çalışıyorlar. Terör saldırılarının emrini verenler ve onların tetikçileri, "bizi sindirip, korkutmak, birbirimize, öncü kadrolarımıza, yeni kurucu akıllarımıza, büyük akıl ve feraset sahibi Erdoğan'a ve devletimize olan güvenimizi" yok etmek istiyorlar. Ancak 15 Temmuz destansı direnişi gösterdi ki bu aziz millet bu güzelim ülkeyi ve "asrın lideri Erdoğan'ı" birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları içerisinde canı pahasına da olsa teröre, şiddete, kaosa ve yeminli Erdoğan düşmanlarına asla teslim etmeyecektir!!

Ya izzet ya da zillet

Yaşadığımız dönem 2. Kurtuluş savaşı misali bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. "Ya izzet ya da zilletu2026""Türkiye'den başka devletimiz, bu topraklardan başka vatanımız yoktur." Ülkemizi Suriye'ye, Irak'a çevirmek isteyenlere, terör ve tehdit ile diz çöktürmeye, hizaya getirmeye, terbiye etmeye çalışanlara asla izin vermemeliyiz. Gün bütün etnik, mezhepsel ve ideolojik sorunları, farklılıkları, saplantıları, çatışma ve çekişmeleri bir tarafa bırakma, vatana, geleceğe sahip çıkma, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın deyimiyle " Milli Seferberlik, gönüllerde birlik" günüdür.

Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle yani 80 milyonun tamamıyla hepimiz bu ülkeye aitiz. Yani "hep birlikte büyük Türkiye'yiz." Bir ve kardeş oldukça Allah'ın izniyle, öncü kadrolarımızla, yeni kurucu akıllarımızla beraber üstesinden gelemeyeceğimiz sorun da yoktur. Bir arada yaşama duygu ve azmimizi yitirmeyelim, aynı vatanda birlikte yaşamanın mutluluğunu ve hazını kaybetmeyelim. Şer ve musibetlerin aramızda büyümesine izin vermeyelim. Fitne ateşini yakmaya çalışanlara hep beraber karşı gelelim.

Terör; kin, çatışma ve kan ister

Milli şairimiz Mehmet Akif'in vurguladığı gibi " Girmedikçe tefrika bir millete düşman giremez; toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez." Bir milletin mensupları olarak bir birimize sırt çevirmeyelim, Allah rızası için Türk, Kürt, Arap demeden birbirimize merhamet edip, duygusal kopuşa götürecek söz ve eylemlerde bulunmayalım yani terörün kurduğu tuzağa düşmeyelim, amacına hizmet etmeyelim. Bakınız "terör en çok zaafları kaşır, etnik ve mezhepsel iç çatışmaları körükler, aklı selimi ortadan kaldırmak ister, sağlıklı düşünmeye darbe vurur, öfkeyi körükler, ırkçılık ve hamasetten beslenir, farklılıklar arasında kin ve kan çıkmasını" ister. Aman ha! Zaman ne acıdan felç olma ne de öfkeden kendini kaybetme zamanıdır.

Terörle mücadele ederken eski ceberrut devletin yanlış uygulamalarına düşmeyelim, devleti eski kirli sulara çekmeye çalışan yapılara da asla izni vermeyelim. Bununla beraber terörle mücadeleyi sadece bir asayiş sorunu olarak görmeden, kendilerine "Kürt siyasi hareketi" diyen yapıyla pazarlık yapılıyor görüntüsü vermeden, doğrudan halkı muhatap alarak, "ana sütü gibi helal" yaklaşımıyla "ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal" tedbirleri de beraberinde devreye sokalım.

Saha ekibi, Kürt masası olsun

Gözden kaçırılmaması ve çok iyi değerlendirilmesi gereken husus "PKK'nın eylem ve söylemlerinden bıkan bölge halkı yani Kürtlerin çok büyük kısmı, ağzından barışı eksik etmeyip sürekli savaşanların tüm tahrik ve kışkırtmalarına rağmen canlarıyla bedelini ödeseler dahi devletin yanında oldular, sokaklara inmediler, kaos ve anarşiye alet olmadılar."

Özelikle bölgede devletin elde ettiği psikolojik üstünlüğü zaafa uğratacak "kirli algı operasyonlarıyla" mücadele noktasında eksiklikleri gidermek için bölgede, sahadaki gelişmeleri öngörüp, yakinen takip edecek, halkın talep ve beklentilerini ilk ağızdan dinleyecek, yetkili makamlara çözüm önerileri sunacak "bir saha ekibine, bir Kürt masasına" ihtiyaç vardır.